Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Haziran 2022

Korkunun ecele faydası olmaz

Sosyal medya kullanımı ile ilgili düzenleme mecliste adalet komisyonunda görüşülüyor.

İnşaallah en kısa zamanda yasalaşır.

Yalan rüzgârını arkasına alarak birlik hamurumuzu sulandırmakla görevli toplar botla ve piar yapıcı hayali hesapları kontrol eden güruhu aldı bir korku.

Etekler tutuştu ve adeta altına ediyorlar.

Ülkemizi Dingonun ahırı zanneden azgın azınlık bundan böyle her ne herze yiyorsa kendi kimliğini gizlemeden mertçe yemeli ve kim kimin adına ne yediğini ve nelerin ne uğruna yendiğini insanımız bilmeli.

Sosyal medyayı raptu zapt altına alacak olan bu düzenlemede geç kalınmış olmanın sebepleri üzerinde kafa yormak gerekirken, bu düzenlemeyi hak hukuk ve özgürlük bağlamında demogoji konusu yapmanın insanilikle bir ilgisinin olmayacağı kanaatindeyim.

40 madde olarak görüşülen yasanın 29. maddesine karşı çıkılmasının sebebini aklıselim insanlar iyi düşünmeli. Bu madde özet olarak, yalan yanlış algılar ve bilgilerle vatandaşın yanlış yönlendirilmesini engellemeye yönelik aslında her namuslu vatandaşımız içinde elzem.

Ancak maddenin hükümleri arasındaki 1-3 yıl hapis cezasına takılarak bu madde üzerinden oluşturulmaya çalışılan algının sahiplerinin samimi olmadıklarını düşünüyorum.

Atasözlerini önemseyen bir vatandaş olarak bir sözü yeri gelmişken hatırlatayım yağırı olanlar gocunur.

Ağzına geleni ulu orta savur, aklına düşeni beyin süzgecinden geçirmeden etrafa faş et yalan yanlış yaz çiz sonrada ifade ve basın özgürlüğünden bahset. Bu gidişi düzeltmek için mücadele edildiğinde de özgürlükler kısıtlanıyor yaygarası kopar.

Seçim sathı mahalline girdiğimiz bu günlerde sosyal medya kullanımı ile ilgili yasanın çıkarılması geç kalınmış olmasına rağmen sanırım ülkemizin geleceği için çok güzel olacak.

Makalelerimde sık tekrarladığım bir gerçeklik olan gördüklerimizin yarısına işittiklerimizin ise nerede ise hepsine inanmak gerekir gerçekliğini bir kez daha hatırlatıyor ve bu yasa çıkarıldıktan sonra bu görüşümün değişeceğini umuyorum.

Medyada sık gündem olan önemli bir diğer meselede sebze ve meyvelerin vatandaşa ulaştırılması konusunda yaşanılan garabetler. İstanbul’da bir market sahibi ile bu sorunu paylaşırken söyledikleri hem içimi kararttı, hem de bu kadarına da pes ya dedirtti.

Hal yasasının bir türlü çıkarılmamasının mafyatik yönünden bahsedince hem şaştım hem de çok üzüldüm.

Gıda milli bir servet olduğu için aynı zamanda milli güvenliğimizi ilgilendiren bir konu. Devletimiz içerde ve dışarda terörün belini nasıl kırdı ise bu teröründe belini daha fazla oyalanmadan kırmalı.

Derelere ırmaklara ve izbe yerlere dökülen tonlarca meyve ve sebzenin tüketiciye ucuz ulaşmamasının yolunu bu kepazeliği yaparak bulan yolsuzlara ve alçaklara devlet hal yasasını ivedilikle çıkarıp dur demeli.

Bu kepazeliği yapanlara ağır yaptırımlarla engel olunmalı.

TBMM tatile girmeden hal yasasını çıkararak milletin cebine ve devletin itibarına göz dikenlerin gözünü oymalı ve dokunulmazlık zırhı ile kendini bir şey zannederek devletimizin güvenlik görevlilerine sille tokat saldıran sureti insan yaratıkların dokunulmazlığını da kaldırarak hukuk önünde hesap vermelerini ivedilikle sağlamalı.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.