Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ekim 2016

Musul-Kerkük ve Ortadoğu'da İstikrar

Evet, oyunu halen anlamadık. Anlamak istemiyoruz. Oysaki oyun belli. Oyunun adı belli. Oyuncular, senaryo yazarları belli. Yönetmenler, ışıkçılar, figüranlar belli. Başrol oyuncuları belli. Hedef, amaç belli. Oyunun adı Musul'dur, Kerkük'tür.

Irak Başbakanı Başika'dan dolayı Türkiye'yi BM'ye şikayet etmiş. Eder. ABD'yi İngiltere'yi, Almanya'yı, Rusya'yı, İran'ı edecek hali yok ya. Göreve kim getirdiyse onlara yapacaktır hizmetini. Onların isteklerine göre davranacaktır. Birinci Dünya Savaşından sonra Irak'ın, Suriye'nin, Ürdün'ün, Lübnan'ın, Suudi Arabistan'ın Yemen'in, Kuveyt'in Katar'ın sınırlarını ben çizmedim. 1945 ile birlikte İsrail'i getirip bu coğrafyanın ortasına biz kondurmadık. Hatta bu ülkenin sınırlarını de biz belirlemedik. Bu cümleme de itiraz etmeye kalkmayın. O zaman derim ki İlk Meclis'te temsil edilen Batum'a ne oldu? Batı Trakya'ya ne oldu? Misak-i Mille sınırları içinde yer alan Musul-Kerkük'e ne oldu? Nerede? Hani biz çizmiştik bu ülkenin sınırlarını?

Bir memlekette kalemleri, zihinleri teslim alırsanız topa tüfeğe ihtiyaç duymazsınız. Sizin yerinize yerli- yersiz binlerce kalem yazar-çizer. Lozan'ı ağzınıza aldığınızda taraf ülkelerden değil kendi içinizden sesler yükselir. NATO dediğinizde kral kesilenler olur. ABD dediğinizde abdallaşanlarınız çok olur.

Bazı şeyleri açık konuşmak gerekir artık. 70 yıllarda ki Asala belası, 80'lerle birlikte 40 yıldır devam eden PKK terörü, yaşadığımız bütün darbe girişimleri bir tek şeyi gösterir; Türkiye'ye Musul ve Kerkük'ün iadesini engellemeyi.

Şu an ABD, İngiltere, İsrail, İran ve Rusya'nın Ortadoğu'da yürüttüğü stratejiye bakıldığında Suriye'nin Irak'ın Kuzeyi ve Türkiye'nin Güneydoğu hatlarını görürsünüz. Şu an için bütün kavga bu hatta yapılmaktadır. Bu hattın iki önemli özelliği vardır. Enerji merkezi ve enerji koridorudur.

Bugün itibarı ile Ortadoğu'nun istikrarının tek yolu vardır. Bu da güçlü bir Türkiye'dir. Güçlü Türkiye ise ancak doğal sınırlarına ulaşması ile olacaktır. Güçlü Türkiye Musul ve Kerkük'teki haklarını iade aldığında gerçekleşir. O nedenledir ki ABD, İngiltere durmadan gizli aşikar Türkiye üzerine oynamaktadır. Fakat artık bölgede ABD ve İngiltere'nin tuttuğu maşalar çok kullanışlı değildir. Maşalar yeterli gelmemektedir. O nedenle yazdıkları senaryolar istenildiği gibi oynanamamaktadır. Yazdıkları senaryoları kendileri oynamak için sahneye inmek zorundalar. Fakat işte o zaman her yazılan senaryoyu oynamanın ne kadar zor olduğunu göreceklerdir.

Son günlerdeki gelişmeler şunu göstermektedir; Musul ve Kerkük Ortadoğu'daki istikrarın anahtarıdır. Bu anahtarın kimde olduğunun önemi çok büyüktür. Şu an Anahtar, gerçek sahibine verilmemesi için oyunlar oynanmaktadır. Türkiye'nin hakkı olan bu anahtarı öyle veya böyle alması kaçınılmazdır. Bu anahtarı Türkiye'nin alması Ortadoğu'da uzun yıllar sürecek bir istikrarın şifresi olacaktır. Türkiye'nin de istikrarı bu Anahtarı alıp alamamasında gizlidir. Alamaz ise bizi daha çok uğraştırırlar. Bu anahtarı 15 Temmuz başarısız darbe girişinin diyeti olarak alması zaten kaçınılmazdır. Musul ve Kerkük'te hakların geri iadesi sağlanırsa Güneydoğu'daki terörde Suriye üzerinde oynanan oyunlarda, Türkiye üzerinde çizilen senaryolarda boşa çıkacaktır.

ABD'nin ve İngiltere'nin son zamanlarda hem Türkiye üzerinde hem de Ortadoğu'daki diğer ülkelere karşı takındıkları tutumlar çok ciddi derecede ekonomik ve siyasi olarak sıkıştıklarını gösteriyor. Özellikle ABD'nin Suudi Arabistan konusunda ki manevraları tarihinin en zor dönemini yaşadığını gösteriyor. 15 Temmuz Darbe girişimi öncesi ABD'nin zorla Türkiye'ye 150 milyar Dolar Hazine Bonosu satmaya kalkışması, 500 Milyar Dolar bir paranın peşine düşmesi, İngiltere'nin Arap sermayesini çekmek için yaptığı girişimler bu konularda yeterince başarılı olamayıp darbeye yol vermeleri ortada. Tüm bunlar hem ABD'nin hem de İngiltere'nin gelecekleri açısından sıkıntılarını ve çaresizliklerini gösteriyor.
Aslında aynı çaresizlikler 1920'li yıllarda da vardı. Ama Türkiye o zamanlar bunların çaresizliğinin farkına varamamıştı. Şimdi başarısız darbe girişimi ile gücünün farkına varmıştır. Gelecek bizimdir. Farkına varalım yeter.

Kalın sağlıcaklau2026