Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Ocak 2024

Mehmet Özger'in "Hatır Divanı"

Bu çağda unuttuğumuz değerlerin başında gelmektedir “Vefa” kavramı. Toplumun bireyselleştirildiği bir dönemde herkesin kendi ayakları üzerinde durarak yardımlaşma ve paylaşmanın pas geçildiği zamanları yaşıyoruz. Kendine yetmiş olma hissi de insanı vefadan ve dolayısıyla hatırdan uzaklaştırıyor. Böyle bir zamanda kusurlarımızla bizi yüzleştirircesine vefanın en güzel örneklerinden biri olan Hatır Divanı isimli kitabıyla karşımızda duruyor Kıymetli Dostum Mehmet Özger.

“Hatır” kavramı “Aklımdasın, kalbimdesin, dostumsun!” demenin en güzel ifadesidir. Hatırın yolu vefaya çıkar. Hatırını bildiklerinizle hayatınız daha da anlam kazanır. Hatır, sadece sözde değil özde de kıymet bildiğinin göstergesidir. Edebiyatımızın son döneminin güçlü kalemlerinden Mehmet Özger de aklında, kalbinde ve hayatında yer verdiklerine bir vefa örneği olarak kaleme almış Hatır Divanı’nı.

Mehmet Özger’in şiir türündeki Hatır Divanı isimli kitabı 2023 yılının sonlarına doğru Hece Yayınları aracılığıyla okuruyla buluştu. Muhtasar Cinnet Risalesi ve Defacto Ölümler’den sonra Şairin üçüncü şiir kitabı olan Hatır Divanı, bir bakıma vefanın en güzide örneğidir. İki bölümden oluşan kitabın Yalın Ayak bölümünde Mektup tarzında yirmi, Düz Ayak bölümünde ise mensur şiir tarzında yedi şiir olmak üzere toplam yirmi yedi şiir yer almaktadır.

Mehmet Özger Hatır Divanı’nın ilk şiiri İblis’e Mektup’a “Euzübillahimineşşeytanirracim / laneti üzerine olsun yeminli kelimelerin” diye başlayıp “yedi senin olsun, sekiz büyük ümmetin / bismillahirrahmanirrahim.” diye tamamlıyor. Bu ilk mektupta adeta Euzü ile Besmele arasında nefsimizle bir muhasebe yaparak kitabı okumaya başlamamızı istiyor.

Hatıra binaen bir vefa örneği olan kitapta Yusuf ile Züleyha’ya, Hz. Ali’ye, Üstad Sezai Karakoç’a, Meriç Ökten Hanımefendiye, Eyyüp Akyüz’e, Erdal Çakır’a, Hüseyin Karacalar’a, Mürsel Sönmez’e, Haluk Dursun’a ve Cüneyt Issı’ya ithaf ettiği mektup tadında şiirlerinin yanında Babasına, Annesine ve bizzat kendisine yazdığı mektuplar da yer almaktadır.

Mektuplar her ne kadar kişilere has yazılmış gibi olsa da her okuyan kendinden bir şeyler bulur. “Bilmenin yük olduğu bu çağda” tebessüm fakiri olan insanların vefadan ve muhabbetten yoksun halde merhamet dilenmesine sitem ederken vefanın temsili olarak Kadim Mektup’ta herkes kendi payına düşeni alıyor. Nihayetinde bu dünyada “dar kapıyı seçenler geçebilecek büyük kapıdan.”

Bende en derin etkiyi bırakan şiirlerden birisi Mehmet Hocamın babasına yazdığı mektuptur. “Yaşayan babalara şiir, ölenlere Fatiha” diyerek babasına daha hayattayken “Baba, ben şair oldum.” demiş oluyor. Bir evladın, babasının çektiği çilelere, yaşadığı acılara vakıf olmasından daha ağır bir yükü olabilir mi? “Ölümün avlusunda şiir boş söz” olsa da en hazin tanıktır tarihin sayfalarında. Ki bende bu kitabın açtığı en derin yaradır, Kıymetli Dostum Mehmet Özger’in babası için kaleme aldığı mektuptaki “Bazen baba olasım geliyor sana” dizesi. Belki de aynı topraklarda büyüdüğümüz için acının ortak paydasında buluşuyor olmamızdandır.

Bazen de yanlışlarımızı kültür diye dayatarak günahkâr halimizi gizlemeye çalışıyoruz. Kız çocuğu olduğu için karalar bağlayan babalara inat cenneti ayaklarının altına seren bir inancın güzelliğini görmek marifettir. Sayın Özger, Annesine yazdığı mektupta ne de güzel ifade ediyor bu durumu: “Ayaklarının altından azıcık yer ayır bana / gidecek başka yerim mi var darıdünyada.”

Mehmet Özger, kelime ve imgelerle şiirine letafet katıyor. Edebiyat hocası olmanın ustalığını arkasına alarak anlamı daha da derinlere gizliyor. Kim ne derse desin onunla aşık atmak zordur. O, imge ustasıdır. Yusuf ile Züleyha’ya yazdığı mektupta bunu en güzel şekilde gösteriyor. “de bağlacı mıdır ayrı yazılır kader / bir araya gelemez Yusuf ile Züleyha / … / arada vardır ile, yan yana dursan bile” dizelerindeki ustalık anlam içinde imgeyi, imge içinde hikayeyi aratıyor okura.

Duvar ustası misali yan yana ve üst üste dizerek kelimeleri bütünü kurguluyor. Çocukluğunun geçtiği yerleri yüreğinde hala çocuk kalmış düşlerle betimliyor. Düşleri çocuk kalmış olsa dahi betimlemeler ve imgeler ustaca dizilmiştir dizelere.

Günümüzün vefalı kalemlerinden biri olan Mehmet Özger, dostun hakikîsidir. Bu hayatta onu tamamlayan en önemli dostu ise kuşkusuz Eyyüp Akyüz’dür. Biz de Eyyüp Akyüz’e yazdığı şiirin dizeleriyle noktalayalım yazımızı: “Sayılardan ikmale kalıyorum her yıl / onların yağmurdan torpille geçiyor tarlaları / fakat matematik biliyor adamlar Eyyüp / üç kardeşin her biri başka partiden aday.”

Buradan Sevgili Dostlarım Mehmet Özger ve Eyyüp Akyüz’e en kalbî muhabbet ve selamlarımı sunuyorum.

Günümüz şiirine yeni bir ufuk kazandıran Hatır Divanı ile ilgili özetin özetini yaparak sizlerde kitabı okumak adına bir merak uyandırabildiysek ne mutlu bize. Kıymetli Dostum Mehmet Özger’in kalemine, yüreğine sağlık dileklerimle kitabı en kısa zamanda temin edip okumanızı tavsiye ederim. Kitapla ve sağlıcakla kalın.