Dolar (USD)
32.31
Euro (EUR)
34.96
Gram Altın
2449.81
BIST 100
10173.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Ocak 2017

Kürsü işgali

Bunları tanıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili anayasa değişikliği teklifinin Mecliste görüşülürken malum toplum mühendisliği anlayışının temsilcileri Meclis kürsüsünü işgalettiler, kürsüyü parçaladılar. Kürsü devirme olayı yeni değil; "cumhuriyeti ve kazanımlarını koruma" adına bunu on yıl aralıklarla hep yaptılar. Hem de aynı gerekçelerle.

Son kürsü parçalama olayı, 3 Mayıs 1999'u hatırlattı. 28 Şubat'ın en azgın günleriydi. Türkiye, erken seçimden yeni çıkmış ve Merve Kavakçı da milletvekili seçilmişti.Yine aynı anlayyışın temsilcileri kürsüyü işgal ederek sıra kapkalarına vurarak , "dışarı dışarı" naralarıyla tempo tutarak Merve Kavakçı'ya milletvekili yemini ettirmemişlerdi. Sonraki süreçte ise milletvekilliğini düşürürüp vatandaşlıktan da çıkarmışlar, ilkokula giden çocuklarına dahi tecrit uygulamışlardı. Kıyafet (başörtüsü) zulmü hastahanelere, adliyeye varıncaya kadar derinleştirilmiş, sokaklar dahi kamusal alan statüsüne sokup buralarda da yasağı uygulamaya kalkışmışlardı.

Milletin Kürsüsünü devirip parçalayanlarla darbeciler aynı çevreler. Darbe ortamının hazırlanmasında bu çevreler kritik görevler ifa ettiler. 1960'ta, 1971'de, 1980'de,28 Şubat 1997'de, Gezi'de,17-25 Aralık'ta ve 15 Temmuz'da azgın militan olarak ortalığı tozu dumana kattılar.15 Temmuz'da Yurtta Sulh Konseyi ile meclis kürsüsünü işgal edip parçalayanların söylemi aynı.

Gezi'de başlatıkları kalkışmayı 17- 25 Aralık'ta bir kez daha denediler. 7 Haziran 2015 seçimlerinde hükümet kurulamaması üzerine istedikleri kriz ortamına kavuştuklarına inandılar ve yedekte beklettikleri illegal ve legal görünümlü illegal örgütleri uyandırıp kanlı , çatışmalı bir dönemi başlattılar. Ancak 1 Kasım'da seçimlerin tekrar edilmesiyle hevesleri kursaklarında kaldı. Pes etmediler. Bundan sonra da her zaman yaptıkları gibi terörü siyasal bir araç olarak kullanmayı sürdürdüler. Terör olaylarını Cumhurbaşkanı ve hükümetin yaptığını söyleyecek kadar çirkefleştiler. Nihayetinde 15 Temmuz'da o bildik darbe yöntemini uygulamaya koydular ancak hiç beklemedikleri bir direnişle karşılaştılar. İlk saatlerde/ günlerde sessiz kalıp etrafı kolaçan ettiler. Yarım ağızla darbeye karşı olduklarını açıkladılar. Yenikapı'ya davet edildiler. Önce davete icabet etmeyeceklerini söyleseler de hükümetin davette ısrarcı olmasına ve kamuoyunun baskılarına daha fazala dayanamayarak adeta ite-kaka meydana gittiler.

15 Temmuz'un üzerlerinde bıraktığı tükenmişlik duygusunu hala üzerlerinden atabilmiş değiller. Bunun için teröristlere mağdur, darbe teşebbüsüne de tiyatro, diyorlar 15 Temmuz'un içini boşaltıp itibarsızlaştırarak puslu günlere dönmenin planlarını yapıyorlar. Bunu her terör saldırsından sonra, ayrıştırcı, kutuplaştırcı beyanatlarından anlıyoruz.

1 Ocak 2017'de Ortaköy'de bir eğlence mekanındaki katliam üzerinden laik- antilaik söyleminde gördük. Kahvehaneleri gezerek "Bu katliamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptırdı." diyen teröristlerle bunların hiçbir farkı yok. Akıl ve vicdan sahibi olan, parçalayıcı, tutum ve davranış sergileyemez. Bu çıkışın kaosa, çatışmacı bir sürece yönelik olduğu Meclis kürsüsünün işgali ve kürsünün parçalanmasıyla anlaşıldı. Adım adım bu noktaya geldiler.

15 Temmuz'da FETÖ, Meclisi bombaladı, bunlar da Meclis kürsüsünü işgal edip parçaladılar.

Yurtta Sulh Konseyinin bildirisi, bunların siyasi yol haritası.

Bildiride: "Devletin yönetimi, teşkil edilen Yurtta Sulh Konseyi tarafından deruhte edilecektir." yerine; "....Kürsü İşgalcileri/ Kürsü Parçalayıcıları" tarafından deruhte edilecektir." denilse abes olmaz.

Yurtta Sulh Konseyi ile kürsüyü parçalayanların amaçları aynı.

15 Temmuz'a "tiyatro" diyerek darbecileri perdelemeye çalışanlar, Mecliste kürsüyü devirerek darbeye kalkıştılar.

Meclisi çalıştırmamayı siyaset zanneden anlayışın korkusu; millet ve demokrasi. Türkiye 'deki istikrar bunların siyaseten sonu olacak. Bunlar,ya milletin iradesine, inançlarına, saygıyı öğrenecekler ya da siyasetin çöplüğüne def edilecekler.