Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.37
Gram Altın
2381.11
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​MANEVİYAT MI? MAKİNALAŞMA MI?

İnsan, manevi boyutu olan bir varlıktır. Maneviyatı tecrübe etmek için maneviyat konusunda derin bir kavrayışa sahip olmak lazımdır. Sayısız defa tekrar edilen dini kalıplar, dualar ve ritüeller, maneviyat değil, makinalaşmadır. Maneviyat ve makinalaşmanın birbirinden ayrılması lazımdır. Aynı dini ritüelleri, duaları ve zikirleri, defalarca tekrar ederek maneviyatı yaşayacaklarını sananlar, büyük bir yanılgı, yalan ve yanılsama içindedirler. Dini kalıpların, klişelerin, duaların ve ritüellerin tekrarı, sadece kişiyi düşünmeyen, hissetmeyen, duymayan, görmeyen, işitmeyen, anlamayan vedüşlemeyen biyolojik bir makineye dönüştürmektedir.

Makinalaşmaya neden olan pratikler, tekrarlar, klişeler ve kalıblar, insanı düşük, ezik ve etkisiz nesneler olarak görmektedirler.Dinimakinalaşmada insanın kendisi, değerli değildir. Değerli olan empoze edilen kalıpların ve kilşelerintekrarıdır ve taklididir. Dini makinalaşmada tekrar ve taklid, en yüksek ve kutsal değer düzeyine çıkartılmaktadır. Maneviyatta ise insan, kendi içinde ve derinliklerinde kendisiyle birlikte büyüyen ve derinleşen bir boyutun, özün ve altyapının olduğunu duyar, düşünür ve düşler. İnsanın içinden kaynaklanan o derin büyüklük, insanın ve doğanın her tarafını kapsayarak genişler. Duyusal, duygusal, düşünsel ve düşsel kapasitelerimiz ve yeteneklerimiz, o insani ve doğal büyüklüğün bir parçası olduğumuz idrakiyle canlı olur, serpilir ve büyür.

Maneviyat, insana ve doğaya değer vermektedir. İnsan, sadece günlük hayatından ve görünen fiziksel varlığından ibaret değildir. Biyolojik ihtiyaçlarımızın, hazcılığımızın ve yıkıcılığımızın ötesinde maneviyat, yapıcı ve yaratıcı boyutlara ve kapasitelere sahip olduğumuz bilinciyle hayata giden bütün yolları ve kapıları sonsuza kadar önümüze açar.Maneviyat, hayatımızın her anında yaşadığımız her tecrübeyle yeni bir hayat kapısını anlamlı ve verimli şekilde açarakkoşarcasına hayata doğru yol almaktır. Maneviyat, hayatın din adına makineleşmesine ve boşa harcanmasına hiçbir şekilde izin vermez.

Maneviyat, bizim duygu dünyamızlaözdeşlik düzeyinde ilişkilidir. Hayatımızı, duygulu, duyarlı ve düşünceli bir şekilde nasıl değerlendirdiğimiz ve hayatımızı yaşamaya değer kılmak için neler yaptığımızın tamamı maneviyat kapsamındadır. Maneviyat, aşkı, merhameti, bilgiyi, aklı, düşünceyi, duyarlılığı, umudu, adaleti, özgürlüğü, barışı, dayanışmayı kapsar. Maneviyat, ermişlerin, velilerin işi veya ulaşabilecekleri bir mertebe değildir.Her insan, manevi olarak kendini gerçekleştirebilir. Veliler, şeyhler, azizler sufiler şeklinde manevi elitler sınıfı yoktur. Maneviyat, bütün insanların sahip olduğu bir kapasite ve yetenektiir. Önemli olan maneviyat yeteneğinin ve kapasitesinin, duygu, duyarlılık, düşünce ve düş boyutlarının işlenmesi, geliştirilmesi ve büyütülmesidir. Maneviyat dünyaları körleşmiş, köreltilmiş ve çürümüş şeyh, derviş, veli ve aziz gibi ünvanlarla anılan kişiler, aslında maneviyat dünyasının mimarları değil, maneviyat dünyasının yıkıcılarıdır. Maneviyat, varlığının en sıcak, derin ve yaratıcı temelinde aşkı, merhameti, aklı, düşünceyi, duyarlılığı, umudu, adaleti özgürlüğü, barışı ve dayanışmayı tecrübe etmek için bütün bir varlık olarak varoluşsal düzeyde seferber olmayı, gayret göstermeyi ve emek sarf etmeyi gerekli kılmaktadır.

Maneviyat, insanın kendini tanıması, kabul etmesi ve büyütmesi sürecidir.Kendisinideğerli gören, sevme, düşünme, düşleme ve umut etme kapasitelerine güvenen insanlar, etraflarını kuşatan sınırlamaları aşıp özgürce manevi boyutlarını tecrübe edebilirler.Etrafımızdaki sınırlardan, kalıblardan, klişelerden ve kimliklerden kurtularak gerçek insanlar olarak maneviyatı tecrübe edebilmemiz için açık bir kalbe ve akla sahip olmamızdır. Gerçek maneviyatın özü açık insan olmaktır. Açık insanın kalbi ve aklı, duygusu ve düşüncesi, düşü ve duyarlılığı açıktır.Maneviyat, hiçbir şekilde bedenimizi lanetli ve kötülük kaynağı görüp bedene zulmetmek değildir.Bedenimiz de ruhumuz gibi değerlidir, önemlidir ve önceliklidir. İnsanı değersizliğe, suçluluğa ve utanca iten ve hapseden hiçbir şey, ne adına söylenirse söylensin, maneviyat değildir.Maneviyat, insandaki ayırımcı, üstenci, cinsiyetci, ırkçı, kültürcü, nefretçi ve yıkıcı kirlerden arınmayı ve sürekli olarak yenilenmiş ve dirilmiş insanlar olmak için olmak için gösterilen emeği, yolu ve yönü kapsamaktadır.