Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2389.63
BIST 100
10160.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Kasım 2016

Mesele Trump değil!

Küresel ekonominin %40'dan fazlasını 113 ailenin kontrol ettiği bir dünyada yaşamaktayız. Amerikan ekonomisinin %60'nı da %1'lik bir grup kontrol etmektedir. 1971 yılından beri karşılıksız dolar basan ABD'nin gittikçe finansal çöküşe doğru yol aldığını söyleyebiliriz. 2008 mali krizinde küresel para sistemine 50 trilyon dolar karşılıksız para ilavesi yapıldı. ABD'deki en üst %20'lik gelir grubundaki kişilerin serveti her geçen yıl katlanarak arttı. Bu durum ABD'de ciddi oranda gelir eşitsizliğine yol açtı. İnsanlığın %40'nın günde iki dolar gelirle yaşamaya mahkum edildiği günümüz dünyasında dönen sermaye hala kabalist, ezoterik yapıdaki bir grup oligarkın tekelindedir. Bu bankerler de servetlerini büyük mali krizlerden ve savaşlardan elde etmektedir.

Başkan Andrew Jackson bankerleri toplayıp onlara; "Banka mevduatları ile spekülasyon yapıp halkı sömürdüğünüzü biliyorum. Serveti kendi aranızda paylaşıyorsunuz. Siz zehirli yılanlar ve hırsızlar ordususunuz. Sizi bitirmeye kararlıyım" dedikten birkaç ay sonra suikasta maruz kaldı. Başkan bu saldırıdan kıl payı kurtuldu. Ancak diğer başkanlar Abraham Lincoln, James.A. Garfield, William McKinley ve Kenndey onun kadar şanslı değillerdi. Kennedy de diğer başkanlar gibi Amerikan Merkez Bankası'nın birkaç ailenin kontrolünde olmasına karşı çıktığı için bankerler tarafından öldürüldü. Bu suikasttan sonra ABD'de kimse bu üst yapıya karşı çıkma cesareti gösteremedi. Yıllardır söz konusu edilen Amerikan sistemi aslında bir bankerler sistemiydi. Finans oligarklarının tesis ettiği yeni finansal düzenin/çarkın tıkır tıkır işlemeseydi.

Küresel finans endüstrisine hükmeden, Hollywood, müzik, iletişim, medya ve teknoloji sektörünü tekelinde bulunduran kıyametçi, evanjelik, kabalist, ezoterik yapıdaki bu açgözlü sapkın topluluk 200 yıldır dünyayı sömürmektedir. Çünkü küresel sistemin halklarla, insanlık değerleriyle bir sorunu vardır. ABD halkı da her geçen gün hem ekonomik hem de sosyolojik olarak çöküntüye doğru gitmektedir. Bugün ortalama bir Amerikalının bir dolarlık gelirine karşılık yaklaşık 3 dolar borcu bulunmaktadır. Lisede okuyan öğrencilerin %42'sinin üniversitede okuyanların %85'inin hayatlarında bir defadan fazla uyuşturucu aldığı bilinmektedir.

2008 krizinden sonra ABD halkı ciddi anlamda fakirleşti. Fakir dostu olarak piyasaya sürülen Obama da bu sorunun üstesinden gelemedi. Bugün yaklaşık 40 milyon Amerikalı yiyecek yardımı alıyor ve bu sayı sürekli artıyor. Amerikan ailelerinin %37'sinde 35 yaş altı işsiz bir kişi bulunuyor.50 milyon Amerikalının hiçbir sağlık sigortası yok. Fakirlik %22 ile çocuklar arasında en yüksek seviyede. Her dört Amerikalı çocuktan biri gıda kuponu kullanmak zorunda kalarak yaşıyor. Çocuklu bekar annelerin oranı %31,6 iken çocuklu kadınların %42'si gıda kuponu ile besleniyor. Ev sahibi olma oranı her geçen gün düşüyor. Dünyanın diğer ülkelerini saymıyorum bile!

Demem o ki Trump'ın seçilmesinde etkili olan ekonomik ve sosyolojik gerçekler göz ardı edilmemelidir. ABD'ye yolladığımız uzmanlarımızın, muhabirlerimizin atladığı bir gerçekten bahsediyorum. Patronlarının yerinde olsam bu adamların kulağından tuttuğum gibi ülkeye geri getirirdim. Amerikalılar Trump'ın sarı saçlarına oy vermedi anlayacağınız, çapından ziyade sistemin çarpıklığına, küresel oligarklara bir tepki olarak ona oy verdiler. Bu tepki bugün olmasa yarın olacaktı. Küresel finans sistemi bugün olmasa yarın çatırdayacaktı. Emin olun Amerikalılardan sonra Avrupalılar da tepkilerini ortaya koyacaklar ve batı yakası hiç olmadığı kadar karışacaktır.

Londra merkezli küresel akıl artık dünyadaki yeni sosyolojiyi okuyamıyor. Dolayısıyla birçok ülkede aynı senaryolarla sahneledikleri oyunlar da artık ziyadesiyle ucuzladı ve geri tepiyor. Türkiye'de de olduğu gibi. Tabi üst aklın gücüne iman etmiş olanlar için Hillary'in başkanlığına kesin gözüyle bakılıyordu. Buradakiler de Erdoğan'ı deviririz diyorlardı! FETÖ başta olmak üzere destekçilerinin hala sonuçları kabullenememiş olmaları ve şaşkınlıklarını gizleyememeleri biraz da bundan. Evet, ABD'nin 44. Başkanı için 44 kurban kesen, davul ve zurnalar eşliğinde kutlamalar yapan ülke insanımız da Trump'ın harikalar yaratacağına inanmasın. Gerçek şu; Amerikalılar ilk defa küresel sisteme karşı açıktan tepki koydular ve üst akıl ilk defa çuvalladı, sarsıldı ve büyük hesaplaşma başladıu2026

Dile kolay, Yeni Dünya Düzeni'nden Yeni ABD Düzeni'ne doğru yol alan bir zaman dilimindeyiz. Hala küreselcilere oynayan -bu cümleyi silmeden şöyle de kurabiliriz- küreselcilerin oynattığı Kılıçdaroğlu gibi siyasetçiler de yeni dönemin kaybedenleri arasında olacaktır. 200 yıldır mali krizlerle, savaşlarla, ayakta kalan bu vampirler sürüsü kan ve gözyaşı üzerine yeni bir dünya kuracaklarını düşünüyorlardı. Mesele Trump meselesi değil anlayacağınızu2026 Dünyadaki vesayet sistemi çatırdadı. Allah, geçmişte olduğu gibi tarihin bu evresinde de yine Türkiye'nin önünü açmaktadır. Nasıl ki Osmanlı kurulmadan evvel Bizans mali ve siyasi çöküntü içerisindeyse bugün de ABD aynı durumdadır. Bu tarihi kırılma anını ve Erdoğan avantajını çok iyi kullanmalıyız.