Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2399.96
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 May 2023

​Milli gücümüzü koruyalım

Milli güç: Bir milletin milli hedeflerine ulaşma yolunda milli menfaatlerini sağlamak maksadıyla sahip olduğu ve kullanacağı iktisadi, siyasi, askeri, coğrafi, nüfus kapasitelerinin bir araya gelmesiyle hâsıl olan toplam yetenektir.

Milli gücü sadece askeri güç ile ilişkilendiren yaklaşımları eksik bulduğumu belirtmeliyim. Elbette savaş, devletlerarası alanda gücün en yüksek düzeyde kullanılma hâlidir. Ancak gücün bir unsuru tek başına milli gücün oluşmasına yetmeyeceğini düşünüyorum.

Bu konuyu örneklerle biraz somutlaştıralım. Mesela, Nijerya büyük bir nüfusa, Belçika ileri seviyede bir sanayie, Pakistan güçlü bir orduya sahiptir. Ancak buna rağmen bu ülkelerin hiçbiri çevrelerindeki ülkelerden bazıları karşısında milli güçleri yüksek değildir.

Çünkü milli güç, bir ülkenin sahip olduğu bütün unsurların karşılıklı etkileşimi ile ortaya çıkan bir sonuçtur. Zira her bir unsur diğerlerinin oluşumunu, değerini ve mahiyetini etkiler.

Örneğin, ekonomisi zayıf bir ülkenin güçlü bir ordusu olabilir mi? Güçlü ekonomi olmadan teknolojik üstünlük sağlanabilir mi? Nüfusu çok ama eğitim seviyesi düşük bir ülkenin teknolojik, ekonomik, askeri ve siyasi güçlerinin düzeyinin yüksek olması beklenebilir mi?

Görüldüğü gibi milli gücün motoru ekonomidir. Ancak direksiyonu da siyasettir. Çünkü siyaset, güven ortamını sağlar, aldığı kararlar ile ekonomiye yön verir. O hâlde önce ‘’siyasi güç’’ kavramını kısaca hatırlatmakta fayda vardır.

Siyasi güç: Bir devletin yönetilme kapasitesidir. Bu çerçevede ülkenin iç politik yapısı, diplomatik alanda etkinliği, hukuk kurallarına uygun davranışı, siyasetçilerin liderlik özelliği, gibi devlet yönetiminde kullanılan yönetsel unsurların niteliğinin toplamı siyasi gücün konusudur. Ancak siyasi gücü oluşturan sosyal güç olduğunu unutmamak gerekir.

Sosyal güç: Bir milleti oluşturan fertlerin aralarındaki dayanışmanın, toplumsal bütünleşmenin ve bir ülke halkına ait olma duygusunun ve benzeri hususların bir araya gelmesiyle oluşan manevi nitelikte bir milli güç unsurudur. Örneğin bir dış tehdit karşısında kalması durumunda bu tehdidin nasıl oluştuğunu hiç sorgulamadan birçok fedakârlığa katlanabilir. Kısaca bunun iki önemli nedeni vardır. Bunlardan ilki, üzerinde yaşanılan toprağa olan bağlılıktır. Bu bağlılık insanın bekâ içgüdüsü ile hayatını sürdüğü, köklerinin salındığı toprak arasındaki ilişkinin sonucudur. İkinci neden ise, insanlarda var olan bir ülkeye, bir millete, bir tarihe, bir değerler manzumesine ait olma duygusudur.

Ancak sosyal gücü, meydana getiren milli birliktir. Milli birlik: Bir ülke halkını oluşturan insanların aralarındaki farklı etnik, mezhep ve siyasi tercihe sahip olmalarına rağmen, barış içinde yaşayabilmektir. Türkiye, 14 Mayıs Pazar günü her türlü kışkırtma ve bazı müptezellerin alçakça yalan iddialara rağmen, vakarla sandık başına giderek milli birliğinin çok güzel örneğini tüm dünyaya göstermiştir.

Ancak Doğu Akdeniz’de sömürgecilerin çabaları, Ermenistan’ın kışkırtılması, emperyalistlerin maşası PKK terör örgütünün hâlâ varlığı, milli birliğimiz için tehdittir. Bu şartlar altında varsa kırgınlıklarımızı ve farklılıklarımızı bir kenara bırakalım. Milli gücümüze güç katmak için 21 yıl boyunca her alanda fedakârca çalışan bir lidere sahip çıkalım. Unutmayalım ki milli güce sahip olmak kadar onu korumakta bir o kadar mühimdir.