Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Haziran 2020

Koronadan beter!

Geçen gün sağlık personeli bir yakınımla sohbet ettik biraz. Benim de gözlem yaptığım birçok şeyin daha vahim halini anlattı, bilgilendirdi beni.

Arkadaşlar, Korona virüsün kaynağı, üretenlerin niyeti, insanları sokmak istedikleri kalıplar ve

nihayetinde bunun üzerinden elde etmek istedikleri kazanç üzerine birçok şey konuşulabilir. Ve

bunların elbette bir hakikat tarafı da olabilir. Bunlara dair konuşup tedbir almamız gerektiğini biz de dile getiriyoruz.

Fakat, devletin ve özellikle sağlık çalışanlarının can pahasına verdikleri mücadelenin, neredeyse

insanüstü fedakarlıklarla yaptıkları çalışmanın bu kadar gamsız bir şekilde heba edilmesini seyretmek gibi bir cehalet ve vicdansızlığa razı olmamalı kimse.

Adı üstünde Salgın Hastalık…

Tedbir konusunda öyle gevşek bir noktaya geldik ki, neredeyse dikkatli ve tedbirli olan insanlara istihzalı tavır alanları görmeye başladık. Devlet, hem vatandaşının cinnet getirmesini engellemek hem de doğal olarak çarkı döndürebilmek için; "Hastalığın yoğun olduğu dönem ders vermiş, bir şeyler öğretmiş, sağlığın, tedbirlerin, devletin çabasının, sağlıkçıların fedakarlığının" insanlara ders vermiş olabileceği düşüncesi ve ümidiyle, devamlı şekilde bilgilendirme ve ikazlar yaparak yasakların çoğunu kaldırdı.

Hâlâ meselenin hangi boyutta olduğunu idrak edemeyen, önemsemeyen veya ciddi olarak

umursamayan kişilerin gamsızlığı meseleyi daha kötü noktalara götürüyor.

Adeta destan yazdık

Korona virüs mücadelesinde dünyaya ders vererek hem ilmi hem insani gayretiyle adeta destan yazan bir ülke olduk. Bunu devletin imkanları, sağlık çalışanları başta olmak üzere emniyetinden zabıtasına vefalı sivil toplum mensuplarından kurallara riayet eden millete kadar, hepimiz el birliği ile gerçekleştirdik.

Gelinen noktada bunca masrafın, gayretin, mücadele uğruna hayatını kaybeden güzel insanların

emeğinin, ülkemizin gelecek ümidiyle birlikte heba edilmesine göz yummamalıyız.

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak denilirken, hayat elbette akacak, akıyor, akmalı da... Fakat bazı şeyleri eskiden olduğu gibi yapma alışkanlığından vazgeçilmeli. Maske, sosyal mesafe ve kişisel temizlik kuralları riskin çoğunu zaten bertaraf ediyor. Bu kadar basit şeyleri yapmaktan imtina etmek, çekinmek, şeklim bozulur, ben korkmuyorum havasına girmek kadar absürd bir düşünce ile yine en başa dönülmesine yol açmak cinayetten beter bir tavırdır.

Sosyal medyada yedikleri naneyi fotoğraflarla süsleyerek koyanlar ve çevremizde yaptığımız gözlem ile “salgın tekrar nasıl çoğalıyor ?” diye derin bir şekilde düşünmeye ve araştırma yapmaya gerek yok.

Vaka sayısı artıyor

Bu haftadan sonra ölüm oranları da artacaktır, vaka sayısı da bu gidişle. Ve neticede tekrar yasaklarla durum telafi edilmek istenecek ve tekrar iş sıkıntısı, devlete külfet millete cinnet…

Sağlık çalışanları hâlâ aynı tempoda ve hatta belki de daha fazla bir gayretle çalışmaya devam ediyor. Ama onların da bir sabrı var. Bu kadar fedakarca çalışmanın karşılığında insanların umarsızca davranışları, kurallara riayet etmemeleri işlerini daha da zorlaştırmakta. Bir insan hasta olup deva bulmak için gittiği doktora sadece “karantinaya girmemek için” nasıl yanlış bilgi verebilir? Bu yanlış bilgi ile doktorundan hemşiresine, ziyaretçisinden bulaştırmış olabileceği onlarca insanın hayatına nasıl kast edebilir?...

Cehalet daha beter

Bir de mahalle/köy vs yerlerde yapılan virüs tespit çalışmalarındaki görevlilere gösterilen direniş hikayeleri var ki akıllara zarar. Hastanın hasta olduğunu kabul etmemesi sadece

kendisine zarar verse, yine iyi. Ama bu salgın hastalık ve bir hasta koca ilçeyi bir haftada hasta

edebilirken, bir karantina korkusu, evden ayrılmam sevgisi… İyi de orada karantinaya girmekten

kaçıyorsun ama sokaklarda fink atıp bütün milleti hasta etmekten çekinmiyorsun ?... Korona bir

hastalık ama bu cehalet ve bencillik koronadan daha beter bir hastalıktır.

Korona virüs mücadelesinde herkes üzerine düşeni yapmalı. Kimse bu bana bulaşmaz demeden,

kendisi tedbir alırken tedbir almayanları da uyaracak noktada olmalı. Ama şu şartlarda yine devlet

bazı şeylere müdahale etmek zorunda. Yasak yoluna gitmeden önce maskesiz çalışanlara, dolaşanlara ve tedbir alması gerekirken buna riayet etmeyenlere ciddi cezalar vererek bunun önüne geçilebilir mi bilmiyorum. Fakat bazı adımlar atılmazsa son bahar mevsim hastalıklarıyla beklenen ikinci dalga, bir iki haftaya başlayacak gibi…

Rabbim vatanı milleti muhafaza etsin.