Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2432.46
BIST 100
9975.81
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Aralık 2022

Mağribin çocukları, Madrid'in çocuklarını yendi

2022 FIFA Dünya Kupası Katar’da başladığı gün itibariyle belki de en tartışılan turnuva oldu. Katar’daki ön hazırlık sürecindeki ihmaller, Arap ve Müslüman ülkede yapılıyor olması ve benzeri başka konuların gölgesinde başladı. Bu süreçte karşılaşan ülkelerin skorları ve sonuçları ise şaşırtıcı ve sürprizlerle doluydu.

Arabistan'ın Arjantin'i, Japonya'nın Almanya’yı yendiği, Hırvatistan’ının Brezilya’yı ve Fas'ın İspanya’yı elediği bu Dünya Kupası’nda futbol maçından çok fazlasını izledik.

Katar'da düzenlenen Dünya Kupası'nda Fas, turnuvada büyük bir sürprize imza attı ve Avrupa devi İspanya'yı eleyerek Çeyrek Finale yükseldi. Education City Stadyumu'nda oynanan heyecan dolu müsabaka tarihi anlara sahne oldu.

Sporun sadece skor olmadığını başka mesajlar içerdiğini, Fas ve İspanya maçında tekrar görmüş olduk. Ezan sesini duymamak için kulaklarına tıkaç takan İspanya Teknik Direktör Luis Enrique’nin kendilerini mağlup eden Fas futbolcularının secde ile şükür etmelerine mani olamadı…

Bu galibiyet ve mağlubiyetin 13 yüzyıllık bir rövanş olduğunu, “Coğrafya halkların kaderidir “sözünün belki de en büyük ispatı olduğunu bize hatırlattı.

Fas ve İspanya ilişkileri, tarihi boyunca savaş, çatışma, fetih, işgal, sömürgecilik, kurtuluş, ekonomik, sosyal ve kültürel geçişler karşısında karmaşık, dallı budaklı, jeostratejik açıdan en hassas olan bir arada yaşama zorunluluğunun yönettiği ve yönlendirdiği “kaderi” bir ilişkidir.

711 yılında Tarık bin Ziyad komutasında Fas'tan İspanya'ya geçen Araplar ve Mağripliler kısa süre içinde İber Yarımadası'nda hakim duruma geldiler. Endülüs Emevi Devletini inşa ettiler. Yaklaşık 800 sene boyunca kaldıkları bölgede mimari, astronomi, matematik vb. alanlarda getirdikleri başarılar İspanya ve Portekiz kültürünü de şekillendirdi.

"Sanat, edebiyat ve bilim burada Avrupa'nın başka hiçbir yerinde görülmedik oranda gelişti. Fransa, Almanya ve İngiltere'den öğrenciler yalnızca Müslümanların kentlerinde ulaşılan bu bilgelik pınarında susuzluklarını dindirmek için buralara akın ettiler."

Endülüs Emevi Devleti'nin merkezi Kurtuba olarak belirlenmiştir ve bu şehir, devlete yaklaşık 300 yıl başkentlik yapmıştır. Kurtuba, zaman içinde İber Yarımadası ve çevresindeki en önemli ve en büyük kültür ve sanat merkezi olmaya başlamıştır. Endülüs, Müslümanların İspanya'ya verdikleri bir isimdir. Endülüs en büyük islam bilgin ve filozoflarını yetiştiren, mimarisiyle büyüleyen dünyanın gelmiş geçmiş en velüd medeniyetlerindendir. Tarık bin Ziyad'ın gemileri yakmasıyla ispanya topraklarında tohumlanmış ve bu tohumdan serpilen ulu medeniyet ağacının meyvelerinden tüm Avrupa ve doğu nasiplenmiştir. Endülüs’te yazılan birçok eser dünyanın muhtelif kütüphanelerinde saklanmaktadır.

Pierre Curie'nin, hakkında; "Onlardan bize otuz kadar kitap kaldı ve bu sayede ancak atomu parçalayabildik. Eğer yakılan milyonlarca el yazması kitabın yarısı kalsaydı çoktan galaksiler arasında geziyor olacaktık." dediği ilim irfan yuvası. Galaksiler arasında gezinmekten bahsettirecek bir ilim söz konusu olan bu medeniyet hakkında ne biliyoruz?

