Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Eylül 2016

Küresel sistemin eğitim tuzağı!

Küresel sistem, ezoterik örgütler, bankerler/küresel finans oligarkları İslam coğrafyasındaki emellerini gerçekleştirmek için işe önce eğitimle başladılar. Modernleşme operasyonlarıyla İslam ülkelerinin kimyasını bozmak, dirençlerini kırmak, mensubiyet duygularını körelterek zayıf bünyeli nesiller yetiştirebilmek için 19.yüzyılda eğitimi bir araç olarak kullanma yolunu tercih ettiler. Çünkü eğitim bunun için gerçekten paha biçilmez kıymetli bir madendi. Merkez bankalarına varana kadar ülkeleri ekonomik olarak kontrol altında tutan üst akıl aynı zamanda birçok ülkede eğitim üsleri kurarak nüfuz alanını genişletti. Küresel sistem 1924 yılında içinde Kemalizm, laiklik, ilericilik, ulusçuluk gibi karışımların bulunduğu eğitim kapsülünü Türkiye'ye de yutturmuştu. Bu eğitim hapını yutan Türkiye'nin sürekli uyuşuk, sersem bir vaziyette tutulması ve asla köküne, özüne, ahlak, vicdan, idrak ayarlarına dönmemesi gerekiyordu. Haydi, bunun adını koyalım artık! Türkiye'deki milli eğitimi küresel sistem inşa etmiştir. En başında da bizim değildi şimdi de bizim değil! Nasıl mı?

Tarih 7 Mayıs 1860. Paris'te 17 Yahudi genç, mütevazı bir okulun temellerini atar. İdeal sahibi bu gençler tüm dünya Yahudilerini aynı düşünce etrafında toplamak ve sevgi dolu yeni bir dünya kurmak amacıyla yola çıkmışlardı. Okulun adı Alliance İsraelite Universelleu2026 Baron Rothschild ve Hirsch'in de katkılarıyla okul kısa sürede büyümeye başladı. Asıl hedef Osmanlı coğrafyasında örgütlenmek ve vaat edilmiş İsrail devletini kurmaktı. Alliance okullarının Osmanlı'da açılmasını en çok isteyen Mustafa Reşit Paşa'yı fonlayan banker Abraham Salamon Camonda ailesiydi. Bu arada Afrika, İran, Irak, Fas gibi Osmanlı topraklarında okullar açılmaya başlanmıştı bile! Çünkü Alliance'nin asıl amacı, eğitimi kullanarak seküler bir doğu toplumu oluşturmak dolayısıyla üst aklın hedef aldığı İslam coğrafyasında hakimiyeti ele geçirmekti. Batılaşma fikri de bu eğitim kurumlarından neşet edecekti!

Alliance, Osmanlı'nın kilit şehirleri olan Selanik, İstanbul, İzmir, Edirne, Bursa vilayetlerinde hızla okul açmaya başladı.(Şehirlere dikkat) Abdülhamid Han bu tehlikeyi sezen ilk kişiydi. Derhal bu okulların yakından izlenmesi talimatını verdi ve yayınladığı bir İrade-i Seniyye ile Müslüman çocuklarının gayrimüslim okullarına gitmesini yasakladı.(Erdoğan'ın dershaneler genelgesini hatırlayınız) Abdülhamid tam da bu süreçte artık doğrudan hedef haline gelmişti. Eğitim kurumları görünümlü bu yapının bir Siyonist teşkilatlanma olduğu ne yazık ki geç fark edildi. Çünkü Abdülhamid Han'ı tasfiye eden İttihat Terakki Cemiyetinin bel kemiğini işte bu yapının okullarından mezun olanlar oluşturuyordu.

Haim Nahum,Talat Paşa, Rıza Tevfik, Nesim Russo, Emmanuel Carasso, Nesim Mazliyah ve Mahmut Şevket Paşa bunlardan bazılarıu2026Hatta Milli Eğitim Bakanı olan ve andımız adlı ırkçı yemin metninin mimarı Dr. Reşit Galip ve Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar da bu okullardan mezun olmuştu. Celal Bayar demişken hani şu sakal bırakıp, cüppe giyen namıdiğer Galip Hoca! Cumhurbaşkanı olduğunda ilk iş olarak Atatürk'ü koruma kanunu çıkartan, Mithat Paşa'ya iade-i itibar kazandıran, İş Bankası'nın ilk umum müdürü olan Celal Bayar... Solun karanlık simalarından Mihri Belli, Yusuf Ziya Ortaç da bu yapının tezgahından geçen başka isimleru2026 Netice itibariyle vazife tamamlanmıştı. Osmanlı parçalanmış, İslam coğrafyası dağılmıştı.

Alliance okulları 1960 yılına varana kadar ülkelerdeki tüm okullarını kapattı. Lakin tam da bu yıllarda önümüzdeki bir yüzyıl için bu sefer başka bir projenin tohumları atıldı. FETÖ okulları! Onlar da işe eğitimden başlayarak sevgi dolu yeni bir dünya kurma idealiyle yola çıktılar. Hedef yine aynıydı. İslam coğrafyasını kontrol altında tutmak amacıyla Türkiye engelini ortadan kaldırmak... Yayılma, yöntem, metot, finans ve amaç bakımından aynı projenin bir devamı niteliğindeydi. Öyle ki her iki okul da öğrencilerine "şakirt" ismini verdi. He iki okulda da gönüllü, fedakar bayan öğretmenler ön plandaydı. FETÖ okullarından mezun olanlar da bugün Türkiye'yi ele geçirmek için Erdoğan'ı tasfiye etmeye yeltendi.

Türkiye'nin milli eğitim sistemi ise bu süreçte hep ülke değerlerine, medeniyete, tarihe, Müslüman kimliğe yabancı nesiller yetiştirmekle meşgul oldu. Bu da FETÖ'ye yaradı! Düşünün, yıllarca başörtülü öğrenciler eğitim alsın mı almasın mı tartışmaları yapıldı bu ülkede! Bugün hala CHP'ye emanet, adı milli fakat yapısı gayri milli bir üst akıl imalatı olan yabancı bir eğitim sisteminin kıskacı altındayızu2026 Kimse kusura bakmasın bu eğitim düzeneği bize rağmen inşa edilmiş bir eğitim düzeneğidir. Neden biz de eğitimi kullanmıyoruz? Kemalist, laik, ilerici eğitim hapını yutan Türkiye, 19. yüzyıl gerici eğitim sistemini daha nereye kadar taşıyabilir? Neden özgün, köklü, yerli ve milli yeni bir eğitim sistemi inşa etmiyoruz? 1924 model bir eğitim sisteminin 2015 yılında bize sunduğu katkı nedir?