Dolar (USD)
32.20
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2418.58
BIST 100
10055.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Nisan 2014

Mor Türkler Rahatsız

30 Mart seçimlerinin sonuçlarına dair şöyle ağır başlı bir yazıyı gönül rahatlığı ile yazma hevesim, Yenişafak'ta yer alan bir haberin gözüme ilişmesi ile son buldu.

Haberin başlığı, 'Beyaz Türkler Çirkinleşti!'.

Haberin fotoğrafında yer alan isimler Pelin Batu, Ayşe Arman ve Şirin Payzın.

Haberin konusu seçimlerle ile ilgili olarak bu üç yazarın beyanları.

Biri köşesinde yazmış, ikisi tweet atmış.

Pelin Batu seçimlerle aptallık arasında ilişkisi kurduğu yazısını 'Aptallık tarihi' başlığı ile taçlandırmış! Seçmenin büyük resmi göremeyecek kadar körleştiğini söylemiş, bir de pek Beyaz Türklerimizin kutsal mottosuna gönderme yaparak Aziz Nesin'i en çok bugünlerde andığını belirtmiş.

Pelin Batu belki seçim gecesi İMC TV'yi izlese Cengiz Aktar'a rastlayabilirdi. En azından Profesör Aktar'dan hakaretin nasıl estetize edilebileceğini öğrenebilirdi. Seçim gecesi Banu Güven'in sorularını, yüzünden bin parça düşerek cevaplandırmaya çalışan Aktar 'seçmen mazoşizminden' bahsediyordu zira.

İstanbul Şişli'de bir okulda gözetmen olarak görev yapan Ayşe Arman ise, attığı tweet'lerle oy verme sürecinden dert yanmış. Okuma yazma bilmeyen seçmenin bulunduğunu ve ne yapacaklarını bilmediklerini yazan Arman, 'Okuma yazma bilmeyenler var. Ne yapacağını bilmiyor, kabine giriyorlar kime oy veriyor onlar?' diye kaygılanmış.

Bu kaygıyı çok iyi tanıyoruz artık, bu kaygının adı, halktan birileri ile karşılaşan masum Beyaz Türk kaygısı. Söylemeye bile gerek yok, bu arkadaşlara göre'eğitim şart!' tabi.

Bu yorumlar aslında, Türkiye'de iyice kanıksanan, kendisini solcu filan zanneden bir iki gazeteci, üç beş akademisyen, biraz siyasetçi, pek çok da sosyal medya zıpırının her seçim sonrası kutsal bir ayini icra eder gibi yerine getirdikleri 'seçmene hakaret' ritüelinden küçük bir kesit.

Türkiye'yi bir iki caddeden, takıldıkları bir iki kafeden, marş söyledikleri tribünden ve kendi Twitter takipçilerinden ibaret gören, 'elit' demenin uygunsuz kaçtığı lakin kendilerini ülkenin elitleri sanan küçük mü küçük Beyaz Türkler ailesinin seçkincilik oynamayı pek seven üyeleri.

İsimlerinizi yazdık ama; yalnız değilsiniz kuşkusuz.

Sizler, halkı beğenmediği tercihlerinden ötürü'aptal', 'cahil', 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' olarak aşağılayan ama her seçim sonrası da renkten renge girerek moraran bir kuşağın rahle-i tedrisinden geçtiniz.

Sizin duayenleriniz onlar.

Şair diyordu ya'Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır.'

Doğru, hep suç sizde değil; size Ertuğrul, Yılmaz ve Bekir ağabeylerinizin nazarı değdi.

Bence artık 'Beyaz Türk' tabirinin kullanım ömrü de sona erdi.

Üstenci, sınıfsal reflekslerine iman edip kendisini mezun olduğu okulun diploması, bir iki ecnebi kentte yaptığı şehir turu, ait olduğu sosyal çevre ile Nirvana'da gören; toplumun diğer kesimine ise 'görgüsüz köylü' muamelesi çekmeye alışmış, korkunç biçimde sosyoloji özürlü bu Beyaz Türkleri artık her seçimden sonra mora çalan renklerini de kapsayacak biçimde, Mor Türkler olarak adlandırabiliriz.

O kadar kabiliyetsizler ki 'Araba Sevdası' romanının başkahramanı'Bihruz Bey' olmaktan yüz senedir bir türlü kurtulamadılar.

*

Elektrikler kesildi!

Mazeret arsızdır, her türlü iklimde ve her türlü kıraç toprakta serpilip büyümeye elverişlidir. Dolayısıyla seçim sonuçlarından sonra mazeretin arsız gölgeliğinde bir süre daha bekleşmek isteyenlerin bu arzularını tatmin etmeleri için hiçbir engel yok. Diledikleri kadar o gölgelikte kalabilirler. Lakin maksadı gerçekten anlamak ve kendisi için siyaseten anlamlı bir noktayı mümkün kılmak isteyenler açısından; artık o gölgeliklerin bir 'serinlik' sağlamayacağı aşikar.

Seçim sonuçlarını değerlendiren yazılara merakla bakıyorum. Bu merak belki muhalefet cephesinde farklı bir okuma, duruma ilişkin samimi bir anlama arayışının ortaya çıkıp çıkmadığını yoklama arzusundan ileri geliyor. Ben siyaset ve toplum ilişkisini anlamaya dair bir yorum, bir yaklaşım beklerken bir de ne göreyim?

Seçim sonuçlarının mazereti hazırlanmış bile.

Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi!

Öğrenciliğe ilişkin hatırası olan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bildiği,"Öğretmenim elektrikler kesildiği için ödevimi yapamadım." mazeretinin 2014 Türkiye'sinde seçimin mağlubu olanlarca bir seçim değerlendirmesi olarak karşımıza çıkarılacağı.

Meğer mağlup filan yokmuş ortada, elektrikler kesilmiş o kadar!

[email protected]

Twitter:@_khora