Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2393.46
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Kur'an, şeytani ırkçılığa meydan okuyor!

Kur'an, Allah tarafından insanlığın hidayet rehberi olması için gönderilmiş ilahi metindir. Kur'an mesajının tek amacı, insanlığa hayatın asli gayesi olarak Allah'a kul olmanın yolunu göstermektir. Kur'an, zihinlerdeki ve kalplerdeki hastalıklara şifa sunan ilahi rehberdir. Her türlü ahlak, maneviyat, akıl ve insanlık dışı yönelimin, tutumun ve hastalığın tedavi yolu, Kur'an'da ifade edilmektedir. Kur'an, sahici anlamda, nasıl insan olacağımızı göstermektedir. Kur'an, insandan ahlaka ve fıtrata uygun bir kişilik oluşturmasını ve hayat yaşamasını istemektedir. Kur'an'ın yolu, insan için özgürlük, adalet, ahlak ve barış yoludur. Kur'an, insanlığın birbirine düşman olmasını değil, insanlığın birbiriyle tanışmasını ve yardımlaşmasını istemektedir. İnsan, Kur'an mesajını derinlikli ve uygulanabilir şekilde anlamalı, Kur'an'ın ahlakıyla ahlaklanmalı, Kur'an'ın sözüyle konuşmalı ve Kur'an mesajını hayatında canlı bir şekilde uygulamalıdır.

Kur'an'ın insanlığa gönderilen hidayet ve şifa kaynağı olduğu gerçeğini karartmaya yönelik suikast niteliğinde girişimlerde bulunulmaktadır. Kur'an'a yönelik suikast niteliğindeki girişimin en karanlık örneği, en son Fransa'da ortaya çıktı. 21 Nisan 2018 Tarihli günlük Le Parisien gazetesinde üç yüz kişinin imzaladığı bir bildiri yayınlandı. Bildiriyi imzalayanlar arasında eski Cumhurbaşkanı Sarkozy ve eski başbakan Valls da bulunmaktadır. Bildiri, Kur'an'dan bazı ayetlerin çıkarılmasını istemek şeklinde imkansızı talep eden sapkın bir dayatmayı seslendirmektedir. Bildirinin temel argümanı, Kur'an'ın şiddeti teşvik eden, Yahudiler, Hristiyanlar ve diğer din mensuplarına düşmanlığa temel oluşturan ayetlerin çıkarılmasını ve Kur'an'ın artık bugünkü hayat ile ilgisi olmadığını dile getirilmek şeklindedir. Bildiri, Müslümanlardan, suçu ve şiddeti teşvik eden kaynak olarak Kur'an'ı referans almamaları gerektiği şeklinde haddini bilmez azgınca bir talepte bulunmaktadır.

Kur'an'dan bazı ayetlerin çıkarılması şeklindeki terbiyesizliğe, Cumhurbaşkanımız Erdoğan çok nitelikli, derinlikli ve haklı bir tepkide bulunmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bildiride ifade edilen sapkınlığın, Kur'an'a saygısızlık olduğunu, şiddet ve nefreti öven bir çok ifade Tevrat ve İncil'de yer almasına rağmen kimsenin bu kitapların yasaklanması ve değiştirilmesi yönünde bir talebi gündeme getirmediğini, hidayet rehberi Kitabımıza gösterilen saygısızlığın benzerini onların dini metinlerine gösterme sığlığına düşme yanlışıyla onların düzeyine inmeyeceğimizi ifade etmiştir. Cumhurbaşkanımızın bu cevabı, Fransa'da hortlatılmak istenen Kur'an ve Müslüman düşmanlığına karşı güçlü bir duruşu ifade etmektedir.

