Dolar (USD)
32.30
Euro (EUR)
34.55
Gram Altın
2413.02
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Haziran 2020

Libya’da bozulan oyun

Türkiye’nin ordusu vardı, ancak kendisi için kullanamıyordu. NATO adına Avrupa’yı koruyordu. İstihbarat teşkilatı vardı ama 1960’lı ve 1970’li yıllarda personel maaşlarını ABD – CIA ödüyordu. Batı’nın emrine verdiği silahlı kuvvetler, ne zaman ki ABD kontrolünde yapılan son darbeyi kaybetti, işte o zaman Türkiye’nin özüne dönüşü başladı.

Dünya, 21. yüzyıla girerken Türkiye’de iktidara gelen İslami düşünceye sahip iktidar, adım adım ilerledi ve Türkiye’yi kendi benliğine ve asli kimliğine kavuşturdu. Türkiye, kendi içinde yaptığı kavgaları aşarak dünya politikasında oyun kurucu güç haline geldi. Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşımında Fransa, İsrail, Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin ittifakını bozdu.

Rusya, Putin ile güçlenmeye başlayınca hileli yollara başvurmaya başladı. Avrupa’nın petrol ihtiyacının yüzde 70’ini Rusya, yüzde 28’ini Libya karşılıyordu. Rusya, Libya’ya girdiği 2011 yılından sonra ülkenin petrol ihracatı sıfırlandı. Avrupa’yı kendisinden daha çok petrol alacak duruma getirdi. Ancak petrol fiyatlarının dibe vurması ve salgından dolayı planları tutmadı.

Türkiye, Libya’yı Hafter komutasındaki aç kurtlardan, yağma ve talandan, terörden, kardeş kavgasından ve parçalanıp bölünmekten kurtardı. Trablusgarp ve çevresinde Hafter işgalini kıran Sarraç Hükümeti, Libya’nın doğusuna doğru adım adım ilerliyor. Yakında tüm ülkeyi kontrol edecek duruma gelecek.

***

İtalya Krallığı, Trablusgarp için 1911 yılında Osmanlı Devleti’ne savaş açtığında Libya’da sadece 2 bin Türk askeri vardı. İtalyanlar ilerleyince Osmanlı Devleti oraya asker değil, Müslümanları organize edecek genç kurmay subaylar gönderdi. Onlar da halkı organize ederek İtalyanları durdurdu. Trablusgarp Harbi’nde 28 bin Müslüman askere karşı, İtalya 150 bin askerle savaştı.

Libya’yı alamayan İtalyanlar, Boğazları ve Beyrut’u bombaladı, Rodos ve 12 Adayı işgal etti. Savaş alanını genişletti. Balkan Savaşları başlayınca da Osmanlı Devleti, İtalya ile Uşi’de anlaşmaya mecbur kaldı, Libya İtalyanlara bırakıldı. Bu savaşta Trablus cephesini Kurmay Albay Neşet, Bingazi cephesini Kurmay Binbaşı Enver, Derne cephesini Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal yönetmişti.

Damat olan Binbaşı Enver, Libya’ya geldiğinde elinde 900 çöl savaşçısı vardı. Kısa sürede halkı organize ederek 16 bin eğitimli askerden oluşan bir ordu kurdu. Mustafa Kemal, Tobruk’ta İtalyanları perişan edip muharebeyi kazanmış ancak gözünden yaralanmıştı.

Aradan 110 yıl geçtikten sonra Libyalılar yeniden Türkiye’den destek istediler. Yapılan resmi anlaşmalar ile Türk kurmay heyeti Libya’ya uçtu ve Libyalı gençleri eğiterek, Fransa, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’dan oluşan şer ittifakı ile onların paralı askerlerini perişan etmeye başladı. 1912’de kaybedilen Trablusgarp, 2020’de geri kazanıldı.

***

Türkiye, önce Suriye’de kendisine kurulan PYD / PKK kuşatmasını kırdı. Sonra ileri bir hamle yaparak Rusya ve müttefiklerinin Libya’daki oyununa çomak soktu. Türkiye’nin adım adım ilerleyeceğini Batılar biliyordu. Onun için Türkiye’nin güçlü hükümetini içeriden çökertmek için uğraştılar.

Suriye’de ABD’ye ve Rusya’ya kafa tutmak kolay değildi. İleri teknolojiye sahip silahlarla donattıkları yerel piyonlar, yapılan harekâtlarda Türk ordusu karşısında çil yavrusu gibi dağıldı. Türkiye’yi içeriden çökertmek için kurmadıkları plan, yapmadıkları hile kalmadı. Ancak tümü Allah’ın izni ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dirayeti ile boşa çıktı.

Yedi milyona yakın nüfusu ile Libya, dünyanın en kaliteli petrolüne sahip. Devlet, gelirinin yüzde 75’ini petrolden kazanıyor. Moskova bile artık Libya’da Türkiye ile çalışmak zorunda olduğunu anladı. 1551’den 1912 yılına kadar Osmanlı’nın vilayeti olan Libya, artık Türkiye’nin küçük kardeşi. Sıra, kapatılan petrol vanalarının açılması ve Türk firmalarının Libya’yı imar etmesine geldi.