Dolar (USD)
32.24
Euro (EUR)
34.55
Gram Altın
2407.02
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Ne güzel insandın sen Müslüm Baba!

  • Tarih: 7 Mayıs 1953…

  • Yer: Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde kerpiç bir ev

Bir bahar ayında Müslüm Akbaş açar dünyaya gözlerini... Annesi Emine Hanım eviyle ilgilenen, fedakâr, cefakâr bir Anadolu kadınıdır. Babası Mehmet Bey ise bağlama çalan, türkü söyleyen, rençberlik yaparak hayatını geçiren emektar bir adamdır.

Akbaş çiftinin Müslüm’den sonra iki çocuğu daha olur. Birinin adını Ahmet, diğerinin adını ise Zeyno koyarlar. Göç olgusu, tabiri caizse Anadolu’nun olmazsa olmazı durumundadır. Müslüm, üç yaşındayken ailece Adana’ya göç ederler. Adana, imkânlar açısından daha elverişlidir. Müslüm’ün sesi farklı ve bir o kadar da yanıktır. Önceleri çay bahçesinde türkü söyler, terzi çıraklığı ve kunduracılık yapar. Ama müzik onun dünyasıdır. İyi bir şarkıcı olmak en büyük hayalleri arasındadır.

Başarılı da olur!...

1967 yılında çay bahçesinde düzenlenen yarışmaya katılır ve birinci olur. Halkevine gider ve Çukurova Radyosu’nda aktif görev alır. Soyadı olan Akbaş, Gürses’e döner. Çevresi çok yakıştırır bu soyadı. Çünkü sesi de soyadı gibi gürdür. Türküler söyler, 45’lik plakları dilden dile yayılmaya başlar.

Günler geçer ve ünü tüm Türkiye’de yayılmaya başlar. Anadolu turnesine çıkmaya karar verir; ancak Tarsus-Adana yolunda aracı büyük bir kaza geçirir. Alın kemiği kırılır ve doktorlar öldü zannederek morga kaldırılır. Gözlerini morgda açan Gürses son anda ameliyata alınır ve arabesk dünyasının babası hayata tekrardan tutunmaya başlar. Artık baş ağrıları yakasını bir türlü bırakmaz. Ömrünü kör kalma, hatta ölüm riskiyle geçirmek zorunda kalır; fakat asla yılmaz!

Yaşadığı hayatı ve acılarını adeta sanatına yansıtan Gürses; “Tanrı İstemezse“, “Güldür Yüzümü“, “Gitme” gibi parçalarıyla başarılı çıkışını devam ettirir ve onca tramvaya rağmen müziğe asla küsmez. 1990’lı yıllarda arabeskin babası Müslüm Gürses, çok geniş bir kitleye ulaşır ve bu kitle yaşadığı acıları yansıtmak için jilet gibi kesici aletlerle kendilerine zarar verir hale gelir. Gürses hayranları sürekli uyarır ve bu hareketleri asla yapmamalarını ister…

Fakat; “Son pişmanlık neye yarar?”

2000’li yıllarda değişen müzik anlayışı Müslüm Gürses’in tarzında da dönüşümler meydana getirir. Asya’nın “Olmadı Yar” isimli şarkısını yorumlar ve değişimi başlatır. Hemen ardından Teoman‘ın “Paramparça”, Şebnem Ferah’ın “Sigara”, Kenan Doğulu’nun “Tutamıyorum Zamanı” ve Tarkan‘ın “İkimizin Yerine” adlı parçalarını da seslendirerek daha geniş bir kitleye ulaşır ve o güne değin şarkılarına burun kıvıranlar bile sanatsal değerini anlamaya başlar.

38 film ve platonik bir aşk hikâyesi

1979 yılında ilk defa İsyankâr filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, hayatı boyunca 38 filmde rol alır. Bu arada çocukluğundan beri beyazperdede filmlerini izleyen ve kendisine platonik bir aşk besleyen Muhterem Nur’la tanışır ve 1985 yılında hayatını birleştirir. Muhterem Nur-Müslüm Gürses aşkı dillere destan bir hale gelir. İlişkileri her yaştan her kesimden bireye örnek olur. Çünkü güven vardır, çünkü bitmeyen bir aşk, bitmeyen bir sevgi vardır. Ancak 2012 yılı Müslüm Baba için hiç de iyi geçmez. Geçirdiği by-pass ameliyatı sonrası akciğer, karaciğer, bağırsak ve böbrek yetmezliği sorunları yaşamaya başlar. 4 ay yoğun bakımda kalan Gürses, 3 Mart 2013’te aramızdan ayrılarak, ebedi istirahatgahına göç eder.

“Müslüm” Baba’nın hayatı film oldu!

Bu ara Müslüm Gürses’i daha yakından tanımamıza fırsat verecek çok kaliteli bir film çekildi. Müslüm Gürses’in hayatının anlatıldığı; yönetmenliğini Can Ulkay ile "Ketche" ismiyle tanınan Hakan Kırvavaç'ın yaptığı "Müslüm" filmi, vizyona girdiği ilk üç günde 600 bin 141 kişi tarafından izlendi. Film, taraflı tarafsız herkes tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Filmde Müslüm Gürses’i canlandıran Timuçin Esen'in söylediği şarkılar için tamı tamına 1 milyon 800 bin lira telif ödendi. Film etkileyici, bir o kadar da gerçekçi olarak kurgulanmış. Şu bir gerçek ki; Müslüm Gürses seslendirdiği eserler, kendine has üslubu, tarzı ve bizden biri olması hasebiyle hep kalbimizde yaşayacak.

Müslüm Baba’nın meşhur bir parçası vardır. Sensizliğin acısını “Bir Bilebilsen”…