Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Eylül 2023

Maarif davamız

‘’Bir ülke, bir şehir, bir mahalle, hatta bir apartman onlarca doktor, mühendis, öğretmen hâkim, hemşire çıkarabilir.

Öğretmen olarak en büyük çabam bunlardan kaç tanesi şiir öykü yazabilir, resim yapabilir, sesiyle ruhlara huzur katar idi... Duvara asılacak bir tablo hazırlayan kaç öğrencim olur bu mesleklerden...

Hamura şekil veren boyalarla rengarenk dünyalara akan çevresine renk veren kaç öğrenci! kaç öğrenci! dedim hep.

Sesim testler arasında sıkıştı /sıkıldı çoğu zaman ama! ben bu şekilde öğretmen olmayı sevmedim.

Şiirle topluma ses veren, bunalmış bedenlere sesiyle güç veren, sanatın evrensel diliyle çağlara hükmeden gençler! Kaç genç…

Arayışım bu oldu hep, sen beni anla çocuk …’’

İşte bu sevdayla 30 yıllık öğretmenlik hayatımda maarifi bir dava gördüm Nurettin Topçu’nun sevdasına ortak oldum.

Baktığını gören, gördüğünü hisseden ve bu bağlamda üreten nesiller yetiştirmek çabasında olmaktı her sabah okula yürüyüşün adı…

Bir öğretmen buğdayı anlatıyordur mesela; orada ekmek üretmeye, ekmek yedirmeye sevdalı ve bu heyecanı duyan bireyler yetiştirebilme arzusudur eğitim…

Bir şairi anlatırken çocuğun şiir yeteneğini açığa çıkarabilmelidir. Kalbi küt küt atarken ‘’bayrak’’ şiiriyle göndere çıkmanın adıdır eğitim…

Bir kır gezisinde ressam, yazar, besteci, tiyatrocu olabilmek ve olabilecek, sanat ruhuyla bezenmiş çocukları fark edebilmektir eğitim.

Bir yaprağa, bir dala, bir tohuma, bir taşa bakışından araştırmacı, bilimsel çalışmalar yapabilecek öğrencileri takip ederken, göklere açılıp pilot olmak isteyecek özgür ruhları da açığa çıkarabilme gücüdür eğitim…

Ritim tutarak ilerleyen, şarkı söyleyen çocuklardaki notalı adımları, toprağı karıp bitki yetiştirme bilgisini soran çocuklardan da çiftçi, fabrikatör, iş insanı olma duruşunu görebilir.

Öğretmenlik böyle bir meslek ise; onlara yol açmak yol vermek bir o kadar önemlidir. Aile ve okul sistemi ekibi tamamlar.

Hiçbir zaman dört duvar arası eğitimim olmamıştır. Bunun önemini yıllarca anlatıp durmuşumdur.

Yeri gelince bir bahçe, bir kütüphane, bir göl kenarı, bir spor salonu, bir ev ortamı bizim sınıfımız olmuştur.

2 yıl önce giden valimiz Aydın Baruş’ un evine taşımıştık eğitimi. Eşi Nagihan Hanım öğrencilerime masal anlatıp ikramda bulunduğunda, öğrencilerimin kanatlarını görmemek mümkün değildi

Sadece onların değil, velilerin de yüzlerindeki mutluluk görülmeye değerdi.

İlkokullarda yazılıların kalkması bizi bir o kadar sevindirdi.

Deneme yanılmalar olmadan, eğitimde ileri ve örnek adımları en önemli meselemiz kılmalıyız.

Her ilde başarılı ve farklı tecrübeleri olan öğretmenlerden oluşan eğitim şuraları kurulmalı zincirleme 81 il bu çalışmaları birlikte değerlendirebilmelidir.

Geleceğimiz yavrularımız, şu zamanın teknoloji ve enerjisiyle beslenirken, büyüklerinin önlerine koydukları bazen loş, bazen de parlak ışıklardan faydalanabilmelidirler.

Yukarıda duran her şey aydınlatmalıdır. Yıldız, güneş, ay gibi. Lamba gibi …Biz de çocuklarımızdan yaş, tecrübe, eğitim ile üstte isek onları dosdoğru biçimde aydınlatmalıyız.

‘’Akıl akıldan üstündür’’ atasözümüze, ‘’fikir fikirden üstündür’’ ü,ekleyerek potansiyeli yüksek pırıl pırıl çocuklarımıza, gençlerimize ışık olalım.

Eğitim büyük bir davadır, canla başla çaba veren erlere ihtiyacı vardır. Teknesinde ekmek taşıma kaygısı olmadan. Vesselam…