Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 May 2020

Muharrem İnce’nin “Ben Kimseye Yalakalık Yapmam” Sözünün Arkasında ki Gerçek,

Muharrem İnce, yedi düvelin bir olup Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın karşısına çıkardığı abartılı bir aday.

Abartılı diyorum çünkü halkta karşılığı yok.

Dün katıldığı bir televizyon programında

Siz hiç Pakistan Meclisinde Başbakan İmran Han’ın aday olsanız seçimleri kazanırdınız diye Muharrem İnce için iltifat edebileceğine ihtimal veriyor musunuz?

Ama Sayın Erdoğan için kurdu bu cümleleri.

Peki ya Yemende ya da bir başka Arap ülkesinde Sayın Muharrem İnce’nin posterlerini gördünüz mü?

Hayır!

Ama Sayın Erdoğan’ın posterleri bölge halkının hayallerini süslüyor.

Bin bir türlü maske ile Türkiye aleyhinde çalışan Suudilerin güvenlik koridoru oluşturarak Sayın Muharrem İnce’ye Kabe’yi tavaf ettireceğini düşünür müsünüz?

Hayır!

Ama Erdoğan için yaptılar.

Filistin’de İsrail zulmü altında ezilen halkın Mescidi Aksa’da Türkiye’de ki seçimler sonrasında Sayın Muharrem İnce’ye hayır duasında bulunacağına ihtimal verebilir misiniz?

Hayır!

Ama Erdoğan için yapılan dua hala gönüllerimizde yankılanıyor.

Osmanlı topraklarında 1882 de “Cercle d'Orient-Şark Çemberiadıyla kurulmuş, 1943 yılında da adı “Büyük Kulüp” olan ve Türkiye’yi arka planda yöneten bu batılı oryantalistlerin faaliyetlerini durduran isim sizce Muharrem İnce miydi?

Tabii ki Sayın Erdoğan’dı.

2007 yılından itibaren yalnızca iktidar değil aynı zamanda muktedir olan Sayın Erdoğan’ın cumhuriyetle başlayan emperyalist oryantalistlerin her ne isim altında olursa olsun faaliyetlerini dumura uğratarak Türkiye’nin makus talihini yıkıp bölgede hatırı sayılır bir aktör olmasını sağladığı gerçeğini görmek istemiyor Sayın Muharrem İnce!

Türkiye’yi bugünlere getiren yöneticilerin neredeyse tamamının Büyük Kulüp üyesi olduğunu göz önüne alacak olursak 29 Mayıs’ta Ayasofya’da okunan Fetih Suresinin batılı emperyalistlerin dünyasında oluşturduğu tahribatı anlamak zor olmasa gerek.

O yüzdendir ki iç ve dış mihraklar bunu hazmedemedi ve koro halinde tepkilerini dile getirdiler.

İşte tam bu noktada Muharrem İnce’de tepkisini gösterdi. Ama tepkisi neden Fetih Suresi okundu şeklinde değildi.

29 Mayıs’ta Ayasofya’da Fetih Suresinin okunmasından tutunda Müslümanların hayal bile edilemeyecek kazanımlarının nirengi noktasında ki Sayın Erdoğan’aydı tepkisi.

Vay efendim 35 kanal zaten canlı olarak veriyormuş Sayın Erdoğan’ın konuşmasını kendisi de onunla aynı makamdaymış. Daha dün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde onun rakibiymiş ve neredeyse onun kadar oy almış.

Sayın Muharrem İncede biliyor kendisinin Erdoğan’a rakip olamayacağını.

Sistematik bir karşı duruş olmasa seçimlerde esamesinin okunmayacağının farkında.

Ama ne olursa olsun nefret ve öfkesini kusmalıydı.

Çünkü temsil ettiği güç bugüne kadar İslam’ı sindirdiği tüm kazanımlarını Sayın Erdoğan yüzünden kaybediyordu.

Ona karşı kin, nefret ve kıskançlık duygusu beslemeleri normaldi.

Muharrem İnce sözünün kesilmesine alınacak bir siyasetçi değil. O bugüne kadar halka rağmen halkın efendisi olmayı başarmış bir zihniyetin yenilgisinin sesiydi.

Boşuna demedi programı terk ederken; “Erdoğan sanki devletin kurucusu muydu?”

Evet Erdoğan Türkiye Devletinin kurucusu değildi ama, bir daha geri gelmemek üzere bu devletin kuruluş felsefesini derinden sarsıyordu.

Yoksa bu tepkiyi göstermezdi Sayın İnce.

İlmek ilmek ördükleri bu rejim akıp gidiyordu.

Ve bunu durdurabilecek argümanları da güçleri de yoktu.

Çaresizlik ve tükenmişliğin sesiydi o; “yalakalık etmem” çıkışı.

Çünkü yalakalık yaparak iktidar olmalarını sağlayacak efendileri artık muktedir değildi.

Bütün mesele bu aslında. Yoksa dedik ya Sayın İnce’de biliyor Sayın Erdoğan’a rakip olamayacağını.

Yoksa kendi yandaş kanalı bile bu gücün karşısında teslim bayrağını çekercesine verir miydi Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın fethin yıldönümü konuşmasını?