Orta Asya ve Kuzey Afrika çevresinde oldukça geniş sınırlara sahip olan Emevi Devleti, aldığı büyük yenilgi ile yıkılmıştır.

Lakin devletin yıkılmasıyla birlikte soykırım, katliam, işgal ve engizisyon mahkemeleri olduğu gibi bir kültür vandalizmi de yaşanmış, taş üstünde taş bırakılmamış koca bir medeniyet talan edilmiştir. 1492 yılında, 8 asırlık Endülüs'ü yakıp yıkan Kastilya Kraliçesi İsabella ve kocası Aragon Kralı Ferdinand olmuşlardır.

Tarih boyunca birbirleri ile devamlı olarak, hatta uzun bir süre ülkenin kuzeyinde ve güneyinde himayecilik yapmış, günümüzde Fas sınırları içinde iki farklı yerde toprağı olan İspanya, Fas ile yaklaşık 60 senedir her ne kadar ara ara kesintiye uğrasa da iyi bir ilişkiye sahip. Bunun nedeninin ise iki ülkenin ortak hedefleri ve çıkarları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İki Ülkenin Kral’ları iyi niyet elçileri olarak rollerini gerçekleştiriyorlar.

Son dönemde iki ülke arasında gerçekleşen spor işbirliğine de değinmek yerinde olur. Dünya Kupası turnuvasını Fas’ta düzenlemek için 5 defa başvuru yapan Fas yönetimi bu başvuruların tümünde mutsuz bir şekilde evine geri döndü. Futbol, Fas ve Fas halkı için çok fazla önem arz eden bir spor. Fas, Dünya kupası turnuvasını alarak hem ülkede çok fazla futbol sevdalısının gönlünü kazanmak istiyor hem de ekonomik gelişme sürecinde olan ülke için çok iyi bir adım olarak görüyor. Adaylık sürecini çok fazla önemsedikleri için son adaylık sürecinin finalinde kendilerine oy vermeyen ülkeleri kara listeye almaktan geri de durmuyorlar.

Öte yandan, altyapı olarak Fas Dünya Kupası için gerçekten hazır durumda değil. Ancak birkaç devlet ile birlikte bu işe girerse böyle bir büyük sorumluluğun altından kalkabilir. Tam bu noktada İspanya Hükümeti, 2030'da Futbol Dünya Kupası'nı organize etmek için ortak bir Fas / İspanya / Portekiz adaylığı önerdi. İspanya’nın Fas’a yaptığı bu teklif ülkede büyük bir sevinç ile karşılandı. İspanya, Fas’ı zayıf yerinden yakaladı ve halkta da böyle bir birlikteliğin etkisi çok iyi bir şekilde karşılık buldu.

Fas, 2010'da Güney Afrika'dan sonra Dünya Kupasına ev sahipliği yaparak, kıtadaki ikinci ev sahibi ülke olmayı umuyor. 2030’da kupanın yüzüncü yılı olması da adaylık sürecine ayrı bir hava katıyor. Son olarak ülkedeki her vatandaşın İspanya’nın en büyük iki kulübünden biri olan Real Madrid ya da Barcelona’yı tutması ülkenin futbol pazarında İspanya’nın etkisini çok açık şekilde göstermektedir.

Sonuç olarak, Fas- İspanya ilişkileri hiçbir zaman düzenli ve sürekli olarak iyi bir yönde ilerlememiştir. Tarihlerinde çok fazla karşı karşıya gelmiş hatta belirli bir dönem İspanya tarafından Fas’ın belli bölgeleri işgal edilmiştir.

Ancak, iki ülke son yıllarda ekonomik, sosyal ve kültürel konularda iyi ilişkiler geliştirmiştir. Krallık nezdinde yapılan ziyaretler, son yıllarda artan ikili ilişkilere farklı bir boyut kazandırmıştır. Yapılan anlaşmalar ile birçok alanda yapılan işbirlikleri güçlendirilmiştir. Bu anlaşmalar sonrası iki ülkenin birbiri için ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkmıştır.