Dolar (USD)
34.25
Euro (EUR)
37.59
Gram Altın
2922.11
BIST 100
9109.34
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Aralık 2021

​Nasipse…

Hayatın şifresini çözmeye çalışmak bizi bekleyen iyi veya kötü durumları önceden görmeye çalışmaktır. Tedirgin olmadan, tedirgin etmeden ve ümitsizliğe kapılmadan hayatın bize açtığı yolda yürümek güzeldir.

Tercihlerimiz, taleplerimiz, planlarımız bazen bizi ummadığımız noktalara taşıyabilir. Ulaştığımız mevkinin bize sunacağı imkânlar bizi mutsuz da edebilir. Bu durumda nasibimiz olanla yetinmek bizi rahatlatacak, bize yeni kapılar açacaktır. Şimdi en çok ihtiyacımız olan da budur. Nasipse diye başladığımız yolda vardığımız yere hazır olmak gerekiyor. Hayatın yüzü ile hayatın gizli mesajını aynı anda çok az insan idrak edip anlayabiliyor. Durmak, düşünmek, güzeli ve iyiyi görüp ona sarılmaktan başka ne yapabiliriz? Evet, işte uzunca bir yol. Buyurun, siz belirleyin, siz kurgulayın. Bakalım, ne olacak?

Radyoda kulağıma takılan ve beni birden derin düşüncelere sevk eden Allah’ın isimleri… “Muahhir; istediğini geri koyan, arkaya bırakan demektir. Allah Teâlâ, hikmeti gereği geri bırakılması gerekenleri geri bırakır.” Şimdi daha iyi anlamlandırdım hayatımı. Demek ki yaşadığımız her şey aslında nasibimizde olandır. Karşılaşmalarımız da buna dâhil. Ömür yolu var, bu yolda bizi bekleyenler var. İlerisini herkes merak ediyor. Zamanında varamadığımızı düşündüğümüz menziller var. Arzularımızın peşine takılıp gitmek var. Hepsi aslında bir plan ile işliyor. Geç kalmıyoruz demek ki. Bizi “arkaya bırakan” kudreti bilmekten geçiyor huzur.

“Mukaddim; istediğini öne alan, ileri geçiren demektir. Allah Teâlâ, dilediği şeyi veya kimseyi öne alan, önde bulundurandır.” Bazı insanların hayatı her bakımdan hızlıdır. Dikkatimizi çeken bu durum karşısında şaşırdığımız da olur. Her şeyi çabuk elde etmek ile istenilen o şeyi geç elde etmek aynı demek ki. Birisini öne geçiren, diğerini geriye bırakan kudret bir. Hayıflanmaya lüzum yokmuş, bunu anlıyoruz. Sadece ânı iyi değerlendirmek, güzel yaşamak gerekiyor. Biz yine nasipse diye devam edeceğiz yolumuza. Bakalım, neler nasip olacak? Kimle kimlerle yürüyeceğiz?

Sohbetin derinleştiği, çayların demini aldığı bir mekânda bir dostun hatırlatması: “Allah imhal eder fakat ihmal etmez” Dünyada her şeyin bir süresi var, bu süreyi takdir eden bir kudret var. Süre yani zaman içinde ortaya çıkıyor hakikat. Burada da sabırlı olmak kurtuluştur. Hayatın hayhuyu içinde acele edip de üzüldüğümüz durumlar olabiliyor. Bir de bu hayhuy içinde bizim ihmal ettiğimiz değerler, insanlar olabiliyor. Ne yaşıyorsak bize takdir edileni yaşıyoruz. Daha doğrusu hak ettiğimiz şey geliyor başımıza. Israrla hırsla değil de samimiyetle istediklerimiz bizi mutlu ediyor. Huzur, bu samimiyet havuzundadır.

Nasipse… İşte ahvalimiz budur. Hayata dair tüm planları, stratejileri özetleyen söz. Kaderi ve kazayı anlatan söz “nasipse”. Bu, tamamlanmayan bir söz gibidir. Ardından bir şey daha gelecek hissi uyandırır “nasipse”. Bu söz “Nasipse Adayız” isimli filmde de çok etkilemişti beni. Belediye başkanlığına aday olmak isteyen bir doktorun yaşadıklarının anlatıldığı film. “Doktor Kemal Güner, İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanlığına aday olmaya karar verir. Bunun için vakit kaybetmeden çalışmalara başlayan Güner, delice bir koşuşturmanın içine girer. Bir Numara'nın gözüne girip aday olmayı başarabilmek için her yolu deneyen Güner, heyecanla adaylığının açıklanacağı geceyi beklemeye başlar. Ancak büyük gün gelip çattığında beklenmedik olaylarla karşı karşıya kalır.” Gidişata bakıldığında olması gerekenler olmuyor. Nasıl olur, diye isyan ettiğiniz de olabiliyor. Şayet tahammül eder, durumu kabullenirseniz yeni bir çıkış yolu aralayabiliyorsunuz. Olmadı ise başka bir şeye odaklanıp yola devam etmek bizi sâhil-i selamete çıkarabilir.

Şimdi içimden geçenlerle yürüyorum. Nasipse diyor ve yolumuza devam ediyoruz. Artık ne geç ne de erken olduğunu düşünüyorum. Nasip bugüneymiş…