Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2393.59
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Şubat 2020

Müminin Pâk Elbisesi: TAKVÂ-4

“Takvâ”, dinin özü ve saadetin kaynağıdır. Takvâsız bir hayat, riskli ve tehlikelerle doludur. Takva üzere yaşanmayan bir ömür; “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz” (Münâvî 663) hadis-i şerifi mucibince -maazallah- son nefeste imansız gitmeye ve neticede ebedî hüsrana uğramaya sebep olabilir. Bu fâni dünyada takva üzere yaşamak yani haramlardan korunmak için; mayınlı bir arazide yürür gibi titiz ve dikkatli olmak gerekir. Bunun için de; nefse, şeytana ve dünyalıklara asla aldanmamalı ve Dinimizin bizim için çizdiği sınırların dışına kesinlikle çıkmamalıyız. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” (Hicr 99)

Takvâ yani haramlardan sakınmak ve amel-i sâlih yani hayırlı işler yapmak; manevî terakkide iki önemli esastır. Zira amel-i sâlih ile manevî kârlar elde edilir. Takvâ ile de bu kârlar korunur. Çünkü zarar yollarını kapamayan bir insan, kazandığından fazlasını kaybedip iflas edebilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ümmetimden müflis o kişidir ki; kıyamet günü namaz, oruç ve zekât gibi amellerle gelir. Fakat o, birilerine sövmüş, birilerine iftira etmiş, birilerinin malını yemiş, birilerinin kanını dökmüş ve birilerini de dövmüştür. Âhirette onun, bu iyilikleri hak sahiplerine dağıtılır. İyilikleri yetmeyip bittiği zaman da hak sahiplerinin günahlarından bir kısmı alınıp kendisine yüklenir ve cehenneme atılır.” (Müslim 2581)

Hâris El-Muhasibî rahmetullahi aleyh buyurdu ki: “Kardeşim dikkat et; günah işlemek gaflete sebep olur. Gaflet ise, kalbi katılaştırır. Kalbin katılaşması da kulu, Allahü Teâlâdan uzaklaştırır. Allahü Teâlâdan uzaklaşan kimse ise, cehenneme yaklaşır!”

Takvanın üç mertebesi vardır: a) Şirkten takva: Bu, iman edip şirkten korunmakla olur. Kişi böylece ebediyyen cehennemde kalmaktan kurtulur. b) Masiyetten takva: Yani büyük günah işlememek ve küçük günahlara devam etmemek. Takvanın en yaygın anlamı budur. c) Mâsivâdan takva: Yanin kalbi, Allahü Teâlâdan alıkoyan her şeyden temizlemek. İşte gerçek takva budur.

Seyyid Abdülkadir-i Geylanî hazretleri buyurdu ki: Nefsiyle cihad eden ve her zaman nefis muhasebesi yapan azim sahibi büyük zatların tecrübe edilmiş on tane hususiyetleri vardır. Her kim bu on hususu tastamam yerine getirirse, Allahü Teâlânın izniyle, şerefli menzillere kavuşur, şöyle ki:

1- Ne doğru ne de yalan olarak Allahü Teâlânın adına yemin etmemek.

2- Ne şaka yollu ne de ciddi olarak yalan söylememek.

3- Hiç kimseye birşeyi yapmak veya vermek üzere söz vermemek. Çünkü yerine getirmezse yalancı olur.

4- Hiçbir mahluka lanet etmemek.

5- Kendisine zulmedenler dahil hiçbir mahluka beddua etmemek.

6- Ehl-i kıble olan hiçbir kimsenin; şirkine, küfrüne ve nifakına hükmetmemek.

7- Harama bakmamak ve hiçbir organını harama bulaştırmamak.

8- Hiçbir kimseye, hiçbir işini gördürmemek ve kimseye yük olmamak.

9- Nimet sahibi hiçbir kimseden hiçbir şey beklememek. Dolayısıyla insanların elinde bulunan dünyalıklardan tamamen ümidini kesmek.

10- Gerçek tevazu sahibi olmak ve kendisini hiç kimseden üstün görmemek.

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- bir gün, Übey bin Kâ’b hazretlerine; “takva nedir”, diye sorar. Übey hazretleri de ona:

“- Ey Ömer, sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü,” der. Hazret-i Ömer:

“- Evet, yürüdüm,” karşılığını verince, bu sefer Ubey Hazretleri:

“- Peki, ne yaptın?” diye sorar.

Hazret-i Ömer:

“- Elbisemi topladım ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim,” cevâbını verir. Bunun üzerine Übey hazretleri:

“- İşte takvâ budur,” der.

Yine Hazret-i Ömer buyurdu ki:

“Mü’minin keremi, takvâsıdır.”

“Kişi, kalbini tırmalayan ve kendisini huzursuz eden şeyleri terk etmedikçe tâkva makamına ulaşamaz.” (Buharî 7)

Ebubekr-i sıddık radıyallahü anh hazretleri de şöyle buyurdu: “İtaat ederek Allahü Teâlânın azabından sakın. Takvasına yapışarak Kendisine itaat et. Elini müslümanların kanına bulaştırma. Onların mallarını midene sokma ve şereflerine dil uzatma!”