Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2406.56
BIST 100
10373.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Nisan 2023

​Macron'un Çin ziyareti

Fransa Devlet Başkanı Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursulavon der Leyen, 5-7 Nisan tarihlerinde Çin’e gitti. Macron’un verdiği mesajlara baktığımızda bu ziyaretin yerel, bölgesel ve küresel nedenlere bağlı olarak gerçekleştiğini görüyoruz.

Önce yerel nedenlere kısaca bakalım:

Macron, emeklilik yaşını 62’den 65’e çıkartmak için yasal değişiklik yapmaya çalışınca Fransa karıştı. Aynı anda 300 noktada başlayan protestolara bir milyon iki yüz binden fazla kişi katıldı. Emeklilik yaşının yükseltme girişimi kırılma noktası yaratmış olsa da Avrupa halklarının ağır bir ekonomik baskının altında ezildiğini gösteriyordu.

Avrupa ekonomisi 2008’de başlayan krizle sarsılmış, Pandemi ve Ukrayna savaşıyla derinleşti. Macron’un Çin ziyareti, sırasında yaptığı açıklamalardan, Fransız hükümetinin ve işletmelerinin beklentilerini karşılamaya çalıştığı anlaşılıyordu. Bu da ziyaretin yerel nedenlerin etkili olduğuna işaret ediyordu.

İkincisi, bölgesel nedenler. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş Avrupa ekonomisine ciddi zarar veriyor. Ayrıca Macron’un Çin ziyareti sırasında yaptığı açıklamada ‘’Ukrayna Rus işgali altındayken Avrupa kendisini güvende hissedemez. Çin ile diyaloğun amacı Ukrayna savaşını durdurmaktır.’’ Demek ki ziyaretin ikinci amacı bölgesel nedenlere bağlıymış.

Üçüncüsü, küresel nedenler. Birçok Avrupalı lider, ABD’nin birer piyonu görünmesinden rahatsızdırlar. Nitekim Macron’un Fransız ‘Les Echos’ gazetesine verdiği uzun bir mülakattan bu rahatsızlık çok net anlaşılıyor. O mülakatta ‘’Stratejik özerklik Avrupa'nın mücadelesi olmalı.’’ Peki, Avrupa kime karşı özerklik mücadelesi vermeli? Elbette Amerika’yı kast ettiği çok net anlaşılıyor.

Mülakatın devamında: ‘’Stratejik özerklik olmadan, ‘Avrupa tarihin dışına çıkma’ riskiyle karşı karşıya’’ diye uyarıyor. Devam edelim: ‘’Avrupa çok uzun bir süredir bu stratejik özerkliği inşa etmedi.’’ Macron’un şu ifadesi de dikkat çekici ‘’Avrupa için en büyük tuzak, stratejik konumunu netleştirmeyi başaramamasıdır. Bunu başaramazsak bizim olmayan krizlere yakalanacağız’’ diyor.

Macron’un bu ifadelerinden hem Avrupa’nın içinde bulunduğu durumu itiraf hem de küresel siyasette söz sahibi olma arzusu anlaşılıyor. Nitekim şu ifadesi bu niyeti açıkça ortaya koyuyor ‘’Avrupa, ABD ve Çin'e karşı "üçüncü kutup" olabilecekken, ancak Avrupa devletleri etkisizdir. Tarih hızlanıyor, buna paralel olarak Avrupa savaş ekonomisinin hızlanmasına ihtiyacımız var" diye ısrar ediyor.

Avrupa, ABD’nin güdümünde kaldığı sürece küresel bir güç olma şöyle dursun ‘’Avrupa Birliğini’’ devam ettirebilmesi bile tartışılabilir. Zira Macron diyor ki ‘’Avrupalılar olarak bizim derdimiz birliğimizdir. Avrupa Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığımız bu ortak ziyaretin anlamı budur. Çinliler de birliklerinden endişe duyuyorlar ve onların bakış açısına göre Tayvan bunun bir parçasıdır.’’

Gerçekten bunlar ilginç itiraflar. Macron, açıkça Avrupa ile Çin’in ortak endişelere sahip olduklarını ve endişenin kaynağının ABD olduğunu söylüyor. Macron, şöyle bir soru yöneltiyor: ‘’Tayvan sorununu kaşımak bizim çıkarımıza uygun mu? Bu soruya kendisi ‘’hayır’’ diye cevaplıyor. ‘’Biz Avrupalıların uyanması gerekiyor. Önceliğimiz dünyanın her bölgesinde başkalarının gündemine uyum sağlamak değil’’ diyor. Bütün bu ifadeler ziyaretin küresel nedenlerin etkili olduğunu gösteriyor.

Macron’un Çin ziyareti, ABD Başkanı Joe Biden’ın ‘’otoriterliğe karşı demokrasi zirvesinden’’ hemen sonra yapıldı. Bu da geçen haftaki yazımızda ABD’nin söz konusu zirvede ‘’beklediği etkiyi yaratamadı’’ görüşümüzü teyit ediyor.