Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2430.03
BIST 100
9987.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Mart 2012

Milat, milat olacak!


[email protected]

Salı gecesi Ülke TV'de Hasan Öztürk'ün sunduğu, Gazeteci Ünal Tanık ile Sosyolog Doç. Dr. Ergün Yıldırım'ın daimi konuk olduğu "Aslında Ne Oldu" isimli programa katıldım. Program öncesi sohbetin de, program esnasında gelen maillerin de konusu aynıydı; "12 Eylül 1980 darbesi hatta 27 Nisan e-muhtırası ile yüzleşmelerin yaşandığı bir dönemde yakın tarihin en can yakıcı post modern darbesi 28 Şubat neden hala sorgulanamıyor?"

Gerçekten de postallı darbelere rahmet okutacak zulümlerin yaşandığı, toplumun travmatize edildiği ve milletin inanç ve değerlerinin direkt olarak "birinci tehdit" ilan edildiği bu sürreel akıl tutulması sürecinin sorumlularının yargılanması, en azından deşifre edilmeleri şart. Hiçbir rasyonel izahın getirilemeyeceği dönemle ilgili toplumsal belleğimizde o kadar çok acı var ki örnekleri saymakla bitmez.

O dönemin sorumlularının yargı önüne çıkarılacağı günlerin de geleceğine inanıyorum. Bu inancımın gerekçesi ise çok basit; çünkü artık Milat Gazetesi var!

Aralık 2011'den beri manşetlere çektiğimiz, özel haberler, röportajlar, haber dizileri ve 28 Şubat'ta yapılan illegal fişlemelerle ilgili yayınladığımız belgeler, artık o irrasyonel sürecin daha fazla sümen altı edilmesine imkan tanımayacak boyutlara vardı.
Çaykur'da çalışan işçiden, kaymakamlara, köy imamlarından siyasilere, öğretmenlerden memur ve esnafa kadar bu topraklarda fişlenmeyen insan bırakmamışlar. Bunların hepsini Türkiye, Milat'tan öğrendi.

Programda, Mazlum-Der, Özgür-Der ve Özgür Eğitim-Sen gibi sivil toplum kuruluşlarının ve HAS Parti'nin, bizim haberlerimizi delil göstererek savcılıklara yaptıkları suç duyurularından bahsettim. En son YÖK'te yapılan aramalarda 28 Şubat dönemiyle ilgili bulunan bilgi ve belgelerin de delil klasörüne konulduğunu sanıyorum. Ve bu delil toplama sürecinin ardından savcıların 28 Şubat'la ilgili iddianame hazırlayacaklarına inanıyorum. Bunun olması durumunda hiç kimse, yaptığı zulmün yanına kar kalmayacağını anlayacaktır. 28 Şubat'ın aktörlerinin sanık sandalyesine oturtulması, halkın adalete olan güven duygusunu da pekiştirecektir.

Gazetemizin bu yayınlarının, kamuoyunun da dikkatini çektiğini özellikle program esnasında gelen maillerden anlamak mümkündü. 28 Şubat'ın yargılanması bir demokrasi zaferi, bir milat olacaksa kuşkusuz bunda gazetemiz Milat'ın da büyük katkısı olacağını düşünüyorum.

Vakit yetmediği için ekranda tam anlatamadığım bir kıyaslamayı burada paylaşayım. Yalnız parantez içindekileri, o dönemdeki isimlerin bugünkü karşılığı olarak okuyun.
Osmanlı'da, Yeniçeriler (Ordu), kazan kaldıracağı (Darbe yapacağı) zaman, ulemanın (YÖK, rektörler, medya, aydınlar, yazarlar) ve esnafın (İş çevreleri, esnaf odaları kısacası 5'li çete) ağzına bakarmış. Onlardan destek görürlerse, Sadrazam'ın (Başbakan), Dahiliye, Hariciye veya Maliye Nazırı'nın (İçişleri, Dışişleri veya Maliye Bakanı) kellesini istermiş. 28 Şubat'ta da benzeri bir durum vardı ancak tek farkla ki o da şu: ulema ve esnaf (medya ve sözde iş çevreleri), Yeniçeri'nin (Askerin) postalına bakıyordu. "Hadi vursana ne duruyorsun" diyeu2026