Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Temmuz 2020

Muhalefetin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu

Bu hafta sonu CHP’nin en sessiz kongresi var. Korona avantajını da kullanan Kemal Bey, her zamanki gibi kongreden yine genel başkan olarak çıkacak.

Kemal Beyi, mezhep saiki ile hareket etmeyenlerin dışında neredeyse herkes başarısız buluyor. Girdiği çoğu seçimi kaybetmiş ve bir kaset kumpasıyla genel başkan olmuş biri. Geçmişi ve geleceğiyle hepsini toplasanız % 3 bile karşılığı tartışılır. Tunceli’den bile bağımsız seçilmesi çok zor. Durum bunu gösteriyor.

Ama Kemal Bey tartışmasız bütün muhalefetin tek lideridir.

*

Kemal Kılıçdaroğlu'nun başarısı

Her şeyden önce Kemal Beyin, CHP’nin ezdiği, haksızlık yaptığı Alevi kimliğiyle CHP’nin genel başkanı olması bile başlı başına büyük bir başarıdır.

Şahsen ben, Kemal Beyi başarılı buluyorum. CHP’yi yönetebilmek bile büyük bir başarıdır.

Aynı anda hem PKK’nın (HDP) hem FETÖ’nün desteğini alabilmek de az bir başarı değil.

Kemal Bey sadece CHP’nin değil, bütün muhalefetin liderliğini yapıyor. Yükü çok ağır yani.

Ülkücü Meral Akşener ile PKK’nın kadın lideri Bese Hozat’ı (Hülya Oran) aynı ittifak içinde tutabilmek,

Ülkücü Mansur Yavaş ile devrimci/Komünist/Sosyalist Canan Kaftancıoğlu’nu birlikte motive edebilmek,

Milli Görüşçü Abdullah Gül ile 28 Şubatçıları aynı çatı altında birleştirebilmek,

FETÖ ile PKK’yı buluşturabilmek,

Fetullah Gülen ile Sezgin Tanrıkulu’nu,

Türkiye ile İran karşı karşıya gelirse İran’ı tutarım diyen Eren Erdem ile vatansever Atatürkçüleri,

Temel Karamollaoğlu ile Madımak mağdurlarını aynı anda memnun edebilmek,

Mason Tunç Soyer, Demirel’in damadı İlhan Kesici ile 2. Demirel olan Ekrem Beyin dayanışmasını arttırmak,

CHP’nin Atatürkçülerini tasfiye edebilmek,

85 milyonun şahit olduğu ve bütün dünyanın gördüğü ve bildiği 15 Temmuz darbe girişimine ‘kontrollü darbe’, ‘tiyatro’ deyip, sokağa pişkince çıkabilmek,

Eşinin (Selvi hanım) PKK’lılarla (Başak, Pervin hanım) birlikte, bir PKK’lı (Selahattin DEMİRTAŞ)’ın tiyatrosunu birlikte izleyip, Atatürk’ün partisinden tepki almamak,

Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayını belirleyebilmek,

CHP’yi Alevi partisine dönüştürüp, Sünnilerden destek bulabilmek,

Saymakla bitmez…

Bunlar az bir başarı değil.

*

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği partiler

Kemal Bey aynı zamanda birkaç partiyi de aynı anda yönetebilen çok yönlü bir genel başkan.

Neredeyse her partinin ya eş başkanı ya da gölge başkanı.

Muhalefetin derin devleti mi derin gücü mü?

Kemalist CHP’yi

Ülkücü İYİ Parti’yi

PKK’lı HDP’yi

Milli Görüşçü Saadet Partisi’ni

AKP’lilerin partisi Gelecek Partisi’ni

FETÖ’cülerin partisi DEVA Partisi’ni, …

İşte Kemal Bey bütün bu partileri yönetiyor.

Cumhurbaşkanlığı yapan Abdullah Gül’ü,

Başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu’nu,

Dışişleri ve Ekonomi bakanlığı yapmış Ali Babacan’ı yönetiyor.

Bu başarı, Muharrem İNCE’nin dediği CHP içindeki çetenin başarısı mı, yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısı mı?

12. Katın mı, 14. Katın mı başarısı mı?

Bu soruyu özellikle CHP’lilere soruyorum.

Bakalım CHP’liler bu soruya cevap bulabilecekler mi?

***

Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasına en çok üzülenler ve hayal kırıklığına uğrayanlar;

1. CHP: Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesinde ATATÜRK’ün imzası olduğu için. Bu kararla belki de ilk defa altında Atatürk’ün imzasının olduğu bir karar iptal edilmiş oldu. Bu durum, Atatürk’e Tanrı muamelesi yapanlarda bir hayal kırıklığı oluşturdu. Atatürk’ün verdiği kararlarının sorgulanamaz olduğu gerçeği bitti. Demek ki Atatürk de hata yapabiliyormuş. Atatürk’ün de hataları/kararları düzeltilebiliyormuş. Demokrasimiz adına büyük bir başarı olarak tarihe geçti. Herkesin kararları sorgulanabilir ve değiştirilebilir. Atatürk’ün de Erdoğan’ında kararları/hataları sorgulanabilir ve değiştirilebilir. İstanbul Sözleşmesi de değişecek.

*

2. Saadet Partisi: SP’nin geldiği Milli Görüş geleneği yıllardır bunun hayalini kuruyordu. Bunu başarmak Erdoğan ve AK Parti’ye nasip oldu. SP’liler, bunu gerçekleştiremedikleri için ve bu AK Parti’ye nasip olduğu için hayal kırıklığına uğradılar. Ellerinde malzeme kalmadığı için çok üzgünler. SP’nin Ayasofya ve Filistin malzemesi de kalmadı. Yeni projeler üretmek zorundalar. Yoksa CHP’nin kuyruğu olmak dışında bir esprileri kalmayacak.

*

3. HDP (PKK): PKK’nın cami diye bir dedi yok zaten. PKK (HDP)’nın elinden gelse, dünyadaki bütün camileri kapatır. PKK bu anlamda CHP’den de beter bir durumdadır. PKK, HDP tabanı AK Parti ve Erdoğan’a sempati duyacağı için hayal kırıklığına uğradı. PKK (HDP) Kürtçe televizyonun açılmasına da çok kızmıştı, elindeki en önemli istismar edeceği malzeme kalmadığı için çok üzülmüşlerdi. Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasına en az Kürtçe televizyonun açılması kadar üzüldüler. Tabandan gelen Ayasofya desteğini gördüler tam bir hayal kırıklığı yaşadılar.

*

Bunun dışında üzülenler; ABD, AB, İsrail, Papa, Dünya Kiliseler Birliği… İslam dünyasının dışındaki neredeyse her kes üzüldü. Erdoğan’a prestij sağlayacağı için bazı sözde İslam ülkeleri de üzüldü. Üzülenlerin belli bir süre sonra kahrolmasını da bekliyorum. CHP, HDP (PKK) gibilerinin Hristiyan ülkelerine gidip onlara, bütün camileri kiliseye çevirin demelerini bekliyorum. Ekrem Bey böyle mesajlar veriyor zaten. CHP, PKK (HDP) yandaşları sosyal medyada tahriklere provokasyonlara her gün destek veriyorlar. Avrupa’daki camilerin kilislere çevrilmesini dört gözle bekliyorlar. Ellerinden gelse kendileri yapacak. PKK, FETÖ, CHP her an Avrupa ülkelerine camileri kiliselere çevirin çıkarması yapabilirler.

*

Ayasofya Selamlığı

Erdoğan, Cuma namazlarını Ayasofya’da kılarak bir gelenek oluşturabilir. Ayasofya Camii Hutbesini her Cuma Diyanet İşleri Başkanı vererek bir gelenek oluşturabilir. Ayasofya artık 2023 hedeflerinde de bir sembol olmuştur. Ayasofya Camii’nde verilen hutbe bütün İslam dünyasına (Hilafet konulu da olabilir) seslenmeli ve hutbe, dönemin Cumhurbaşkan(lığ)ı adına da verilebilir.

***

AK Parti mi kandırıldı, CHP mi kandırılıyor?

AK Parti yöneticileri defalarca samimiyetlerinin FETÖ tarafından istismar edildiğini ve kandırıldıklarını söylediler.

CHP yöneticileri de hep ‘nasıl kandırılırsınız, kandırılamazsınız,’ diyerek eleştirdiler.

AK Parti’ye FETÖ tarafından nasıl kandırılırsınız diyen CHP, PKK (HDP) tarafından kandırılıyor ama, kendisinden bile haberleri yok. Bir gün CHP yöneticileri de çıkıp, ‘biz PKK (HDP) tarafından kandırılmışız.’ diyecekler.

***

FETÖ (Fetullah GÜLEN) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, ADD, birbirlerinden farklı mı?

CHP’liler sürekli devlete sızmaktan bahsediyorlar. Ahmet Taner Kışlalı gibilerinin FETÖ için söylediklerini, ben de ÇYDD, ADD gibi tarikat ve cemaatler için söylüyorum. Bunlar da en az FETÖ kadar tehlikelidir. Devlete sızıyorlar mı? Amaçları nedir? Bunlar da ileride FETÖ gibi darbe girişimlerinde bulabilirler mi? Bunların araştırılması gerekiyor. Yarın çok geç olabilir.

***

FETÖ Kemalizmin yerine geçmek istiyordu

Kemalizm ile Atatürkçülüğü birbirinden ayıranlardanım. Kemalizm ayrı Atatürkçülük ayrıdır.

FETÖ her dönemde taban kazandı ama, AK Parti ve Erdoğan döneminde taban kaybetti.

FETÖ Kemalizmin yerine derin devlet olmak istiyordu.

Erdoğan, FETÖ’nün Gulenizm olarak Kermalizmin yerine geçmesini engelledi.

Kemalizm hala yaşıyorsa ERDOĞAN sayesindedir.

Ama, Kemalizmin ömrü de tükeniyor. Erdoğanizm 15 Temmuz 2016 tarihinde başladı.

Kemalizmin ömrü 2023’e kadar.

***

Asıl planı gizliyorlar

PKK, HDP’liler ve Kürtçüler için bir ulus devlet modelidir. PKK ile mücadele edilirken bu gerçek göz önünde bulundurulmalıdır. Hep ‘Barış’ ve ‘Demokrasi’ diyen PKK ve bileşenleri, yıllardır asıl planı gizliyor. Terör örgütü, kendilerine bir “PKK devleti” kurdurtulmak istendiğini ancak belki Öcalan ölünce açıkça söylemeye başlar. PKK, Kürtlere güvenmediği için bunu yapamıyor. Ayrıca, PKK’nın bitmesinden daha önemli olan şey, PKK’nın marjinalleştirilmesidir. Bu hedefe odaklanmak gerekir.

***

Azerbaycan’da darbe olabilir

Azeri-Ermeni çatışması ciddi bir savaşa dönüşebilir. Burada ABD (İsrail), Fransa, Rusya birlikte hareket edebilirler. Türkiye’yi Akdeniz’den (Suriye, Libya) çekip Kafkaslarla meşgul edebilirler. Bunu da ancak Azerbaycan’da darbe yaparak gerçekleştirebilirler. Türkiye’yi uzun yıllar uğraştıracak uzun döneme yayılmış bir sorun üretilebilir. Azerbaycan’a askeri bir danışman ekip gönderilmelidir.

*

“ABD eğer İran’ı bölmeyi hedeflemişse; Türkiye, Azerbaycan ve Kürtleri hesaba katmıştır.

Bu durumda, Azerbaycan'da darbe olabilir. Bu durum hem ABD'nin hem Rusya’nın (Ermenistan) işine gelir.

Azerbaycan karışabilir. İlham Aliyev devrilebilir. ABD eğer İran'a müdahale edecekse;

Azerbaycan'ı da karıştırması gerekiyor. Bu durumda Türkiye’nin Azerbaycan’ı dikkatle takip etmesi gerekiyor.” Milat Gaztesi; Küçük İran, büyük Azerbaycan (14.01.2020)

*

Azerbaycan-Ermenistan Savaşı Türkiye ile Azerbaycan’ın birleşip tek devlet olmasını sağlayabilir. Ermenistan, Türkiye ile Orta Asya arasında tampon bölge olmaktan çıkabilir.

