Naci Ağbal ve Doğru Soru
Artan enflasyon oranına göre piyasaların faiz beklentisi 100 baz puan iken Naci Ağbal başkanlığında toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 200 baz puan artış yapması şaşkınlığa neden olmuştu.
Kurul kararında gelecek dönem enflasyon oranlarını baskılamak için böyle bir karar alındığı açıklanmıştı.
Araya giren Cuma gününde yaşananlar Cumartesi Resmi Gazete’de Naci
Ağbal’ın görevde alınması kararını getirdi.
AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin sosyal medya hesabından
Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınmasına cevap olacak açıklamaları
dikkat çekici...
Noktasına virgülüne dokunmadan o açıklama:
“Pozitif reel faizin optimal seviyede olması da bir zorunluluktur. Optimal
seviyenin altında kalan reel faiz oranı dolarizasyon akışını durdurmaz. Optimal
seviyenin üzerinde belirlenen reel faiz ise ekonomi için maliyetler ortaya çıkarır.
Üretim, ihracat, istihdam hedeflerini olumsuz yönde etkiler. Finans kuruluşlarının
aktif kalitesini bozar.
Optimal reel faiz seviyesi için yol gösterici faktörlerden bir tanesi
beklentilerdir, piyasa beklentisidir.
Piyasa beklentisi pozitif reel faizin sınırını belirler.
Piyasa beklentisinin üzerine çıkılması ekonomiye yük getirir, enflasyon
beklentisini yukarıya taşır.
Ekonomideki fiyatlamalar da yükselen enflasyon beklentisine göre realize
olur.
Bu durum Merkez Bankasının temel hedefi olan fiyat istikrarının sağlanmasını
da zorlaştırır.
Hükümetin, optimal pozitif reel faiz seviyesinin belirlenmesinde para
politikası araçlarını rasyonel kullanmadığını ve bu nedenle de ekonomiye büyük bir
mali yük getirdiğini düşündüğü Merkez Bankası başkanını değiştirmesi piyasalara
meydan okumak değildir. Sadece ekonominin kaynaklarının ve para politikası araçlarının verimli
ve etkili kullanılması gerektiği hassasiyetini yansıtır.”
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın pazartesi piyasalar açılmadan hemen önce sabah saatlerinde
Türkiye’nin ekonomik duruşu ile ilgili şu açıklamasına da bakmakta fayda var:
“Makroekonomik istikrarın ön koşulları fiyat istikrarı ve finansal
istikrardır.
Bu alanlarda istikrar olmaksızın; güçlü, kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeye
ulaşmak mümkün değildir.
Uygulamakta olduğumuz ‘enflasyonda düşüşü önceliklendiren’ makro politika
çerçevesi, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla
sürdürülecektir.
Maliye politikalarını, para politikasını tamamlayıcı yönde fiyat istikrarını
desteklemek amacıyla uygulamaya devam edeceğiz.
Piyasaların etkin ve sağlıklı işleyişini son derece önemsiyoruz. Bu
kapsamda serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir taviz kesinlikle söz
konusu olmayacak, liberal kambiyo rejiminin uygulanmasına kararlılıkla devam
edilecektir.
Reform paketimizde yer alan eylemler de, yapısal temellerimizi daha da güçlendirecek, olası
şoklara karşı direncimizi artıracaktır.”
Türkiye’de ekonominin karar vericisi iki kurum olan siyaset ve bakanlık
tarafından yapılan açıklamalara bakınca Türkiye’nin liberal piyasa ekonomisinden sapmaya
niyeti olmadığı görülüyor.
Nurettin Canikli, Naci Ağbal’ın faiz oranlarını belirlerken “rasyonel”
davranmadığı gerekçesiyle görevden alındığını söylüyor.
Peki bundan sonra ne olacak?
Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Şahap Kavcıoğlu atanmasının hemen ardından
Pazar günü yaptığı yazılı
açıklama ile para politikasının yönünü açıkladı:
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kanun’la belirlenmiş görev ve yetkiler
çerçevesinde enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama temel hedefi doğrultusunda para
politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya devam edecektir.
Enflasyondaki gerileme, ülke risk primlerindeki düşüş ve finansman
maliyetlerindeki kalıcı iyileşme yoluyla makroekonomik istikrarı olumlu etkilerken, yatırım,
üretim, ihracat ve istihdamı arttırıcı sürdürülebilir büyüme için de gerekli
koşulların oluşmasına katkı sağlayacaktır.”
Sorulması gereken soru şu:
Türkiye’nin, pandeminin uzun vadeli yükünü yok edecek istihdam artışı için kabul edeceği enflasyon tavan puanı nedir?