Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2433.38
BIST 100
10268.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Eylül 2023

​Müzik İstanbul

Dünyaya geldikten sonra bebeklerin kulağına, babaları tarafından Ezan-ı Muhammedi okunur. Anneleri, serpilen minikleri ninnilerle avutur. Biraz büyüdükten sonra uyumadan önce masal beklerler ebeveynden. Maniler, türküler, şarkılar, marşlar ömrümüz boyunca peşimizden gelir. İlahileri, kasideleri huşu içinde dinleriz. Gün gelir, vade dolar, beniz solar, nefesler kesilir. Ahiret istikametine doğru bir yolculuk başlar. Ağıtlar yakılır, mersiyeler söylenir.

Musiki/müzik, hayatımız boyunca bize eşlik eder. Sadece insan sesi değil kulaklarımıza dolan. Bahçelerde, bağlarda, bostanlarda o şen şakrak kuş seslerine ne demeli? Ormanlarda, ovalarda, tepelerde, dağlarda vahşi hayvan sesleri bir ürpertiyle birlikte haz vermez mi kişiye? Dervişler gibi sallanan ağaçlar, kırda açan çiçekler, coşan dereler, çağlayan ırmaklar, akıp giden nehirler ve köpüren denizler, birer İlahi nağme değil mi anlayana? Deryalar kime ve niçin seslenir?

Büyük medeniyetimizin sacayağı, musikiden, mimariden ve şiirden ibarettir. Başka sütunlar da var elbet. İstanbul, müziğiyle, camileriyle ve kadim tarihiyle bir şiir şehir değil mi? İnancımıza göre yavrularımıza güzel isim konulmalı. Bununla birlikte ezanların da güzel sesli müezzinler tarafından okunması tavsiye edilmiştir. Güzel sesli hafızlar, tarihimiz boyunca müminleri kutlu namaza davet ettiler. Bilal-i Habeşi’nin mübarek ve aydınlık yolundan gidenlere ne mutlu!

İstanbul’a gelip de gazetecilik yapmaya başladığımda yüreğimin bir yanında musiki vardı. Söyleyebilmek Allah vergisi, herkese nasip olmaz. Ama kişi, iyi sesleri ve sazları dinlemesini de bilmeli. 1980’lerden itibaren mülakat yapacağım sanatkârlar arasında musiki erbabı ve üstatları, hep başı çekti. Kimler vardı görüştüklerim arasında: Ahmet Özhan, Alaeddin Yavaşça, Barış Manço, Cahit Atasoy, Cem Karaca, Ercüment Berker, Etem Ruhi Üngör, Fırat Kızıltuğ, Huşeng Azeroğlu, İlyas Çelikoğlu, Mediha Şen Sancakoğlu, Nadir Şen, Necdet Yaşar, Neşet Ertaş, Nevzat Atlığ, Rahmi Kalaycıoğlu, Rüştü Eriç, Taşkın Savaş, Yıldırım Gürses, Yusuf Ömürlü, Zeki Yılmaz. Sohbetleri esnasında, ses kâinatımızı anlattılar; avazımızı, sazımızı, sesimizi, nefesimizi dile getirdiler.

Esenler Belediyesi tarafından kültür dünyamıza kazandırılan Müzik İstanbul kitabını görünce heyecanlandım. Eseri hazırlayan Hakan Dedeler, “Türk müziğimizin başkenti İstanbul, gerek kendi müzik kültürümüze gerekse dünya müzik kültürlerine dair büyük bir bilgi birikimine sahip; bu konuda ne kadar kitap yazılsa az kalır.” diyor. Elhak doğrudur. Ses dünyamızı daha iyi tanımalıyız. Kitabın editörleri Dr. Hasan Taşçı ve Cihan Dinar. Özgün minyatür tasarımları İsmihan Züleyha Dedeler’e ait. Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu sunuş yazısında müziğin medeniyetimizdeki yerine şöyle işaret ediyor: “Bizim medeniyetimizi ve coğrafyamızı düşündüğümüzde Kur’an, mevlid ve ezan sesi gibi dinden kaynaklanan hayatımızın temel dinamikleri, musikimizin çekirdeğinde/merkezinde yer almaktadır. Özellikle Osmanlı Dönemi’nde sayıları 100’ü bulan mevlevîhânede icra edilen, günümüzde de ihya edilmesi önemsenen musiki, bunun en güzel örneğini teşkil eder.”

Büyük boy 996 sayfalık kaynak eser, sekiz bölümden meydana geliyor: Tarih, Teori ve Eğitim, Bestekârlar ve Güftekârlar, Sazlar ve Sâzendeler, Halk Müziği, Dinî ve Tasavvufî Müzik, Avrupa Müziği, Popüler Müzik. İstanbul’daki musiki hayatının muhtelif cepheleri makalelerde ele alınıyor. Fotoğraflar, çizgiler, kupürler ve istatistikler.

Eserdeki 35 makalenin yazarları ve akademisyenleri arasında Süleyman Erguner, Bülent Aksoy, Okan Murat Öztürk, Cem Behar, Bilen Işıktaş, Ali Tüfekçi, Fikret E. Karakaya, Özata Ayan, Enver Mete Aslan, Cihat Aşkın, Süleyman Şenel, Namık Sinan Turan, Safa Yeprem, Refik Hakan Talu, Mehmet Öncel, Gökhan Akçura da bulunuyor. İstanbul yazarı rahmetli Osman Cemal Kaygılı’nın “İstanbul’da Semâî Kahveleri ve Meydan Şâirleri” başlıklı kıymetli makalesini bir solukta okuyorsunuz. Celal Volkan Kaya, “İstanbul’un Bilinmeyen Türküleri”ni, Uğur Alkan, “İstanbul ve Ezan”ı ele almış. Söylemeye ne hacet! Mükemmel bir eser vücut bulmuş. Emeği geçen herkesin eline ve gönlüne sağlık; kalemine dirayet, ömrüne bereket!

İstanbul’u, musikimizi, mimarimizi ve bütün değerlerimizi seven ve bize de sevdiren, aziz şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın “Eski Mûsikî” şiirindeki sesine kulak verelim: “Çok insan anlıyamaz eski mûsikîmizden/Ve ondan anlamıyan bir şey anlamaz bizden./Açar bir altın anahtarla rûh ufuklarını,/Hemen yayılmaya başlar sadâ ve nûr akını/Ve seslenir büyük Itrî, semâyı örten rûh,/Peşinde dalgalanır bestesiyle Seyyid Nûh,/O mutlu devrede Itrîye en yakın bir dost/Işıklı danteleler bestekârı Hafız Post…/Bu neslin ortada dahîcedir başardığı iş,/Vatan nasıl karışır mûsikiyle, göstermiş.”