Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.59
Gram Altın
2412.20
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Temmuz 2023

NATO ve Putin'nin öteki yüzü

Dünya liderleri, NATO’nun Vilnius Zirvesinde buluşurken, zirvenin en çok konuşulan fotoğrafı Zelenski’nin ortada kalmış çaresiz pozu oldu. Bu buluşmanın önemli başlıklarından biri de, İsveç’in NATO üyeliğinin desteklenmesiydi.

Bu konuda son sözü Türkiye adına Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi; “Önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile nasıl onun önünü açtıysak, İsveç'in de önünü açalım" mesajını verdi.

Bu açıklama karşısında İsveç yönetimi de şöyle bir taahhütte bulundu:

“Türkiye’nin, Türkiye-AB gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi dahil AB’ye üyelik sürecinin yeniden canlandırılması konusundaki çabalara aktif destek verecektir.

”Umarım AB yolcuğu bu destekle yeniden güçlü şekilde yoluna devam eder.”

NATO’nun soğuk ve sıcak savaş halinde olduğu Rusya, bu zirvedeki kararları hiçe saysa da, Avrupa’nın uyguladığı ambargo Putin’i iç dengelerde artık zorluyor. Son günlerde bir darbe girişimi yaşayan Putin bunun arka planında NATO’nun olduğunu çok iyi biliyor. NATO darbe girişimlerinde tecrübeli olabilir ama son dönemde başarısız olduğu kesin… Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimi bunun en büyük örneği.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Rusya Türkiye ‘ye destek olan ilk ülkelerden biriydi. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’e desteğini iletip arabuluculuk önerdi !

Kremlin Sarayı’nın Putin’in başına yıkılması, Rusya’nın dokuz parçaya bölünmesi ve Ukrayna’nın Kırım dahil kaybettiği toprakları geri alması yönündeki senaryoların ömrü 24 saat sürmedi. Fakat tehlike savuşturulsa da isyan geride tortular bırakacak ve yansımaları olacaktır. Vagner “potansiyel sorun” olarak bundan sonra nasıl ele alınacak? Tasfiye mi edilecek yoksa orduya mı bağlanacak? Belarus’a gittikten sonra Prigojin’e ne olacak?

Bu cevapların bir kısmı NATO’ya bir kısmı da Putin’de kalıcak.

**************

Vladimir Putin, bu isim Rusya Federasyonu’nu yirmi üç senedir yöneten şahsiyet; Türk medyasında onu çoğunlukla yarı çıplak ata binerken, kaslı vücuduyla soğuk sularda yüzerken, botokslu ve gergin yüzü ile yaş almayan, judo ile güç gösterisi yaparken veya fabrikatörleri azarlarken görüyoruz.

Neredeyse bütün dünyadaki Putin’nin imajının aşağı yukarı böyle olduğunu görüyoruz. Bu bilinçli bir imaj mı, yoksa tersi bir algımı çözmek zor. Putin için şunu söyleyebiliriz. “Rusya’yı Ayağa Kaldıran Lider” biyografilerin hiçbiri onun üzerinde psikolojik tahlil yapmayı mümkün kılmıyor çünkü kişiliği, kimliği ve yaşamı oldukça şaşırtıcı.

Günümüzde Putin ile beraber artık Rusya hem içeride hem de dışarıda daha popüler, daha güçlü bir durumda görünüyor.

Dünya kamuoyunu her gün şaşırtan kararlar vermesi, belki de onu çözme adına farklı şifreler olabilir.

Son zamanlarda bazı ülkelerde Kur’an-ı Kerim’e saygısızlık yapılırken Putin, Kur’an-ı Kerim’e saygısızlık yapmanın Rusya’da ciddi bir suç olduğunu, bu suçu işleyen kişilerin ülkesinde cezalandırıldığını söyleyerek, "Bizim ülkemizde bu, hem anayasaya göre hem de ceza kanununa göre suçtur" dedi. Bu davranışları sebebiyle hakkında gizli Müslüman olduğu , İslam’ı resmi din olarak ilan ettiği gibi şehir efsaneleri yazılıyor.

Rus hükümeti, Ortodoks Kilisesi ile işbirliği içinde, Batılılara karşı "geleneksel değerler" adına muhafazakar bir politika izliyor.

Rusya, daha önce eşcinselliğin propagandasının yapılmasını yasaklamıştı.

Rus parlamentosu cinsiyet değiştirmeyi yasaklayan yasayı onayladı.

Tasarıyı savunan milletvekilleri, LGBT örgütlerinin "gençlere karşı yıkıcı faaliyetler yürüttüklerini" söyleyerek "geleneksel aile değerlerini" savunan ve evliliği yalnızca "bir erkek ve bir kadının birlikteliği" olarak tanımlayan Rusya Anayasasını savunuyorlar…

Bu cesur ve kararlı adımlar Putin’i Müslüman ülkelerine daha da yakınlaştırıyor. İslam dünyası devletleri, küresel sorunların çözümünde Rusya'nın geleneksel ortaklarıdır diyebilen Putin Avrupa birliğine ve NATO ‘ya bu cepheden de güçlü bir mesaj veriyor.

Putin’nin öteki yüzünü bilmek için biraz geriye gidelim.

Sovyetlerin yıkılmasından itibaren; oligarkların sınırsız zenginleşmesi, Rusya’dan bir bir kopan eski Soyvet ülkeleri, kötü giden ekonomi, rüşvetin yaygınlaşması gibi nedenler derin Rus devleti tarafından sabırla takip ediliyordu. Yeltsin ile işlerin daha fazla gitmeyeceğini anlayanlar; otoriter, sözü geçen, karizmatik bir çar aramaya başladılar.

Aramalar neticelendiğinde taze kan belli olmuştu, Vladimir Putin. Sıradan bir taşra bürokratı olan, doğuştan gelen herhangi bir karizması ya da hitabet yeteneği olmayan fakat sadakat konusunda oldukça mahir Putin, iktidara geldikten sonra parlayacaktı.

Putin’in hikayesi bu saatten sonra Rusya’nın hikayesidir. Rusya’nın hikayesi ise Kafkasya, Avrasya ve Ortadoğu’nun hikayesidir.