Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2479.82
BIST 100
10547.81
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Aralık 2014

Mesele aslında Nurettin Yıldız değil!

Her şey, Nurettin Yıldız'ın bir sohbetinin Akit'in sitesinde yayınlanmasıyla başlamıştı. Haberin içeriğinden önce başlığı yanıltıcıydı aslında. Çıkan tartışmalar arasında nedense bu pek dikkat çekmemiş, gözlerden kaçırılmıştı.

Konuyla ilgili arama yapıldığında çıkan başlık aynen şu şekildeydi: "Akit'te çalışan kadınlara fuhuş hakareti!" İlk yanılsama yahut yönlendirme burada başlıyordu. Benim de Akit'te çalışan kadınlara yönelik bir suçlama olduğu zannıyla tıkladığım haberin içeriği ne başlıkla ne de Nurettin Yıldız'a yapıştırılmaya çalışılan "çalışan kadınları fuhuşla suçladı" iddiasıyla bütünlük içeriyordu.

Nurettin Yıldız yıllardır aile, kadın hakları, evlilik, karı-koca ilişkisi gibi konularda yaptığı sohbetler ile tanınan bir isim. En azından bu yönüyle ön plana çıkmış biri. Nurettin Yıldız'ın ısrarla üzerinde durduğu ve teşvik ettiği konuların başında gençlerin erken yaşta evlenmeleri gelir.

İnsan fıtratının cinsellikle bütün ve iç içe geçmişliği üzerinden hareket eden Yıldız, evlilikleri geciktirmek suretiyle fuhuş başta olmak üzere gayri meşru ilişkilere zemin hazırladığını iddia ederek gençlerin erken yaşta evlenmelerini öğütler. Ayrıca karı-koca ilişkisi/hakları gibi konularda da sıkça konuşmalar yapan Yıldız'ın sohbetlerinde dikkat çeken unsur, aile birliğini korumaya ve pekiştirmeye yönelik mesajlar içermesidir.

Nurettin Yıldız'ın evlilikle ilgili konuşmalarında sıklıkla kadın haklarına vurgu yapması, kadınların hak ve hukuklarının gözetilmesini salık vermesi dikkat çeker. Erkeğin, eşine karşı sabırlı ve anlayışlı olması gerektiğini de öğütleyen Yıldız'ın konuşmaları bazı erkekler için bir terapi niteliği de taşır.

Nurettin Yıldız'ın evlilik sohbetleri yapan diğer hocalardan önemli bir farkı ise diğerlerinin aksine cinsellik konusunu es geçmeyerek bu konuda ısrarcı konuşmalar yapmasıdır. Cinselliğin insan fıtratında olduğu gerçeği üzerinden hareket eden Yıldız, birçok din ihtisasçısının görmezden gelmeyi tercih ettiği cinsellik mevzusunda konuşmakta beis görmez.

Yanlış anlaşılmasın, bunu yaparken Ali Rıza Demircan gibi Cennetteki cinsel hayat üzerine kurgulanmış vaazlar verip konuşmalar yapmaz. Tam tersine mutlu bir dünya hayatı için cinselliğin tamamlayıcı yönüne vurgu yaparak din merkezli bir perspektiften yorumlar sunar.

Elbette Nurettin Hoca'nın tüm konuşmalarını dinlemişliğim, bütün yazılarını okumuşluğum bulunmaz. Lakin onun konuşmaları üzerinden oluşmuş algım/kanaatim -en azından evlilik merkezli sohbetlerinde- kadını önceleyen, aile bütünlüğünü savunan bunu yaparken de cinselliği görmezden gelmeyen mesajlar bütünü oluşturduğu yönündedir.

Hatta Nurettin Hoca'nın yüksek desibelden ve kalın, tok konuşması bünyem için biraz sert gelir. Ruhumun hitap anlayışına, duygularımın algı ve kabul etme mekanizmaları tarafından yadsınır. Hasılı benim doğama uygun olmayan bir üslubu bulunur. Lakin benim tabiatıma hitap etmeyişi diğer ruhlar üzerinde olumlu mesajlar vermesine mani olmadığı gibi bazı olumlu te'sirlerini bizzat müşahede etmişliğim de bulunur.

Beher insanın ruhuna, sosyo-kültürel dünyasına hitap edecek alternatif isimler/yollar vardır zaten. Fakat kişinin bünyesine uygun olanı seçmesi kendi iç dünyasına hitap etmeyen bununla birlikte diğer birçok insan üzerinde olumlu akisler, hissedişler, farkındalıklar oluşturmuş isimleri/yolları yok saymasını, eleştirmesini, görmezden gelmesini gerektirmez.

Belki de benim, dinlemekten çok okumayı tercih etmem, işitsel değil görsel ağırlıklı olmam bu tür konuşmalardan uzak kalmamdaki en büyük etken. Benim tercihlerim okuma alışkanlığı olmayan yahut işiterek öğrenmeyi tercih eden, bu tür konuşmalarla hayatına nizam verenleri yok saymamı, görmezden gelmemi, saygımı çekmemi gerektirmez. Aslında her insan sayısı kadar öğrenme ve amel etme yolu/biçimi bulunurken bizim ne bu yolları ne de yollara götürenleri eleştirme selahiyetimiz bulunur.

Hal böyleyken öğrenme biçimini dinlemek, öğrenme merkezi olarak da Nurettin Yıldız'ı (veya başka birini) almışları yok saymak, görmezden gelmek gibi bir lüksümüz olmadığı gibi bu isimlerin yıpratılması için çalışanların teknesinde bulunmamız da gerekmez.

Nurettin Yıldız'ın söyledikleri çalışan kadınları fuhuşla suçlamakla yakından uzaktan alakalı değildir. Yıldız, çalışan kadının daha çok yorulduğu için cinselliğe daha az zaman ayırdığını iddia etmiştir. Bu iddia üzerinden bilimsel tartışmalar elbette yapılabilir. Ancak bu ifadeyi alıp da "çalışan kadınları fuhuşla suçladı" demek en hafif tabirle haksızlık, iftira olur.

Nedense bir gün Cübbeli bir gün Mustafa İslamoğlu bir başka gün Nurettin Yıldız üzerine çevrilen itibarsızlaştırma okları bana kalırsa başka başka isimlerin üzerine de dönecektir. Bu isimleri sevme, onaylama zorunluluğumuz tabii ki bulunmuyor. Lakin belli çevreleri etkileyen isimler üzerindeki bu itibarsızlaştırma hareketlerini tesadüf bulmadığım gibi bir sistematiğin parçası olduğunu da düşünüyorum. Kanaatimi onaylamak yahut "paranoyakça geliştirilmiş komplo teorisi" kategorisinde yorumlamak herkesin özgür iradesine bağlı. Bununla birlikte hepimizin eleştiri mekanizmasıyla linç etmenin farklı şeyler olduğunu bir kez daha düşünmemiz gerekiyor vesselamu2026

Twitter.com/sabihadogann