Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2469.83
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Aralık 2019

Machiavelli Doktrini

Vaktiyle bir padişah, “kendini kandırabilene bir küp altın vereceğini” ilân etmiş. Yarışma zamanı gelince, katılımcılar teker teker huzuruna çıkmış ve yarışma başlamış. En baştaki kişi, “bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü” diyerek ilk hamlesini yapmış. Padişah; kuşun kartal, aslanın da kuzu kadar minik bir yavru olabileceğini öne sürerek onu elemiş. İkinci yarışmacı; “gökyüzüne bir ok attığını ve okun altı ay sonra geri döndüğünü” ifade edince, padişahın, “senin ok, kesin bir ağacın yapraklarına takılmıştır. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, ok takılacak yer bulamayarak yere düşmüştür” cevabıyla yıkılmış. Kimse padişahı kandıramıyor, yarışmacılar bir bir eleniyormuş. Sıra gelmiş son yarışmacıya… Padişah, son yarışmacının; “siz babamdan borç olarak bir küp altın almıştınız. Şimdi geri almaya geldim” sözünü işitince öylece kala kalmış. Çünkü padişah “yalan” dese yarışmacı kazanacak, “doğru” dese borcunu ödemek zorunda kalacaktır.

Machiavelli’nin “amaca giden her yol mubahtır” doktrini, zamanımızda fazlaca uygulanmakta. Algı, yalan, kandırma vs. operasyonlar, “altın devrini yaşıyor” desek yeridir. Hele de dış dünyadaki gelişmelerin, ülkelerin iç dinamiklerini tetiklediği düşünülürse; sosyal ve görsel medyanın, bu hususta aparat biçiminde kullanılması kaçınılmaz oluyor. Meselâ geçen hafta “Saray görüşmesi” iddiasıyla ortaya atılan şey, tamamen aynı izlere sahip… Kabak tadı verdiğini biliyorum. O yüzden haberin nasıl ya da gerçekliği teyit edilmeden, niçin sunulduğuna asla değinmeyeceğim. Ama hadisenin asılsız olduğu gün yüzüne çıkmışken, iddia sahiplerinin tavrını, padişahın son yarışmacı karşısındaki durumunu çağrıştırması bakımından dikkate değer buluyorum.

Neticede hedef gösterdikleri Sn. Erdoğan, kendisine yönelik iddialara rest çekerek, oyunu bozmayı başardı. Hoş! Ortada ne ispata dair en ufak bir belge, ne de itiraf eden tek bir kişi vardı. Öyle ki ellerinde küçücük bir delil olsa, tellallar tutacaklarını tahmin etmek kimse için güç olmasa gerek. Buna rağmen bazılarının, lafı evirip çevirip iktidara getirmeleri pes dedirtecek cinsten. Peki, gelinen aşama neresidir derseniz? Muhalefet içerisinde bir iç mücadele ihtimalinin, kamuoyu nezdinde hâkim olduğunu söyleyebiliriz. Keza bir araştırma şirketinin, “bu iddia en çok kimi yıprattı” anket sorusuna; katılımcıların % 54,5 ve % 36,9’ oranıyla, muhalefetin en öndeki iki ismini işaret etmesi özetle bu demektir.

Tarihe not düşün

Bir önceki yazımda; KKTC’nin 36. Kuruluş yıl dönümü dolayısıyla, bir takım tespitlerimiz olmuştu. Bunlardan birisi de Türkiye’nin Libya, Lübnan, KKTC.. vb. Akdeniz’e sınır ülkelerle, Münhasır Ekonomik Bölgesini ivedi ilan etmesiydi malumunuz. Yazımın üzerinden sadece bir hafta geçmişti ki, Türkiye ile Libya arasında "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına” ilişkin sağlanan mutabakat, bizleri fazlasıyla heyecanlandırdı. Zira batı kısmı uluslararası hukuka uygun olarak çizilen Ekonomik Bölgenin, lehimize değişecek yeni bir dönemi beraberinde getireceği tartışılmaz.

Nitekim Rum Kesimi, Mısır ve Yunanistan tarafından hemen tepki verilmesi, mutabakatın ne kadar yerinde olduğunu ispatlamaya yeterde atar bile. Anlaşmanın, BMGK’nin Libya’da resmen tanıdığı tarafla imzalanması ise, geriye tutarlı hiçbir itiraz bırakmaması açısından önem arz ediyor… Böylece Mısır-İsrail-Yunanistan-GKRY dörtlüsünün, Türkiye’nin haklarını gasp ederek D. Akdeniz’de planladıkları şeyin, bozulmaya yüz tuttuğunu söylemek mümkün. Tabi Girit Adası'nın doğusundaki haklarımızın, garanti altına alınması için bir fırsat doğduğunu da unutmamak gerekir.

Elbette mevcut durumdan rahatsız AB ve Amerika’nın, sesini ileride daha çok duyacağımız sır değil. Fakat geri dönülmez bir sürecin başladığı da net. Yani Türkiye'yi hapsetme hesapları üzerine yapılan Sevilla Haritasının, bahsettiğimiz anlaşma ile yırtıldığını artık tarihe not düşebilirsiniz. Çünkü Türkiye’nin bir pozisyon üstünlüğü sağladığı gibi, bölgede enerji jeopolitiğine dönük kritik kazanımlara imza atacağını inşallah hep birlikte göreceğiz.