Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Temmuz 2021

Mısralar arasında bayram sevinci

Iyd-i kurbân erdi halkı yine şâdân eyledi

Gonca-leb dilberleri gül gibi handan eyledi

Hayâlî

Bir şiir medeniyeti... Eskimez edebiyatımızın şairleri, “iydiyye” adı verilen bayram şiirleri kaleme alırlar, mısralar arasında bayram sevincini yaşarlardı. Bugünün aksine eski bayramlar tatil olacak diye değil, bayram olacak diye beklenen günlerdi. Heyecanları, saâdetleri, sevinçleri için şiir söylemeye değer zamanlardı. O kadar ki saâdetin ve sevincin her türlüsü bayram sözüyle özdeşti. Bayram etmek; sevinmek, neşelenmek, hattâ sevinçte, neşede ve imanda büyük heyecanlar duymak mânâsına gelirdi. Sâni’ olan yaratıcının rahmet ve merhametini artırdığı, Nakkaş-ı Ezeli’nin takvimlerde süslediği ve bize hediye ettiği günlerden biridir bayram.

Unutulan sükûnlarımızı bayramlar tutuşturmuş, uzaklaşan kalplerimizi bayramlarda yakınlaştırmışız. Kumlara gömülen pek çok kültür kervanlarımız bayramlarla dönmüş evlerimize, dağınıkları toplamış, küsleri barıştırmış bayramlar. Öncelikle bir temizliktir bayram. Maddi ve manevi bir temizlik. Hazırlanmadır kutlu demlere; duadır sonra ve bir kalp huzurudur, kusurları gece gibi örten derin bir kalp huzuru. Bir kutlu dem olur saatler bayramda, sellerin de çöllerin de sevindiği. Kanlının, kandan ve kinlinin kinden vazgeçtiği barış günüdür bayram. Belki vuslata ve rahmete eriş günü, ama mutlaka bir gönülden yeni bir giriş günüdür. Bayramı tatil değil de bayram bilenlerin gönlünde yazılan şah beyittir bayram.

Gönül dilinin pirleri de kemale erme, yaratıcıya yakınlaşma belki ona kavuşmayı bir bayram sevinci olarak dile getirirmişlerdir. Gönlü yanık, ilahî aşkla cezbe halinde olan Alvarlı Efe Hazretleri gibi aşıklar “Can bula cananını/ Bayram o bayram ola/ Kul bula sultanını/ Bayram o bayram ola/ Hüzn ü keder def ola/ Dilde hicâb ref ola/ Cümle günah aff ola/ Bayram o bayram ola” derlerdi. Onlara göre bayram, Yaratıcıya kavuşulduğu, hüzün ve kederlerin gittiği, günahların affedildiği gündü.

Yüzyıllarca yazılan Bayramiyyeler genellikle kasidelerin giriş bölümünde yer alırdı. Şairler bu bölümde bayramdan, bayramın güzelliklerinden bahseder ve devamında bu güzelliği devlet yöneticilerinden birine (sultan, sadrazam, paşa v.b.) övgü ile sürdürürlerdi. Bayramın güzelliğini bazen devlet büyüğünün gücüne ve kudretine bağlarlardı. Böylece sultanlar tarafından şairlere verilen hediyelerle onlar da bir çocuk gibi sevinirlerdi.

Sonra kurban... Yakınlaşmak, yegane sevgiliye yakınlaşmak. Kulun bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesi. Hem de yılda bir kez değil her dem, her saat. Fûzûlî bu hissiyatı şöyle dile getirir: Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem ıyd için/ Dem-be-dem sâ'at-be-sâ'at ben senin kurbânınam. Halk yılda bir kez bayram olduğu için kurban kesmektedir. Oysa ben her an, her saat senin kurbanınım, der.

Bazen de şairler yazılan bayramiyelerde kurban kelimesini hem sevgili uğrunda bir kurban gibi can verme mânâsında hem de Kurban Bayramını hatırlatmak için, tevriyeli olarak kullanırlar: Sevdiğim, canım, yolundâ hâke yeksan olduğum, lyddir, çık nâz ile seyrine kurbân olduğum. Ey benim, aşkımda bülbül gîbi nâlân olduğum lyddir, çık nâz ile seyrine kurbân olduğum! (Sevdiğim, canım, yolunda yerle bir olduğum, Kurban Bayramıdır, bütün nazlılığınla gezmelere çık, kurbânın olduğum! Ey benim aşkımda bülbül gibi inlediğim, Kurban Bayramıdır, bütün nazlılığınla gezmelere çık, kurbân olduğum!)

Deriz ki, bu bayram biz de eski bayramlarda olduğu gibi handan olalım. Bu neşemiz kestiğimiz kurbanlarla Allah’a yakınlığımızdan olsun. Sürurumuz, bir fakire hakkı olan eti uzattığımızdan olsun. Sevincimiz bu bayram, cep telefonlarından ziyade yavrularımıza ayırdığımız vakitlerin neşesinden olsun. Bu bayram gelecek nesillerin “nerde o eski bayramlar” diyeceği türden bir bayram olsun.

Bayramınız mübarek olsun.