Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Ekim 2022

​Münafıklıktan uzak durmak

İnsan elbette ki iyi olmak zorundadır, elbette ki ahlaklı olmak zorundadır. Toplum ve devletler de elbette ki iyi ve ahlaklı olmak zorundadır. Dünyanın yaşanabilir bir yer olması için, insan hayatının sağlıklı, huzurlu ve mutlu olabilmesi için gönüllerde iyilik ve ahlakın olması gerekir.

Dünyanın şu an neredeyse dörtte birinde kan döken, can alan savaşlar var. Dünyanın küçük bir bölümünde karınlar şişinceye kadar yeme, içme diğer tarafta ezici bir çoğunluk ve coğrafyada gıdasızlık ve susuzluktan ölen on binler var.

Dünyanın iyi ve ahlaklı gözüken bazı büyük devletlerinin, bazı çok uluslu kurumlarının ne kendi ülke insanlarına ne dünya gelirinin yarısını alan birkaç yüz aileye ne de dünyanın geri kalanına kazandırdığı bir huzur ve mutluluk var.

Ne bir savaş durdurabiliyor ne gıdasızlık ve susuzluğa mani olabiliyorlar. Ne de dünyaya selâmet getirebiliyorlar.

Bizim, aslında ahlak dosyamızda haftalardır yazıp anlatmak istediğimiz budur.

İyi ve ahlaklı insan ve toplumlar varsa şehirlerdeki bu çelişki ve sorunlar ne?

İyi ve ahlaklı devletler ve çok uluslu kurumlar varsa ülkeler ve dünyadaki bu sorunlar ne?

Kendilerinin iyi ve ahlaklı olduğunu iddia eden toplumlar, devletler ve çok uluslu kurumlar insana; sağlık, mutluluk, barış ve huzur getirmedikçe nokta noktadan ibaret kalmaz mı?...

Her yerde bu kadar sıkıntı varsa kaybedilmiş iyilik ve ahlak geri gitmişse sorun nedir?

Sorun insandır, insanın tutarsızlığıdır. Toplumlar, devletler ve çok uluslu kurumların tutarsızlığıdır. İyilik ve ahlak timsali olacak insan, örnek olamamıştır. Toplum, devletler ve çok uluslu kurumlar da örnek olamamıştır.

İyilerin ve ahlaklıların en büyük özelliği, söylediklerini yapıyor ve yaşıyor olmasıdır. Sahip olunan mal ve gelirin kırkta bir, onda bir oranda zekâtı vardır. Ancak iyilik ve ahlaklılığın böyle bir oranı yoktur. Bildikleri iyilik ve ahlakın hepsini yapıyor ve yaşıyor olmaları gerekir. Ancak böylece örnek oluna bilinir.

İnsan, grup ve toplumların can güvenliği, mal güvenliği, nesil güvenliği, inanç ve inancını yaşama hürriyetini hem dilinizle ikrar edeceksiniz hem de beri tarafta bu hak ve hürriyetleri ellerinden almak için her türlü melaneti yapacaksınız.

Böyle bir melanete kimileri ikiyüzlülük der, kimileri saçmalık der. Bunun adı, kim yaparsa yapsın siyaseten de içtima en de dinen de münafıklıktır. Bu ikiyüzlülüğü ister insan yapsın ister toplum yapsın ister devletler yapsın hiç fark etmez adı, münafıklıktır. Münafıklıktan uzak durulmalıdır.

Bizim görüşümüze göre iyilik ve ahlak tutarlılığının belirgin özelliği, iyilik ve ahlak sahibinin (insan, toplum, devlet ve çok uluslu kurum) söylediklerini yapması, yapmadıklarını da yaptık diye söylememeleridir. Yani her şeyleriyle özü sözü bir olmaları ve güven vermeleridir.

Dışarıdan iyi ve ahlaklı gözükseniz de söylediklerinizle yaptıklarınız tutarsızsa münafıklık var demektir. Her şeyinizle güven oluşturmamışsınız demektir. O zaman ne toplumun ne ülkelerin iman ve gönül havzaları kurtulur ne de dünyanın… İman ve gönül havzasındaki iyilik ve ahlakı korumanın en önemli özelliği yapmadıklarını yaptık dememektir. İnsandaki edep ve ahlakı, toplumdaki birlik ve beraberliği, ülkedeki güç ve kudreti yaşatmak, dünyanın ve çok uluslu kurumların tutarlılığı da böyle sağlanacaktır.