*

“Türkiye, Anadolu (İSLAM) coğrafyasını birleştirmek, bir araya getirmek için stratejiler üretmelidir. Ermenistan, Türk dünyası ile Türkiye arasında bir tampon bölge olarak durmaktadır. Ermenistan, tampon bölge olmaktan çıkarılabilir ve Türkiye ile Azerbaycan'ın birleşmesinin yolu da açılmış olur. Türk dünyasına gidişin anahtarı, önemli ölçüde Ermenistan'dan geçer.” Milat Gazetesi, 29.08.2017

***

Korona/Pandemi vergi Barışı

Vergi borçlarında yapılandırma bekleniyor.

Zor durumda olan firmalardan çok sayıda talep geliyor.

Pandemi (Koronavirüs)'den dolayı zor durumda olan firmalara yardımcı olmak lazım.

Bir vergi barışı şart olmuştur.

***

Bayrak kanunu değiştirilmeli

Bilindiği gibi Atatürk fotoğrafları bayraklara ekleniyor. Bu kanunen yasak bir durum. Basit bir düzenlemeyle düzeltilebilir. Bayrak kanununa, devlet büyüklerinin (örneğin Cumhurbaşkanları, …) fotoğrafları eklenebilir maddesi eklenerek fiili durum düzeltilmiş olur. Bayrak gelişi güzel kullanılmamalıdır. Bunun önüne de geçilmelidir. Hala bir bayrak bilinci tam olarak oluşturulmuş değildir. Bayrak hangi zamanlarda nasıl kullanılır, bunu çoğu kişi bilmiyor. Bayrak bilincini arttırmak gerekiyor.

***

Paralara 2. Kurtuluş Savaşı olan 15 Temmuz eklenebilir

Kağıt paralarımızda 1. Kurtuluş Savaşı ile 2. Kurtuluş Savaşı (15 Temmuz) yer almalıdır.

Kurtuluş savaşları (1. ve 2.) bilincini en üst düzeye çıkarmak gerekiyor.

İnsanlar her gün ve her an bunu yaşamalıdır.

Ayrıca kağıt paralarda kurucu lider ile birlikte o dönem Cumhurbaşkanı olanın fotoğrafları da birlikte kullanılabilir.

***

Devletin sorumlusu kimdir?

1923 Öncesi İttihat terakki dönemidir.

1923'ten 1997 (28 Şubat sürecine FETÖ de Kemalistlerle ortaktır.)'ye kadar gerçekleşen her olayın sorumlusu, Kemalist rejim ve Kemalistlerdir.

1997'den 2016 (15 Temmuz Darbe girişimi)'ya kadar gerçekleşen her olayın sorumlusu olan Kemalistler ve FETÖ'cüler ortaktır. Buna 15 Temmuz darbe girişimi de dahildir.

15 Temmuz 2016'dan sonra AK Parti ve MHP devlet olmuştur.

Bu tarihten sonraki her şeyden Cumhur İttifakı sorumludur.

Buna göre hareket edilmeli ve AK bir geçmiş bırakılmalıdır.

1923-2016 (15 Temmuz) arasında gerçekleşen hemen hiçbir olaydan AK Parti sorumlu değildir.

Unutulmamalıdır ki; devlet hala CHP ilkeleriyle (anayasa) yönetilmektedir.

CHP’nin LAİK ilkeleri yerine, AK Parti (ERDOĞAN’ın 13 ilkesi) ve MHP (Alparslan Türkeş’in muhafazakar/İSLAM 9 ışık ilkeleri)’nin ilkeleri tercih edilebilir mi? Ya da hepsinin bir sentezi yapılabilir mi?

***

Haftanın twiti

HDP (PKK) ve FETÖ mağduru anneler birlikte eylem yapmalı.

Çocukları FETÖ (ABD)'nün pençesinde olan analar,

siz de çocuklarınızı FETÖ'den istemek için eylem yapın.

Hatta Diyarbakır anneleri ile birlikte eylem yapın. (18 Tem 2020)