Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Mart 2016

Muhasebe Haftasında Muhasebecilerin Beklentisi

Geçen hafta 2 Mart Çarşamba günü Elazığ Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının "Muhasebe Haftası" sebebiyle düzenlediği yemeğe, nazik davetiyeleri üzerine iştirak ederek şerefyab oldum.

Günün anlamı muhasebe, iştirak edenler de genel olarak "mali müşavir" olunca haliyle sohbetin konusu da "mali müşavirlerin sıkıntıları ve beklentileri" odaklı oldu.

Halk arasında "muhasebeci" olarak anılan bu camiaya bir dokun, bin değil iki bin ah işitiyorsunuz.

Vergisel düzenin ve uygulamasının özel sektör ayağında önemli bir unsur oluşturan bu camianın sıkıntıları ve beklentileri, dolaylı da olsa ülkemizin temel alt yapısını ve geleceğini ilgilendiriyor.

Muhasebeci camiası sıkıntılarını dile getirirken de son derece nazik ve kibar bir dil kullanıyorlar.

Sorunlarıu2026 Beklentileriu2026 Çözümleriu2026

Kazançların vergilendirilmesi ve denetlenmesinde ön hazırlıkların yapılmasını sağlayan bu camia, sıkıntı ve beklentilerini şöyle dile getiriyorlar:

1. Meslek yasamızın ihtiyaçlarımıza cevap verecek şekilde güncellenmesi,

2. Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik mesleğinin uluslararası standartlar üzerinde oturtulması.

3. Mali tatil sebebiyle Temmuz ayında verilmesi gereken beyan ve bildirimlerin Ağustos ayında verilecek beyan ve bildirimlerle birleştirilmesi.

4. Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Maliye Bakanlığının ve ilgili diğer kurumların meslek mensuplarından istediği bilgi ve belgeler mutlaka hazırlanmaktadır. Ancak artan iş yükünün ekonomik karşılığının da sağlanması.

5. Meslek mensuplarının sorumluluğunda "mesleki suç" tanımının şeffaf bir şekilde düzenlenmesi.

6. Meslek mensuplarının beyanname ve tablo imzalamak kaynaklı sorumluluk çerçevesinin yeniden çizilmesi.

7. Rekabet eşitsizliğinin giderilmesi ve iyi denetlenerek rekabet eşitliğinin sağlanması.

8. Ba-Bs formlarının düzeltilmesinde ceza uygulanmaması.

9. Dördüncü dönem geçici vergi beyanlarının kaldırılması.

10. Meslek mensuplarının düzenlediği sözleşmelerde damga vergisinin kaldırılması. Meslek mensuplarının parasının değil beyninin gücüyle geçindiğini düşünürsek bunun haklı bir talep olduğunu söylemeliyim. Çünkü daha parasını tahsil edemediği bir sözleşmeden vergi alınması tahsil esasına aykırı bir durum teşkil ediyor.

11. I ve II no'lu KDV beyanları ile muhtasar beyanların birleştirilmesi.

12. e-beyanname şifresinin sadece meslek mensuplarına verilmesi.

13. "Müşavirlik Yıpranma Payının" diğer bir ifade ile "beyin amortismanı" getirilmesi.

14. Mesleki faaliyette KDV'nin, Gelir Vergisi Kanununda olduğu gibi açık bir şekilde "tahsilat" esasına bağlanması.

15. Serbest meslek giderlerinin genişletilmesi.

16. Serbest meslek faaliyetinde KDV oranının % 18'den % 8'e düşürülmesi.

Muhasebecilerin Gücüu2026 Tahsilat Esasıu2026

Gözlem açısıyla baktığımda şunu rahatlıkla ifade edebilirim: Saygıyı hak eden bu camia, yaptığı işten zevk almadığı gibi özel ve ailevi hayatından feragatta bulunarak çalışıyor.

Yukarıda sadece bir kaçını sıraladığım beklenti ve sıkıntılardan özellikle üç tanesini çok önemli görüyorum:

1. Rekabet eşitsizliği,

2. Mesleki sorumluluk,

3. Tahsilat esası.

İlk ikisini başka bir yazıda değerlendirmek isterim. Ancak "tahsilat esası" üzerine birkaç kelam etmek lazım:

213 sayılı Vergi Usul Kanunun 236.maddesine göre; "Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için serbest meslek makbuzu düzenlemek zorundadır.

Bu esasa paralel olarak Gelir Vergisi Kanununda da tahsilat esası benimsenmiştir. Yani Kanun, "ücretini tahsil et, vergini o zaman ver" diyor.

Ancak vergi hukukunun temelini teşkil eden usul kanununda tamamıyla tahsil esası kabul edilmesine rağmen KDV kanununda tahsilat esası açıkça geçmediğinden meslek mensuplarının omuzlarına KDV bakımından ağır bir yük biniyor.

Bu sebeple sermayeden ziyade beyninin gücüyle geçinen mali müşavirler camiası, KDV Kanunun 10.maddesine eklenecek "serbest meslek faaliyetinde vergiyi doğuran olay, tahsilatın yapıldığı andır" hükmü ile kolaylıkla rahatlatılabilir.

Devlet olarak artık insan merkezli ve "insanını, milletini yaşat ki devlet yaşasın" esasını iddia ediyor ve benimsiyoruz.

Dolayısıyla her sıkıntımızı, bu minval üzerine çözüm odaklı olarak görmemiz icap ediyor.

Evetu2026

Çözeceğiz ki, sorunlarımız birikmesin ve geleceğe daha güvenle bakalım. Yeter ki, çözümden yana ve "art niyet olmadan" problemleri konuşalım.