Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Ağustos 2023

​Muhit'imizi süsleyen eserler

Yayıncıların, içinde bulunduğumuz sıcak yaz mevsiminde kültür dünyamıza yeni kitaplar katması sevindirici. Vakti ve fırsatı olanların, bu sıcak günleri edebiyat serinliği içinde geçirmesi galiba en doğru fikir.

Bahsedeceğim ilk kitap, büyük acı yaşadığımız depremin gündemimize yeniden taşıdığı şehirlerimize dair. Kırk Şehir kitabının editörü Mehmet Tevfik Göksu. Ön Söz’de şu satırları okuyoruz: “Ev bireye, aileye aittir, şehir ise toplumun evidir. Sahibini yansıtan ev gibi şehir de toplumun aynasıdır. Kolektif düşüncelerimiz, hayallerimiz, planlarımız, birikimlerimiz pek tabii eksikliklerimiz şehre yansır, orada vücut bulur, o bütünü yapan elementlere dönüşür.”

Edebiyatçıların Hayallerindeki Şehir

Farklı imzaların yer aldığı eserde Sadık Yalsızuçanlar, Bedri Gencer, Hüseyin Akın, Ahmet Mercan, Nurullah Genç, Arif Ay, Âdem Turan, Sibel Eraslan, Metin Önal Mengüşoğlu, Cihan Aktaş ve Nurettin Durman’ın yazıları da bulunuyor. Edebiyatçıların hayallerindeki şehirleri dile getiren kitabın arka kapağında şu tanıtım yapılıyor: “İnsanoğlunun yeryüzü serüveni bir bakıma şehirlerin de serüvenidir. İnancın, düşüncenin, iktisadın, geçinme ve barınma korkusunun biçimlendirdiği şehirler…” Medeniyetleri oluşturan şehirleri merak eden okurların, okuması gereken önemli bir eser.

Sular Mürekkep Olsa

Bayram Bilge Tokel gerek bağlamasıyla, gerekse Türk musikisine, bilhassa halk müziğine yaptığı hizmetlerle hatırlanıyor. TRT’de 20 yıl boyunca “Gönül Dağı”, “”Salkım Söğüt”, “Bozkırın Nefesleri” ve “Can Özünden” gibi seçkin halk müziği programlarını hazırlayıp sunan Tokel, son döneminde Neşet Ertaş’ın Türkiye’nin gündemine gelmesinde ve dinlenip sevilmesinde en büyük pay sahibi. Tokel, bu gayretlerini Neşet Ertaş Kitabı ile taçlandırmıştı. Şimdi denemelerden meydana gelen Sular Mürekkep Olsa kitabıyla okuyucuların önüne çıktı. Eseri dikkatle okudum. Bayram Bilge Bey müziğimizi sadece icra eden bir sanatkâr değil aynı zamanda musikimiz üzerine düşünen, dünkü ve bugünkü sanatlarımızı mukayese eden, mühim tahlillerde bulunan, vefat etmiş sanatçıları, bilinmeyen hususiyetleri ve hatıralarıyla anlatan bir vefa adamı aynı zamanda. Şu başlıklar, sizin de dikkatinizi çekecektir: “Şarkı’dan Türkü’ye, Saadettin Kaynak’tan Neşet Ertaş’a”, “Türk Halk Müziği Tarihinin TRT Dönemi”. “Böyle midir ‘Yol’umuzun Töresi”, “Sular Mürekkep Olsa”. Ses, saz ve söz dünyamızda gelenekten kopmayan anlayışı benimseyen yazarımız, müzik tarihimizin değişik dönemlerine eğiliyor ve çarpıcı kesitler veriyor. Kadirbilir olan Bayram Bilge Tokel, müziğimizin öncü isimlerini saygıyla anıyor ve anlatıyor: Muzaffer Sarısözen, Nida Tüfekçi, Neriman Altındağ Tüfekçi, Mehmet Özbek, Neşet Ertaş, Abdurrahman Kızılay… Sadece eskileri yâd etmiyor, günümüze de uzanıyor. Mesela Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu. Yakından tanıdığı şair Abdurrahim Karakoç hakkındaki bölüm ile Neşet Ertaş kısmı, kitap içinde kitap gibi. Tabii bahsettiğim bu sanatkârların kuru biyografik bilgileri var sanılmasın. Sanata getirdikleri yenilikler, misyonları, bariz özellikleri ve duyulmamış hatıraları ile önümüze geliyor yıldızlar… Abdurrahim Karakoç ile Âşık Mahzuni’yi bir araya getiren Bayram Bilge Tokel’in iki farklı dünyanın temsilcilerini buluşturması unutulmayacak bir hizmet. Eski hasımların neredeyse hısım olması insanı hakikaten düşündürüyor. Kutuplaştırmanın zararlarını bir kez daha yaşıyor, hissediyorsunuz. Ya Abdurrahim Karakoç’un şiirlerdeki temalar! Yoksul insanlarımızı anlattığı için onu ‘sol’ çizgide zannedenler… Köylüleri, fakirleri ve acı çekenleri dile getirdiği için bundan hoşnut olmayan bir kısım ‘sağ’cılar… Sırf millî ve manevi değerleri bağlı olduğu için ona sükût suikasti uygulayan malum çevreler… Velhasıl kitap, ibret vesikaları ile dopdolu. Son sayfalarda, Tokel ile yapılmış konuşmalar yer buluyor.

