Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ekim 2019

Ne oldum değil ne olacağım de!...

Ey insan!

Seni RABBİNİN bunca nimetlerine karşı saygısızca azdıran ve aldatan nedir?

Bugün varsın ve nefes alıyorsun, yarın nerede ve nasıl olacaksın biliyor musun?

Bugün varlıklısın, yarın mallarının ve sevdiklerinin yanında olacağından emin misin?

Şuan uykuda ruhunu Rahman’a teslim ettin, sabah ayağa kalkıp hayatta olabilecek misin?

Rabbim ölme vakti gelenin ruhunu almaktadır. Diğer zamanlarda ise her uykunun bir ölüm gibi olduğunu, uyku halinde ruhumuzu uykuda alacağını, ölümüne hükmettiğini tutacağını diğerlerinin canını da salıvereceğini Zümer suresinde inanan yani güvenip teslim olanlar için apaçık ibret olarak sunmuştur.

Her gün ölüp tekrar dirildiğimizin, bir sabah dirilemeyeceğimizin farkında mıyız?

O halde sözüm ölmeyecekmiş gibi yaşayıp her şeye gücü yeteceğini sanan, içindeki sesi bastırıp vicdanını körleştiren, kendisini temize çıkarmak için cümle aralarından kelimeleri seçip devamlı şikayet pozisyonunda olan, üzerine düşeni yapmadığı gibi yük olan, sorumluluk almaktan kaçıp iç dünyasıyla barışık olmayan, huzursuzluğuna bin bir sebep arayıp bulup mutlu olmayan, muhatap olduklarını mutlu edemeyen ve kendini de Müslüman olarak adlandıranlara...

Kucağında ne zaman patlayacağını bilmediğin bir bomba taşıyorsun. Biliyor musun?

Ölümün olduğu her yerde zulüm olduğunu görmüyor musun?

Zulmün büyüğünün küçüğü olmadığını, mazlumun sahibinin de Allah olduğunun farkında değil misin?

Zülüm varsa orası imtihan yeridir. Hak Teala bizleri mallarımızla ve canlarımızla ya eksilterek ya da çoğaltarak imtihan etmektedir. Öncelikle kendimizle, bizimle devamlı muhatap olanlarla yani eşimizle, çocuklarımızla, anne babamızla, akrabalarımızla, komşularımızla, içinde yaşadığımız toplumla, malımızla, makamımızla, bilgilerimizle, söylemlerimizle hasılı hayatımıza katılan her şey ile imtihan etmektedir.

Bizler enerjimizi nerede tüketiyorsak imtihanımız da oradan çıkmaktadır.

Peki biz enerjimizi nerede tüketiyoruz?

Başımıza bir musibet geldiğinde kime şikayet ediyoruz?

Hangi makamlardan hangi şekilde yardım istiyoruz?

Doğru hareket edersek, kırmızı ışıktan geçmezsek, sınırlarımızı ihmal etmezsek, sorumluluklarımızı yerine getirirsek, kurallara dikkat edersek, görevlerimizi yaparsak kim bize ne diyebilir ki? Dese bile ne kadar sıkıntı verebilir ki?

Trafikte herkese eşit davranılmaktadır. Hatayı yapan bu dünyada büyük ceza almasa da iç mahkemesinde büyük ceza almaktadır. Kaza ben geliyorum dememektedir. Kazaya uğrayan gerekeni yapıp hata yapan gibi yapmazsa yani doğru hareket ederse en az zararla kurtulacaktır.

Kader kurallarsa kaza da bizim doğruyu yaptıktan sonra başımıza gelen musibetlerdir. Burada güvenip teslim olanın yapacağı sabırla güzel harekettir. Zira O’ndan geldik dönüşümüz yine O’nadır. Musibetler insanın tecrübesidir. Her yaşanmışlık bizi olgunlaştıracaktır. Yeni hayat bakışı sunacaktır.