Fransa'da ırkçılık, İslamofobi, Yahudi ve yabancı düşmanlığı kontrol edilemez boyutlara ulaşmış düzeyde sosyal ve siyasal hayatta kökleşmiş durumdadır. Söz konusu bildiri, Fransa'nın sosyal, entelektüel ve siyasal hayatını zehirleyen ırkçılığın ve İslamofobinin bir yansıması olarak değerlendirebiliriz. Kur'an'dan bazı ayetlerin çıkarılması şeklinde azgınca ve çılgınca bir terbiyesizliği gündeme getirmek, İslam ve Müslümanları ırkçılığın ve İslamofobinin açık hedefi haline getirmek anlamına gelmektedir. Fransa'da ve Avrupa'da Aşırı Sağ ideolojisinin iki temel ayağı fanatizm ve Yahudi düşmanlığına yani Anti-Semitizme dayanmaktadır. Bildiri, Aşırı Sağ ideolojiyi meşrulaştırmakta, fanatizmin ve Yahudi düşmanlığının yükünü Kur'an'ın ve Müslümanların üzerine yıkmaya kalkmaktadır. Sorun, Kur'an ayetleri ve Müslümanlar değildir. Fransa'da ve Avrupa'da sorun, bizzat bu toplumların derinliklerinde var olan ırkçılık, İslamofobi, Anti-Semitizm ve fanatizmden kaynaklanmaktadır. Çözüm, Kur'an'dan bazı ayetleri çıkartmak şeklinde ırkçı bir öneriden değil, Fransa toplumunun ırkçılığa ve İslamofobiye karşı kendisini rehabilite etmeye çalışmasından geçmektedir.

Fransa'da ırkçılar ve aşırı sağcılar, bir başka dinin mensuplarına kendi asli dini metinlerini değiştirmeyi dayatma hakkını kendilerinde bulmaktadırlar. Fransa'daki ırkçı bildiri, insan haklarının, din ve vicdan özgürlüğünün açık ihlali anlamına gelmektedir. Kendi kutsal kitaplarını istedikleri gibi anlamak, kutsal kitaplarının bütünlüğüne sahip çıkmak, Müslümanların doğal insan hakkıdır. Fransız ırkçıların, Kur'an'ın bizzat kendisini değiştirmeye kalkmalarını, Fransa'nın kültürel emperyalizminin hedefinde Kur'an ve Müslümanlar olduğunun göstergesi olarak okuyabiliriz. İslam'ı yeniden yapılandırmak veya Kur'an'dan istedikleri ayetleri çıkarmak, Fransız ırkçıları dahil hiç kimsenin hakkı olmadığı gibi, haddine de düşmüş değildir. Fransız ırkçıları dahil bütün fanatiklerden istenilebilecek tek şey, Kur'an'dan ve İslam'dan ellerini çekmeleridir.

Kur'an, insanın insana düşmanlığını açık bir şekilde yasaklamıştır. Kur'an mesajının hiçbir yerinde Yahudi düşmanlığı, yani Anti-Semitizm yoktur. Yahudi düşmanlığı Avrupa ve Hıristiyan kültürünün köklerine salmış derin bir hastalıktır. Avrupa'daki yeni Anti-Semitizm'in kaynağı, Kur'an değil, Avrupa ırkçılığıdır. Kur'an, Anti-Semitizm dahil ırkçılığın ve fanatizmin her çeşidini yasaklamaktadır. Irkçılık ve Kur'an, bir arada olmayacak durumlardır. Kur'an'ın olduğu yerde ırkçılık dahil cahiliyenin bütün zihniyetleri yok olmak zorundadır.

Yahudiler ve Hıristiyanları Ehl-i Kitap kategorisi içinde onurlu bir konuma oturtan Kur'an, insanlar arası ilişkilerde hukukun, ahlakın ve maneviyatın egemen olmasını istemektedir. Kur'an' göre insanlığın apaçık düşmanı Şeytan'dır. Şeytan, şiddet, fanatizm ve ırkçılık zehriyle insanları birbirine düşman etmektedir. Aşırı sağcıları aklayan, Müslümanlar ve Yahudiler arasında çatışma çıkarmayı amaçlayan ve İslamofobi sapkınlığını çözüm olarak gösteren söz konusu bildiriyi, Şeytan'ın ırkçı ve yıkıcı bir oyunu olarak değerlendirebiliriz.