Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.91
Gram Altın
2436.15
BIST 100
10173.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Şubat 2016

NAMAZ VAKTİNİ KAÇIRMANIN HÜKMÜ

Ebu Katade'den:

u2013 Uyurken (meydana gelen) namazı kaçırmak ihmal (tefrit) sayılmaz. İhmal, uyanıkken (bile bile) namazı kaçırmaktır.

Sizden biri herhangi bir namazı dalgınlığa düşüp (unutup) kaçırırsa, hatırlayınca onu hemen kılsın.

(Ebu Davud/Salat 11)

* * *

Ebu Hüreyre'den:

"Ordu, bir sefer sırasında, çok yorgun halde mola vermiş, güneş doğuncaya kadar nöbetçiler de dahil, herkes uyuyunca, sabah namazı kaçırılmıştı.

Allah Resulü, askerler uyanınca şöyle buyurdu:

u2013 Herkes bineğinin başından (dizgininden) tutsun (ve bu mevkii hemen terk etsin).

Zira burası, bize şeytanın musallat olduğu (ve galebe çaldığı) bir yerdir."

(Müslim/Mesacid 309)

* * *

Bir namazın, bilerek, sırf tenbellikten terkedilmesi, büyük günahtır. Sorumluluğu ağırdır. Şuurlu hiçbir mü'min, ibadet konusunda böyle bir lakaytlığı ve umursamazlığı göze alamaz. Namaz kılma fırsatı ve vakti varken, namazı kılmamazlık edemez.

Namazı bilerek terketmeyi büyük bir sorumsuzluk olarak kabul eden dinimiz, dalgınlık veya yorgunluk sebebiyle bir namazı vaktinde kılamayıp kaçırmayı anlayışla karşılamış; hayatın doğal bir cilvesi saymıştır.

Bile bile, kasıtlı olarak yapılmadıktan sonra kaçırılan tüm namazlar, şartlar müsait olur olmaz, vakit geçirmeden kaza yoluyla kılınır. Böylece eda edilememiş olan namazın, insan uhdesinde kalan büyük sorumluluk ve borcundan kurtulunmuş olur.

Tembellikle kılmadığı namazları, mü'min daha sonra kaza ederek borcundan kurtulsa bile, mazeretsiz terk günahından kurtulamaz. Bunun için ciddi bir pişmanlık duyması, Allah'a tövbe etmesi ve istiğfarda bulunması şarttır.