Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2401.95
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Nisan 2016

MHP için Meral hanım şimdiden hayırlı olsun

Türkiye ve dünya gündemi farklı konulara odaklanırken bir taraftan da ülkemizin iç gündemi kendi mecrasında akıp gidiyor. 7 Haziran 1 Kasım seçimleri siyasette yeni beklentiler ve yeni modellerin tohumlarını attı. 7 Haziran AK Parti iktidarlarının yıkılmaz olmadığını gösterirken, 1 Kasım Recep Tayyip Erdoğan gerçeğini önümüze koydu.

Her seçim yeni çehreler ve yeni yüzler demektir. Aynı zamanda vazgeçilmez denilenlerin silinip gittiği gerçeğini gösterir bize. Onun için 27 yılık Ankara maceramda 12 Başbakan, yüzlerce bakan binlerce milletvekili gördüm. Muhabirlik yaptığız dönemde bazı isimlerle ilgili algılarımız farklı olurdu. Bu isimler olmadan siyaset olmayacağı gibi. Ama zaman bize böyle olmadığını da gösterdi.

2005 yılında Ankara Sheraton otelde bir programa katılmıştım. Program çıkışı araba beklerken çok kalabalık bir grup dağıldı. İçlerinde kimler yoktu ki bir dönemin olmazsa olmazları CHP'den MHP'den, DYP'den, ANAP'tan devleti yöneten 10'larca isim. ANAP'ın efsane isimlerinden Mehmet Keçeciler, CHP'den Mehmet Kahraman, DYP'den Turhan Güven'ler gibi.

Sonra olayın aslını onlardan öğrendik. Mehmet Haberal'ın yeni siyasi alternatifler oluşturmaya çalıştığı toplantılar serisi imiş. Konuşmacı Süleyman Demirel. İşte o zaman düşündüm 'Bir dönemin vazgeçilmezlerinin' halen var olmak için ne durumlara düştüklerini. Demirel öyle değimliydi. Ölene kadar siyasette iktidarını sürdürmenin peşine düştü. İnsanları bir nevi 'ümit' yaşatıyor.

Şu an Türkiye'de siyasette önemli boşluk var. Bunu iktidar boşluğu olarak algılamayın. Muhalefet boşluğu var. Muhalefet ülke meselelerini irdelemekten o konuda çözümler üretmekten ciddi derecede uzak. Bu nedenle siyaset tek kutupla yürüyor. AK Parti'nin hem iktidar hem muhalefetlik tutumu olmasa siyaset tamamen bitecek.

İşte bu oluşan boşluk mutlaka dolacaktır. CHP ve MHP'nin 1 Kasım seçim yenilgilerinin ardından değişim sürecine girmesi gerekiyordu. Fakat bu CHP'de erken kongre ile engellendi. MHP'de ise olağanüstü kongre toplanması konusunda hareketlilik yaşandı. 3 aday ayrı imza toplandı. Toplanan imzalar üzerine kongrenin toplanması gerekirdi aslında. Mahkemeye düşmeye gerek yoktu. Fakat bu yol seçildi. Fakat MHP'li yöneticiler partinin mahkemeye düşmesi pahasına işi uzattılar. Şimdi Devlet Bahçeli ve ekibi partiyi mahkemeye düşürmüş olarak anılacaklar. Aslında bu durum Meral Akşener'i güçlendirmektedir.

Bu sütunlardan da hatırlayacaksınız. Kongre toplandığı takdir de Meral Akşener %80'lerin üzerinde bir oyla seçilecektir. Görünen köy kılavuz istemez. Meral hanım daha önce cesaret gösterebilseydi aslında bir önce ki kongrede aynı oranla seçilecekti. Koray Aydın'ın 400 den fazla oy aldığı seçimde. Nerden biliyorsunuzDi deceksiniz? O kongre öncesi delege hemşerilerimi ziyaret için otellerine gitmiştim. Balıkesirli delegeler ile birlikte Adana delegeleri ile sohbet etme imkanı bulduk. O zaman dedikleri 'Koray beyin yerine Meral hanım çıksaydı.' diye hayıflandılar. Ama Meral hanım o kadar büyük talep varken neden aday çıkmadı anlayamadım. Çünkü son dakikaya kadar beklediler.

MHP kulislerinde Meral hanımla ilgili çekinceler yok değil. İnsan olarak kimsenin dediği bir şey yok. Fakat kadro olarak sıkıntılı. Şu an etrafına baktığımızda çevresini siyaseten başka yerlerde yer bulmakta zorluk çekenler oluşturuyor. Çevresinde aynı zamanda Devlet Bahçeli'den beklentilerini elde edemeyenler bulunuyor. Bu nedenle etkin MHP'li kadroların uzak durduğuna şahit oluyorum. Bu durum büyük handikap.

Olağanüstü Kongre olduğu takdirde Meral hanım gelecektir. Fakat geldikten sonra izleyeceği politikalar eleştirel mi, yoksa yapıcı mı olacak, geleceğini bu belirleyecektir.

Meral hanım 22 yıldır siyasettedir. Siyasette bazen kaybolmuş fakat zaman zaman gündemde kalması sağlanmıştır. 28 Şubat sürecinde MGK'da koyduğu söylenen tavrı nedeni ile anılıyor halen. Bu taktire şayan bir durum. Fakat tek çiçekle bahar gelmez. Daha sonra ki siyasi hayatı devamlı zikzaklara sahne olmuşdur. En büyük handikabı da AK Parti kuruluşunda yaşamıştır. Önce AK Parti'nin kuruluş aşamasında büyük bir törenle katılım sağlanmıştı. Fakat Afyon toplantısında odası bile ayrılmasına rağmen son dakika da gelmemiştir. Meral hanımla ilgili en önemli soru işareti bana göre budur. Ne olmuştur? Hangi tehdit üzerine bu toplantıya gelmemiştir? AK Parti kurucular kurulu üyesi olmaktan vazgeçmiştir? O gün AK Parti'ye katılmasını engelleyenler bugün Meral hanımın arkasında mıdır?

Bekleyeceğiz göreceğiz.