Şiir Kitapları

Muhit Kitap’ın Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Tenekeci’dir. İdareci şair olunca hâliyle yayınevinde şiir kitaplarına sahip çıkılır. Üç genç şairimizin şiir kitapları da edebiyat dünyamıza doğdu. Aynur Dilber’in Cesur İnsanlar Şafağında, Mehmet Tepe’nin Yaşayınca Geçmeyen ve Seyyid Ensar’ın Gerçeklerle Aramdaki Mesafe… Tenha zamanlarda huzurla okunacak şiirleri barındırıyor üç kitap da. Ama biz teberrüken her birinden birkaç mısra seçelim:

“Bütün arkadaşları ölen asker/Sağ mı döner yurduna/Yüzü eskir, yara büyür/Zeval güneşi derler buna” (Aynur Dilber) “Senin yorgunluğuna hangi adı vermeliyim/Bilmiyorum nerden başlanır bir fotoğrafta ağlamaya/Hep üşür gibi, hep yorgun, hep ezberini unutmuş/Kuşların konduğu ellerine hangi rüzgârı sürmeliyim.” (Mehmet Tepe). “Geçtim,/Yalnızca ölümdü erken./Gönlümü almak istiyor hayat/Yeniden kırmak için.” (Seyyid Ensar)

Şiirin Sultanları

Şiir zaten kendisi sultan. Ama ‘şiirin sultanları’ da var. Muhit’te, gençler ve yeniler için eski/mez şairlerimizi tanıtan kitaplara da yer veriliyor. İyi de yapılıyor. Zira şiir önce gelenekle beslenir. Dünkü şairleri tanımayan, kadim şiirimizi bilmeyen ve okumayan genç şairler, geleceğe eser bırakamaz. Bu meyanda iki büyük şairimizi, alanlarında temayüz eden akademisyenlerimizin kalemlerinden okuyoruz. Şiiri Mecnunlaştıran Şair Fuzuli kitabının müellifi Prof. Dr. Ömür Ceylan. Şiirin Beylerbeyi Necati Bey’i ise Prof. Dr. Ozan Yılmaz hazırlamış. Kitaplarda, iki dev şairimizin şiir hüneri tafsilatlı biçimde anlatılıyor. Şairlerin hayatları ve edebî kişilikleri üzerinde duruluyor. Seçilen şiirler çok kıymetli ama tahlillerine de geniş yer veriliyor.

Son Durağın Şarkısı

Son Durağın Şarkısı, Serkan Üstüner’in romanı. Yazarımız eserini, kızı Belkıs ve şehit öğretmenimiz Şenay Aybüke Yalçın’a adamış. Hikâye kitapları da bulunan ve bu türde ödül alan Üstüner’in ilk romanı Mahir’i Sakın Uyandırmayın, 2020 yılında yine Muhit’ten çıkmıştı. Romandan birkaç satır: “Bir mezara yetişmek için beklemek, babamın hediyesiydi. Yüzme bilmeyen birinin kendini dev dalgalara teslim etmesi, ardından bir yunusun kendisini kurtarmasını beklemesi… Karanlık bulutların asla nefes almadığı bir anda Yusuf’un o aydınlık sesi yeşertti geceyi, kendi sesime yetiştim böylece.” Psikoloji Tarihini Yeniden Düşünmek, Taha Burak Toprak’ın editörlüğünde vitrinlere çıktı. Dokuz ayrı yazarın seçme makaleleri. Arka kapak yazısından: “Bu kitap, İslam düşünce tarihinde köşe taşı isimlerin, insanın psikolojik yapısı, işleyişi, bu yapının ‘bozulması’ ve ‘düzelmesi’ne dair görüşlerini, bugünkü psikoloji ve psikoterapi tartışmalarına ışık tutacak şekilde yeniden betimlemek istiyor.”