Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Kürt Tarihinin En Büyük Kıyımı-IV

Esaret direnmektir. Hele bu direnmenin ruhu kendi gibi kalma ve öz değerleri olan dinini, dilini hatta milliyetini koruma eksenli ise çok mukaddes bir direnmedir bu. İşte Kürtler ve öz kardeşi olan Türkler bu kutsal direnmeyi son dönemin en büyük kıyımına karşı beraber verdiler. Dini merkeze alarak kendi gibi kalmanın direncinin merkezini romantik olmayan bizzat realist olan geçmiş yaşantıları oluşturdu. Fakat burada da çok örselenmeler oldu. Mesela Kürt halkının sözüne itibar edilenleri bilhassa kadınları yemin ederlerken sere şeyh (şeyhin başının hakkı için), seri şeyhi Çıplak (Çıplak şeyhin başı hakkı için), bıde seri peygamber (Peygamberimizin başı hakkı için), bıde hatıre Hude (Allah’ın hatırı için), vb diyerek her tarafı mutmain ederlerdi. Şimdi neredeyse bıde hatırı sere Apo (Aponun başı hakkı için) ifadesiyle tek and sözü öne çıkarılır oldu.

Kürtler arasındaki aşiret kavgaları, töre ve namus cinayetleri en çözülmez noktaya gelince kadın gelir yazmasını ortay atar ve bütün davalar sulh olurdu. Kadın bu kadar kutsaldı. Ancak son dönem anarşizmi Kürt kadınının yazmasını değil modernizm namına neyi var, neyi yok her şeyini almaya çalıştı ve bir nebze de olsa başarılı oldu.

Kürt halkı bilhassa gençliği Selahattin Eyyubi’yi, Fakiye Teyranı, Ahmedi Haniyi, Bediüzzaman Said Nursi’yi, Şeyh Said’i ve hepsinden de ötesi Efendimizi kendine örnek alırdı. Şimdi Che Guevara, Adolf Hitler, Stalin, Franko, Mussoloni, Gorki vb. rol modelleri oldu.

Orta ve üst yaş Kürtler Şakıro, Resso, Zakıro, Hosrof, Ayşe Şan, Şiwan Perver dinleyerek hem gelenek hem de geleceklerini hayal ederlerken şimdi artık isyan ve anarşizm adına ne varsa musikinin güfte ve bestesi oldu ve bütün ruhlar ve kulaklar zehirlenerek kirletildi.

En elem verici ve kıyım edici çözülmelerden biri de Kürt gençliğinin namus algısında gerçekleşti. Uzak ve yakın tarihimizin en itimat ve itibar edilir insanları bu milletin gençlerinden seçilirdi. Hatta askerde emir erleri dahi doğudan gelmiş gençler olurdu. Cahit Sıtkı Tarancı’nın Abbas hikayesine baktığımızda bu durumu açıkça görürüz. Lakin bir taraftan komün hayatın özentisi bir taraftan TV kanallarındaki sınır tanımaz sefahat diğer taraftan politize edilerek dağdaki akıl almaz yaşantının içine sürüklenmiş ve nihayette belediyelerin halkevleri ve gençlik kamplarıyla bütün sınırlılıkların kaldırılmış olduğu bir hayat özendirilerek ve hele lise-dershane-üniversite gençliğinde her haltın meşru olduğu kabul ettirilerek sınır tanınmaz bir seküler eğlence gençliği oluşturuldu.

Kürtçe deseniz politize olmuş ve değerlerden yoksunlaştırılmış bir slogan dilini konuşur. Milliyet deseniz kendinden başkasını kabul etmez kendini de neredeyse üstün ari bir ırk görüp kimlik yozlaşmışlığını ve milliyet anarşizmini misk-i amber zannederek baskın kişilik oluşturur. Din dediğinizde burun kıvırarak ve halk partisi sloganını kullanarak -babamızın ve dedemizin inançlarıydı onlar. Artık biz yirmi birinci asrın nesliyiz. Dinle işimiz olmaz. Çünkü yüzyıllardır bizi din geri bıraktı- der. Kısacası dil diyerek sloganist ve anarşist dil tüccarlığının, milliyet diyerek ırkçılığın, inanç adına da inançsızlığın salvolarını ortaya koyarlar.

Netice-i kelam, ezbeni bu bir asırlık dönemde özellikle son yarım asırda ve dahi unutulmamalıdır ki bu son 30 yıl içinde görülmemiş bir kıyımla doğranan bir millettir Kürt ve dahi dolaylı olarak Türk milleti.

Musikisinden, milliyetinden ve dininden edilmeye çalışılan bir millet.

Vatanından, atasından ve ananesinden edilen bir millet.

Evinden, eşinden ve evladından edilen bir millet.

Emniyetinden, ehliyetinden ve emeğinden edilen bir millet.

Bütün bu trajik kıyımlara ve çekilen acılara rağmen bu millet Bediüzzaman’ın da belirttiği gibi biliyordu ki, hakikî bir Müslüman, samimî bir mümin hiçbir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olamaz. Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü, anarşi hiçbir hak tanımaz. İnsanlık seciyelerini ve medeniyet eserlerini canavar hayvanlar seciyesine çevirir...

Şükürler olsun hâlâ dinini, dilini, milliyetini ve müziğini koruyan ve onun için mücadele eden bir millet var bu topraklarda.

Bütün ayrıştırıcılara ve kaos isteyen devşirilmiş devrimciliğe karşı birlikte ve beraber yaşama mücadelesi veren hakiki devrimci bir millet var vatanımda.

Bütün seküler ve libidinal köleliğe karşı kadınını, kocasını, yavrusunu yuvasını koruyan bir millet var aile ocağında.

Anarşizmin üç yıkıcı evresine karşılık sanat, marifet ve ittifakla karşılık veren asil ve necip bir millet var ilim sahasında.

Böyle bir milletin efradı olmaktan iftihar edilir.

Bu millete bunları yaşatanları yokluk karanlığında ve ateşin en kızgın tabakalarında ebediyen görmekle intikam alınabilir.

Yaşasın ülkemizdeki halkların kardeşliği.

Ölsün ve sönsün anarşizmin fitne ve ümitsizliğin yalancı devrimcilik meşalesi.