Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Temmuz 2016

Milli Ruh

Türkiye'nin verilmiş sadakası varmış. Çok doğru, Cenab-ı Allah insanlarımızı hainlerden, katillerden, zalimlerden korudu. O iyiliğimizi de açıklamak lazım: Suriye Sadakası! Buna yürekten inanıyorum. Eğer biz halkını katleden hunhar Esat'ın elinden çoluk çocuk kaçan 3 milyon Suriyeli Müslüman kardeşimize sahip çıkmasaydık, o mazlumlara kol kanat germeseydik belki de 15 Temmuz belasını bu kadar kolayca atlatamayacaktık. "Sadaka belayı defeder." Suriye sadakası da, FETÖ belasını defetti.

Çok az da olsa bazı kişileri tedirgin görüyorum. Ümitsizlik bize yakışmaz. Değil mi ki, dünyanın en sinsi hainleri, alçak FETÖ'cular Türkiye'mizi yakmak isterken Allah'ımızın ve milletimizin şiddetli Osmanlı tokadını yiyip yer ile yeksan oldular, püskürtüldüler. Ülkemizde her akşam bebeler ve dedeler, anneler ve babalar, delikanlılar ve genç kızlar ara vermeden nöbet tutuyor. Bebek arabalarında yaşını doldurmamış yavrularımız, ellerindeki bayrakları hainlere karşı sallıyor. Bu mübarek millet var oldukça, ümitsiz olunur mu hiç? Bediüzzaman, "Ümitvar olunuz!" demişti. Samiha Ayverdi de, "Ümitsizlik, Allah'ın Kerim ve Rahim sıfatlarını inkar etmek olur ki, bu da bize asla yakışmaz. Her şey Hakkın iki kudret parmağı arasındadır. İstediği an, bir vesile ile celali cemale çeviriverir. Yeter ki, biz buna müstehak olalım." diye yazmıştı. Ve Fethi Gemuhluoğlu'nun müjdesi: "Gün ışımıştır."

Süratle harekete geçen devletimiz, kanlı teröristlerle işbirliği yapan gazeteleri, televizyon, radyoları ve yayınevlerini kapattı. Osmanlı, "Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe!" düsturuyla altı asır ayakta durabilmiştir. Bununla birlikte adaletten ve hakkaniyetten şaşmamıştır. Elbette şimdi de hiçbir masum zarar görmemeli, görmeyecek inşallah. Ancak ülkemizi yakmak isteyenlere acımak insafsızlıktır. Unutmayalım, zalim ve katilleri affetmek, masum ve mağdurlara zulümdür. Zira, "Zarara rızasıyla girene merhamet edilmez."

Türkiye'miz kirlerinden arınıyor, urlarından temizleniyor. Bu paklanma belli ki uzun süre devam edecek. Daha el atılmamış kurumlar var. Devletten aldığı vakıf yerlerini devlet düşmanlığı yaparak kullananlar mevcut. Yasaklanan fitne kitaplarını el altından basıp yayanlar var. Şüphesiz uyanık ve zinde olan ilgili ve yetkililer, suçluları tespit edip hak ettikleri şekilde cezalandıracaktır. Keşke bütün kurumlar bir an önce bütün çalışanlarını gözden geçirse, ihanet şebekesine dahil olanları tespit edip ayıklasa. Yüzlerce kişiyi istihdam eden müesseseler, birkaç kişi yüzünden zarar görmese. Bu otokontrol şart! Neyse, biz uzun vadeli olarak neler yapılması gerektiğiyle alakalı hususları maddeler halinde düşünelim. Umulur ki tekliflerimiz hayra, huzura ve iyiliğe vesile olur:

Vatan Dersi: Bu seneden başlamak üzere derhal "Vatan Dersi" kitabı hazırlatılmalı; bu ders ilk, orta ve bütün liselerde 'mecburi' okutulmalıdır. Bu derste 81 milyon insanımızın ortak paydalarını oluşturan vatan, devlet, bayrak, millet sevgisi uzman yazarlar tarafından yazılıp yeni nesillere aktarılmalıdır.

Film ve Diziler: Türkiye'de yaşanan bu yüzyıllık felaket ve ardından gelen kutlu/soylu mukaddes direnişin senaryoları bir an önce kaleme alınmalı, ekim ayından itibaren de televizyonlarımızda dizi film olarak, sinema salonlarında da drama filmi şeklinde seyredilebilmelidir.

Şehit ve Gaziler: 15 Temmuz işgal hareketine karşı direnen aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin isimleri bir kitapta toplanmalı; hayat hikayeleri ve direnişteki rolleri bu eserde anlatılmalıdır. Bütün şehitlerimize ve gazilerimize maaş bağlanmalı, isimleri caddelere, sokaklara, mahallelere, okullara, kışlalara, kültür merkezlerine, köprülere ve havaalanlarına verilmelidir.

Tiyatrolara Taşınmalı: Tiyatrolarımızda da bu diriliş, uyanış, direniş ve yükseliş hareketi, sahnelere ustalıkla taşınmalıdır. 15 Temmuz Vatan ve Şehitler Günü'nün coşkulu şekilde kutlanması için çalışmalar hemen başlatılmalıdır.

Okullarda Anlatılmalı: Türkiye'de kültür sanat sezonu Ekim'de başlar, Mayıs ayının sonuna kadar devam eder. Bu sekiz ay boyunca bütün öğrencilerimize 15 Temmuz'un manası çok iyi anlatılmalıdır. Okullara davet edilecek yazarlar ve sanatkarlar, birlik ve beraberlik ruhumuzu dile getirmelidir.

Milli Hamle: Vakıflar, dernekler, kamu kurum ve kuruluşları bu millu00ee hamle hareketine sahip çıkmalı, konferanslar, paneller, sempozyumlar düzenlemelidir. Olaylarda çekilmiş çarpıcı fotoğraflar ile ressamlarca yapılmış resimler sergilenmelidir. Halkın hislerine tercüman olan ve öz duygularla bestelenmiş müzik eserleri, televizyonlarda ve radyolarda sıklıkla verilmelidir.

Türkiye'de artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacak. Milli ruh ayağa kalktı. 81 milyon insanımız 81 şehirde her akşam ayakta. Bu şahlanış, vatan, millet, devlet aşkıyla ve gönüllü yapılıyordur. Ülkemde artık sadece vatanperverler var. Ve bir avuç, ruhu satılmış, aklı alınmış, iradesi çalınmış hain güruh! Çanakkale'de, İstiklal Harbi'nde yedi düveli perişan bu 'seçilmiş millet', Allah'ın izniyle yüce dinimizi kullanan zavallı vatansızları da bir üfürüşle okyanus ötesinin dibine kadar yollar. Ondan sonra da yoluna devam eder.