Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2381.10
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 May 2018

Mill\u00ee beka

Millu00ee beka: Milletin var olma mücadelesi...

Türkiye, 1946'dan bu yana (yetmiş iki yıldır) çok partili hayatın içinde. Darbelerle muhtıralarla anarşi ve terörle geçmiş bir hayat. Başbakanın bakanların asıldığı, ikna odalarının kurulduğu, post modern darbe süreçlerinin yaşandığı yıllar...

Terör, siyasu00ee krizlerden besleniyor. Otuz dört yılda itlaf edilen sadece PKK'lı terörist seksen bine yakın. Afrin'de dört bin beş yüz teröristin öldürüldüğü düşünülürse tehditin boyutları daha iyi anlaşılacaktır.

FETÖ, apayrı bir facia...

24 Haziran, beka mücadelesinin dönüm noktasıdır.

Olmak ya da ölmek...

"Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal"...

Geçmiş, hayal ya değişimle yenilenip güçleneceğiz ya da istiklalimizi kaybedeceğiz.

Devrim mavalcıları yenilenme ve değişimi hala anlayamadılar.

Millu00ee bekamız tehdit altında.

Emperyal güçler, terör örgütlerinden terör devletlerine geçme aşamasındalar.

İsrail parlamentosu savaş çıkarma yetkisini Netenyahu'ya verdi.

ABD, 14 Mayıs'ta elçiliğini Kudüs'e taşımaya hazırlanıyor.

Mümbiç öylece duruyor...

Türkiye, millu00ee bekasını güçlendirmek için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini tesis etmek zorunda.

Malum çevre, eskiye dönüş için saldırıyor.

30 Mart 2014 belediye, 7 Haziran - 1 Kasım milletvekili seçimleri öncesinde FETÖ ve yandaşları, yalanları, iftiraları kampanyaya dönüştürmüşlerdi. Yönetilemez bir ülke istiyorlardı.

Eğer güçlü meclis desteğine sahip bir hükümet olmasaydı,15 Temmuz işgal girişimini bertaraf etmek mümkün olmayabilirdi. Böylesine sinsi ve kanlı darbe/işgal girişimini hafife almak, 'kurmacaya' dökmek ise tam anlamıyla hainliktir. 1 Ocak 2017'de Reina katliamı da bu melun sürecin devamıydı.

1990'dan sonra PKK terör örgütünü siyasu00ee figür yapma çabasında olanlar, bugün FETÖ'yü de siyasetin bir parçası haline getirmek için var güçleriyle çalışıyorlar.

Türkiye, 15 Temmuz'la sistem problemiyle feci bir şekilde yüz yüze geldi. Bundan dolayı 16 Nisan tam anlamıyla bir huruç( yarma) harekatıdır.

24 Haziran'da ve sonrasında sadece hükümet sisitemi değişmeyecek; demokrasinin en önemli göstergesi olan muhalefet de değişecek. İster iktidar, ister muhalefet olsun, makul ve mutedil olan kazanacak. Aynı sosyal, kültürel çevreye hitap eden, aralarında sadece ton ve vurgu farkı olan siyasi oluşumlar ittifaklar kurarak seçime katılıyorlar.Seçim barajının da bir hükmü kalmıyor.

Millu00ee beka bağlamında;

4 Mayıs'ta Sayın Devlet Bahçeli ve Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın YSK'ya verdikleri "Cumhur ittifakı Protokolü" tarihu00eedir.

Beş bölümden oluşan Protokolün birinci bölümünde: " Cumhur İttifakı, Türkiye'nin istiklalini ve istikbalini her şeyin üstünde tutan bir anlayışla, güçlü ve istikrarlı bir parlamento yapısının oluşturulması ve gelecek beş yıl içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesini temin etmeyi hedeflemektedir." ifadesiyle 24 Haziran'ın hayatu00eeliği;

dördüncü bölümde ise : " Cumhur İttifakı, Türkiye'yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye'yi zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır.." ifadesiyle de millu00ee beka vurgulanmıştır. Ayrıca bu bölümde geçen " İ'la-yı Kelimetullah" ile de ittifakın, tarihu00ee kodları, daimiliği açıklanmıştır.

Evet, Türkiye'nin beka problemi devam ediyor.15 Temmuz'da, 16 Nisan'da Fırat ve Afrin Harekatıyla kuşatma yarıldı. 24 Haziran da süpürme, temizleme olmalı.

"Ya yeni hal ya izmihlal"...