Korona gelmeden hastalanmış zihinler …
Dünya’nın son günlerde bir numaralı gündemi hiç tartışmasız Koronavirüs, yani Covid-19. Virüs nedeniyle ölümlerin sayısı günden güne artmaya devam ediyor. Çin adeta hayalet şehre dönmüş durumda. İtalya’ da sokaklar bomboş. İran ise işi ciddiye almamanın bedelini ödüyor…
Çin, İran, İtalya derken tüm dünyadan insanın içini burkacak görüntüler geliyor. Sokaklarda ölenler, en yakınlarını dokunamadan defnetmek zorunda kalanlar...Üretimin kalbi olan Çin’de piyasalar tepetaklak. Turistlerin vazgeçilmez adresi İtalya, üstüne para verseler kimse gitmeyeceği bir yere dönüştü.
İnsanlık büyük bir imtihandan geçiyor ve çıkarılması gereken birçok ders bizi bekliyor. Mikroskop olmasa varlığından bile haberdar olamayacağımız bir virüs, tüm Dünya’ya meydan okuyor adeta. Tüm hoyratlığıyla, Dünya’nın gözü önünde Doğu Türkistan’ı esir kampına çeviren Çin, 1.5 milyarlık dev bir cezaevine dönmüş durumda. Bir sinek ile Nemrud’un kafasını duvarlara vurduran yaratıcımız, bizlere bir şeyler anlatmak istiyor gibi. Zira biliyor ve iman ediyoruz ki kâinatta hiçbir şey sebepsiz ve gereksiz değil.
Virüs etrafımızı sarmış durumda ve ülkemizde görülmesi de an meselesi... Bununla birlikte, Sağlık Bakanlığımızın her kesim tarafından takdir edilen tedbirleri ile bunun büyük bir salgına dönüşmeyeceği yönünde genel bir kanaat söz konusu...
Düne kadar, karşı şeritte kazayı detaylı görebilmek için başka kazaya sebebiyet veren, bomba imha ekibinin uzaktan fünye ile patlatmaya hazırlandığı çantaya tekme atan, evde tüp kaçağını çakmak ile kontrol eden bir millet olarak, bugün geldiğimiz nokta ve alınan önemler gerçekten takdire şayan.
Koronavirüsün hava yoluyla bulaştığı, uzmanlar tarafından neredeyse kanıtlandı. Ancak virüs, Türkiye’de sosyal medya yoluyla etkisini göstermeye başlamış bile. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, daha dün yaptığı açıklamasında “Ülkemizde henüz bu virüse rastlamadık. Ama muhtemeldir ki ülkemizde de görülecektir” dedi. Yani bu zihniyetin anlamadığı, Türkiye’nin virüsün bulaşmayacağı ile ilgili bir iddiası yok. Ancak tedbirler gerçekten olabilecek en uygun seviyede. Bakanlıkca yapılan bu kadar açıklamaya rağmen kendini bilmez bazı şahıslar, sosyal medyada virüsün Türkiye’de görüldüğünü ama bakanlığın gizlediğini iddia ediyorlar. İşte bu zihniyet, Koronavirüs salgınından daha tehlikeli!
Covid-19, belki de SARS gibi, AIDS gibi bir süre sonra kontrol altına alınabilecek ve yaşattığı korku ve panik anılarda kalacak. Ancak birazdan belirtilerini paylaşacağımız virüsün tedavisi belki sonsuza kadar bulunamayacak. Bu müzmin hastalığın ilk belirtileri iktidara muhalefet etmek ile ülkesine düşmanlık etmeyi karıştırmak olarak başlıyor...
Bunu izleyen ana semptomları ise şöyle sıralayabiliriz;
· Mit tırlarını ifşa etmek,
· Yurt dışında şehit olan mit görevlisinin mezarını deşifre etmek,
· Suriye’deki elim saldorıda şehit sayısını yüzlerin üzerinde göstermeye çalışmak,
· Ülkesinin Başkanı veya bakanlarının sözde aşağılandığı sahte fotoğrafları ve videoları timsah gözyaşları ile paylaşmak,
· Ülkede Covid-19 vakası bulundu diye çıkan her yalan habere balıklama atlayarak, sosyal medyada gündem yapmaya çalışmak.
Muhalefet kurumunun, iktidarı doğru işler yapmaya zorlayan, olmazsa olmaz kurumlardan biri olması gerekirken, ne yazık ki ülkemizde durum bu şekilde işlemiyor... Sözümüz ‘’yeter ki hükümet düşsün de, ülke batarsa batsın’’ düşüncesi ile hayatlarını devam ettirmeyene çalışan hastalıklı zihniyete. Yanlışa yanlış derken, yapılan doğru işleri takdir etmekten imtina etmeyen ve belki de ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şey olan gerçek muhalefetin ise başımızın üstünde yeri var. Zira ‘’fikirlerin çarpışmasından ve akılların farklı düşünmesinden, hakikatler gün yüzüne çıkar’’ ki bu bir ülkenin gelişiminin sürekliliği için en önemli etkendir.
Bu vesileyle, bir kez daha Sağlık Bakanlığımızın uygulamaları ile gurur duyduğumu belirtirken, milletçe tüm başarı ve üzüntüleri beraber yaşayacağımız bir Türkiye’ye, en kısa sürede ulaşmamızı diliyorum....
