Münbiç’in doğusu ve İstanbul seçimleri
19 Mayıs 1919…
Yüz yıl önceki istiklâl mücadelesi bugün de devam ediyor. O gün İngiliz Muhipler Cemiyetinin müdavimleri, mandacıları bugün de İstanbul’un kodamanları olarak aynı ihaneti sürdürüyorlar: Milletin elinden yiyip ayağına saldırıyorlar.
Hak ile batıl mücadelesi ezelden ebede devam edecek.
Soruları çalanlar, oyları da çaldılar…
Türkiye düşmanları boş durmuyor…
31 bin186 sandıktan sadece 123’ünde inceleme yapılabildi. 22 sandıkta hiç oy yok; buharlaşmış adeta.
Sadece 123 sandıktaki 42 bin oyun bile akıbeti belli değil.
31 bin 63 sandık hiç incelenemedi.
Kanuna aykırı atamaların yapıldığı sandıklarda oluyor bütün bunlar.
Fark, 29 binden 13 bine düşünce oylar çalınmamış mı oluyor (!?)
Tespit edilebilen çalıntı: oy 16 bin… 31 bin 63 sandıkta neler oldu bilinmiyor?
Hırsızlığın boyutu korkunç!..
İktidarın yüksek oyları muhalefete yazılmış. Ancak bu nasıl bir yanlışlıksa muhalefetin yüksek oylarından hiçbiri iktidar partisine yazılmamış. Burada organize bir yanlışlığın olduğu açık değil mi?
Yine işgal planları İstanbul üzerinden yapılmakta.
S 400 füzelerinin alınmamasında ısrar eden ABD’yle, oy hırsızlarının hedefi aynı: Türkiye’yi savunmasız bırakmak ve Türkiye’nin işgaline zemin hazırlamaktır.
ABD ve NATO, Türkiye için en büyük tehdittir.
ABD’nin emriyle Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Suriye’de Arapları PKK/PYD yandaşı yapmak için Arap aşiret liderlerine baskı uyguluyor.
İran - ABD arasındaki gerginlik bölgede yeni bir Körfez Savaşı’nın kapıda olduğunu gösteriyor.
Türkiye, 2000 öncesine döndürülmeye çalışılıyor; 1990’daki Körfez Savaşı’nda olduğu gibi…
Türkiye, 90’larda faili meçhullerle laik- anti laik çatışmasının içine sürüklenirken güneyimizde ve doğumuzda terör ve savaş son sürat körükleniyordu.
Bugün durum farklı değil.
Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta Türkiye’nin menfaatleri bir oldubittiyle gasp edilmek istenmekte.
İsrail, bölgede olabildiğince kanlı bir savaşa hazırlanmakta. DEAŞ’ı yeniden sahaya sürmekteler.
Anlaşılan o ki Türkiye’nin El Bab’da, Afrin’de bulunmasından rahatsız olanlar, Münbiç’e müdahalesini imkansız hale getirmek için 1990’lardaki gibi, iç kargaşa çıkarma için 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçimlerini aparat olarak kullanmayı planlıyorlar.
YSK’nın seçimlerin yenilenmesi kararını, çatışma gerekçesi yapmak isteyenler,15 Temmuz işgal girişimini de alkışlayanlardır.
PKK’nın, FETÖ’nün İstanbul seçimleriyle ilgili “Her şeyi biz biliriz.” ve FETÖ ifadesinin kullanımını yasaklama, edasındaki açıklamaları, bu durumu kabullenmiş bazı siyasilerin menfaatperest tavırları, ülkenin geleceğini ciddi olarak tehdit etmektedir.
TBMM’de Mahmut Tanal’la görüşen teröristlerin eylem hazırlığındayken – Belki de onu rehin alacaklardı - yakalananlar, terör örgütlerinin tehdit açıklamaları, stadyumlarda mazbata tezahüratları ‘organizasyonun’ parçalarıdır. Malum işadamları derneğinin, baroların, açıklamalarıyla 28 Şubat ve öncesinin malum yapıları birer birer başlarını çıkarmaya başladılar.
‘Toplum Mühendisliği’ne devam ediyorlar.
Millî iradeyi gasp girişimi…
İstanbul'da 62 bine yakın sandık kurulu üyesinden 20 bine yakını kanuna aykırı atanmıştır.
5 bin 388 oy sayım ve döküm cetveli mühürsüz, 694'ü imzasız, 214'ü bomboş…
498'i eksik doldurulmuştur, 919'unda rakam belirtilmemiştir, bin 135'inde de sayı eksik.
Kanuna aykırı sandık kurulu üyelerinin görev yaptığı 101 sandıktaki oy sayım döküm cetvellerinin imzasız, mühürsüz olduğu, rakamların da sisteme eksik işlendiği tespit edilmiştir.
15 Temmuz işgal girişiminin, 28 Şubat’ın faillerinin, İstanbul seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, ülkede kaos oluşturmak için ittifaka devam edecekleri anlaşılıyor. Seçimi boykot çağrıları bunun işaretidir.
Türkiye, Münbiç’in doğusuna askeri güçle, İstanbullular da sandığa- demokratik olarak- müdahale etmelidir.
Terör, sandıkta da etkisiz hale getirilmelidir.
Vaziyet, vahametini muhafaza ediyor.
19 Mayıs 1919-2019…
