Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Ekim 2015

Kozma Dağında Çiçek Toplayacağız

Önce Diyarbakır. 2 Gün Diyarbakır'da çeşitli ziyaretlerde bulundum, istişare toplantılarına katıldım.

Ziyaretlerde halkın tedirgin, üzgün ama umutlu olduğunu gördüm. Başlayan terör olaylarıyla birlikte Çözüm Sürecinin dondurulmasından üzgün, okulların hedef alınmasından dolayı tedirgin, son dönemde Sayın Davutoğlu'nun bölge hakkında yaptığı açıklamalardan dolayı ise umutlular.

Çektikleri acının tarifi yok.

Eşlerini, çocuklarını sokaklara çıkartmak istemiyorlar, onlar gelene kadar dualar ediyorlar. Örgütün baskısından yılmış durumdalar, bir takım çevrelerin kendilerine ön yargılı yaklaşmalarından dolayı adeta isyandalar. Ailesi ticaret ile uğraşan kendisi İstanbul'da eğitimine devam eden Silvanlı Arzu usulca eğildi kulağımau2026 Sadece benim duyabileceğim şekilde dedi ki; "Burada ailem darda, İstanbul'da ben okulumda dardayım. Son günlerde tırmandırılan terör olayları sonrası bölge halkına topyekun ırkçı söylemlerle yaklaşan çevreler yüzünden okulda kimliğimden dolayı yalnızlaştırılıyorum. Yüreğim çok dolu abla. Hem Diyarbakır'da hem İstanbul'da çile çekiyoruz. Oysa biz barış istiyor, kardeşlik içerisinde yaşamak istiyoruz. Bizim ne işimiz olur örgütle? Ama bunu okulda arkadaşlarıma dahi anlatmakta zorlanıyorum. Annem-babam duysa daha vahimu2026 Anında alırlar okuldan beni. Bence topyekun bir terapiye ihtiyacımız var. "

Yüreğim sızladı. Bilinçli bir şekilde tırmandırılan terörün yanı sıra bilinçli bir şekilde tırmandırılan ırkçılık gencecik yürekleri çaresiz bırakıyor. Zaten ırkçılığı besleyen en büyük kaynak terör ve her ikisi birden körüklendi mi olan oluyor. Arzu'nun, "topyekun bir terapiye ihtiyacımız var" sözü ise uykularımı kaçırdı, yaşanan olayların psikolojik etkilerinin ulaştığı noktayı düşündükçe sabah hiç olmayacak sandım. Arzu'nun Diyarbakır surlarının gölgesinden yükselen çığlığını duymayanlara kızdım, şiddetin diline halkın hayat bütünlüğünü hedef alanlara içerledim. Bir kez olsun Diyarbakır'a gelmeden ön yargılar kuşanarak, etnik milliyetçiliği körükleyen siyasetçilere, yazar çizer tayfasına "Vicdan", İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilen Ulu camide el açıp, "Anlayış" diledim.

İkinci durağım Muş oldu.

Muş Laleleri ile meşhurdur. Biz bu lalelerin tüm ülkeye "Barışın ve Kardeşliğin" simgesi olarak yayılması için çaba sarf ediyoruz, onun için yollara düşüyoruz.

Alparslan'ın diyarındayız. Dicle ile Fırat gibiyiz. Biriz, beraberiz.

Muş'ta kadın buluşmalarımız oldu. Kadın Merkezimizin de açılışını yaptık. Kadınlarımızın hele ki engelli gençlerimizin el emeği göz nuru işlemeleri ile ruhumuzu zenginleştiren çalışmalarıyla kendimizi bulduk. STK'lar da ki direnç, emekçi kadınlarımızda ki yürek ise bizi ayrı bir umutlandırdı.

Yılgınlık yok Kozma Dağı eteklerinde, ama yaylalarda hüzün var. Çünkü dün çözüm süreci ile başlayan şenlikler yerini hüzne bırakmış.

Gençler dağların eteklerinde çiçek toplayamıyor, yürekleri ise bir serçeninki kadar tedirgin. Anlatıyor gençler; "Çözüm süreci ile yaylarda şenlikler başladı. Başlayan şenlikler umutları tazeledi. Çocuklarımız hiç görmedikleri kır çiçekleri ile tanıştı. Kozma Dağı eteklerinde hayvanlarımızı bile otlatamıyorduk. Kardeşlik süreci ile dağ eteklerinde piknik yapmaya başladık. Çok gördüler bizeu2026 Barışı, huzuru ve mutluluğu terör ile bozdular. Ama el birliği ile yine dağların eteklerinde çiçek toplayıp, barışımıza ve bin yıllık beraberliğimize sahip çıkacağız."

İnşallah. Tek yol da bu. Birliğimizi hedef alanlara inat kardeşliğimize sahip çıkmak..

Muş'ta kadınlar dim dik ayakta ve onlar da anlatıyorlar; "Katip Çelebi, "Cihannuma" adi; seyahatnamesinde Muş'u ağaçlarıyla, eteklerinden akan akarsularıyla anlatmış. Akarsuların toprakları kirden temizlediğini ifade eder. Kuşları da anlatır. Birliği beraberliği deu2026 Cennete benzetir Muş'u. İnsanıyla doğasıyla bütünleşen sevgiyi öne çıkartır. Buna ihtiyacımız var. Sevgi ve kardeşliğeu2026"

İşte reçete: Sevgi ve kardeşlik.