Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2465.00
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Şubat 2017

Menderes'i asanlar 'millet ya diktatör seçerse' diyor!

28 Şubat 1997'de 9 saat süren MGK toplantısında alınan kararlarla bin yıl devam edeceği söylenen o baskıcı, despot, zulüm yıllarını unutmadık. O gün MGK'de laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu vurgulamışlardı. Bugün aynı zihniyet "ya laik diktatör gelirse" türünden bahanelerle başkanlık sistemine hayır diyor! Hani laiklik demokrasi ve hukukun teminatı idi. Ne yani siz laik, ilerici, çağdaş birinden diktatör olabilir itirafında mı bulunuyorsunuz? Bu ülkede elden gidilmesinden korkulan şey hiçbir zaman laiklik olmadı, elde ettikleri gücün, nüfuzun ve itibarın gidecek olmasıydı asıl mesele. Bu konuda hiçbir zaman samimi olmadılar. Benzer bir yaklaşım Fehmi Koru ve onu takip eden AKP'li fırıldaklarda da görülüyor. Ya diktatör biri gelirse endişesi bu! Müsterih olun bu millet hiçbir zaman diktatör seçmedi. Hatta ilk seçtikleri başbakanı acımadan astılar. O gün Adnan Menderes'i idam ettiren ve ardından 27 Mayıs'ı yıllarca "Hürriyet Bayramı" olarak kutlayan zihniyet bugün "halk ya diktatör seçerse" endişesiyle(!) hayır kampanyası yürütüyor!

Malumunuz FETÖ, PKK, DHKP-C, PYD, YPG ve DEAŞ gibi Türkiye düşmanı terör örgütleri HAYIR'ı savunuyor. Terör örgütlerinin argümanlarıyla hayır kampanyası yürüten ancak bizi terörle eş tutmayın diyen bir kesim de var. Mesele teknik boyutuyla değerlendirilmeli deyip mevzuyu PKK'nın ya da FETÖ'nün argümanlarıyla sürdüren ve hiçbir zaman ülke menfaatleri doğrultusunda tavır ortaya koymayan ilginç, kurnaz, art niyetli bir kesim bu! Ne 28 Şubat'ta, ne 2008'de ne Gezi kalkışmasında ne 17-25 Aralık operasyonunda ne de 15 Temmuz darbesinde milletin yanında yer aldılar. Bu kirli ittifak bugün de aynı amaç uğruna faaliyet yürütüyor.

28 Şubat'ın MGK'sı "laiklik için yasalar uygulanmalı, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları kapatılmalı, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan medya kontrol altına alınmalı, başörtülüler atılmalı, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı" şeklinde uzayıp giden bir dizi kararlar alırken FETÖ elebaşısı dindarlara; "Beceremediniz artık bırakın" diyordu. "Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar" şeklindeki açıklamalarıyla da darbecileri övüyordu.

Yıllar sonra Haşhaşiler gibi asker kılığına giren militanları meclisimizi bombaladı, milletimizin üzerine kurşun yağdırdı. 248 vatandaşımızı şehit ettikten sonra bir de utanmadan "28 Şubat'tan beter haldeyiz" şeklinde alçakça algı üretmeye başladılar. Tuhaf olan son zamanlarda Hakan Albayrak, Ahmet Taşgetiren, SP ve en son Fatma Bostan Ünsal da bu koroya dahil oldu. Bakalım FETÖ'nün bu iğrenç algısına daha kaç kişi alet olacak?

Bilindiği gibi cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunu 28 Şubat'ta yapıldı! Ardından Vural Savaş'ın çıkıp içinde kan emici, ur gibi ifadelerinin geçtiği o iğrenç konuşmasını hatırlayınız. Hızını alamayan bazı yazarlar ise satanistler, şerefsizler, fahişeler diyerek başörtülülere küfretti. 14 yaşında bir çocuğun idamla yargılanması, içeride yüzlerce insanın çektiği acılar ve hala telegram işkencesiyle mücadele eden Salih Mirzabeyoğlu gibi isimleru2026 İmam hatip öğrencilerinin engellenmesi, ikna odaları, başörtülü kardeşlerimize yapılan zulümler ve daha niceleri... O dönem dindarlara zulmeden insanların bir kısmı bugün FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı. Anlamadığım, 28 Şubat'ta ve 15 Temmuz'da Müslümanları hedef alan FETÖ militanlarının tutuklanmasını ve bu alçak örgütle yapılan mücadeleyi nasıl olur da muhafazakar gazetelerde yazan-çizen bazı yazarlar "28 Şubat'tan daha kötü zamanlardayız" diyerek bu propagandaya alet olurlar.

Bu ülkede vaktiyle sıradan bir komutanın karşısında hazır-ol vaziyetinde emir alan yayın yönetmenleri, yazarlar hatta Erol Özkasnak'ın "ona süngü takıp sınır sınır gezdireceğim" diye tehdit ettiği Mehmet Altanlar bugün Erdoğan'a rahatlıkla diktatör diyebildiler ve "darbe dönemlerinde bile böyle baskı yapılmadı" şeklinde algı üreterek FETÖ'nün oyuncağı oldular. Güçlü, nüfuzlu, otoriter insanların karşısında kuzuya dönen bu insanlar bugün 28 Şubat'ın yol açtığı zarar ziyanı ortadan kaldıran, cumhuriyet tarihinin en sivil en demokrat liderini "28 Şubat'tan beter haldeyiz" söylemleriyle yıpratmaya, tasfiye etmeye çalışıyor. FETÖ gibi eli kanlı bir terör örgütünün propagandasını yaparak hayır cephesinin elini güçlendiriyorlar.

Meclisin 'Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!" sözleriyle inlediği günlerden geçtik. Demokrasinin ve özgürlüklerin teminatı olan parlamento bu denli ayaklar altına alınıp aşağılanmamıştı. Şimdi bu zihniyetten daha beter bir zihniyet bu sistemden daha antidemokratik bir sistem olabilir mi? Bu yüzden meclisin itibarını arttıracak ve milleti siyasetin tam merkezine yerleştirecek olan demokratik bir sisteme geçiş yapmak üzereyiz. Bu milletin hafızası kuvvetlidir. 15 Temmuz gecesi Malazgirt'i, Çanakkale'yi hatırlayarak istiklal mücadelesi veren milletimiz acı, keder ve yoksullukla geçen yılarını da unutmadı. Ve emin olun terör örgütleriyle aynı noktada buluşan kesimleri de tek tek not ediyor.