Nefis muhâsebesi-1
İçinde yaşadığımız dünya fâni, ömür de kısadır. Her
akşam gün batarken ve her sabah takvimden bir yaprak daha düşerken farkına
varmadan ölüme ve âhiret hayatına biraz daha yaklaşıyoruz. Ömür sermayemiz
azalırken, âhiret hayatında hayretler içinde okuyup üzüleceğimiz amel
defterlerimiz de maalesef günah ve kusurlarla kabarıyor.
Bu yanlış ve gâfilane gidişe dur dememiz lazım. Bunun
için mâzide bıraktığımız yıllarımızın muhâsebesini yapalım. Nefsimizi hesaba
çekip kendimizle yüzleşelim. Hata ve günahlarımızdan vazgeçip tevbe edelim.
Rabbimize, kendimize, ailemize ve tüm mahlûkata karşı sorumluluklarımızı
hatırlayalım. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Ey iman edenler! Allah’a gönülden saygı besleyip O’na
karşı gelmekten sakının ve herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın.
Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının; çünkü Allah,
bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da
onlara kendilerini unutturduğu, dolayısıyla fayda ve zararını bilmeyen kimseler
gibi olmayın. Onlar, büsbütün yoldan çıkmışların tâ kendileridir.” (Haşr 18-19)
Kesinlikle bu gafletle bir yere varamayız. Dolayısıyla
kendimize gelip kısacık ömrümüzden kalan günleri Allahü Teâlânın rıza-i bârisi istikametinde
geçirmeye azm û cezm edelim. Dünyevî heves ve arzuların peşinden koşmaktan ve âhiretimizi
cehenneme çevirmekten vazgeçelim. Aldığımız her kararın, söylediğimiz her
sözün, işlediğimiz her davranışın Allahü Teâlâ tarafından görüldüğünü,
duyulduğunu, bilindiğini ve bütün bunlardan hesaba çekileceğimizi hiçbir zaman aklımızdan
çıkarmayalım.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Allah, sadece samimi
bir şekilde ve kendi rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder.” (Nesai)O halde, samimiyetle Rabbimize yönelelim. Amel defterlerimizi hata ve
günahlarla değil, ibadet ve hasenatla doldurmak için büyük gayret sarfedelim. İmtihan
için bulunduğumuz bu üç günlük dünyada boş ve faydasız işler peşinde kıymetli ömrümüzü
tüketmeyelim.
Sık sık nefis muhâsebesi yapalım, neler yaptığımıza
bir bakalım, kendimizi kontrol edelim. Nefis muhâsebesi yapmak, diğer
yaratılanlardan farklı olarak, insana verilmiş olan akıl ve iradenin önemli bir
gereğidir ve icabıdır. İnsanın kendini muhâsebe etmesi ve dolayısıyla Allahü Teâlâya
kulluk görevini hakkıyla yerine getirebilmesi; dünya ve âhiret saadetine kavuşabilmesi
için zaruridir. Zira insanoğlu yaratılış itibarıyla nefsin arzularına düşkündür
ve nefis, insanın yaptığı kötülüklerin ilk kaynağıdır.
Nefis muhâsebesi, insanın
kendisini yaratılış amacı ve sorumlulukları açısından hesaba çekmesi, iş
ve davranışlarının kontrolünü yapması ve durumunu değerlendirmesidir. İnsanın
kendisini hasaba çekmesi, sosyal barış için de elzemdir. Çünkü kendisini
kontrol eden ve özeleştiri yapan kişi, kendi içinde ve toplumda uyumlu,
başkalarının haklarına saygılı olur ve böyle insanlardan oluşan
bir toplum da gerçekten sağlıklı
bir toplum olur.
Nefis muhâsebesinin bel kemiği ve odak noktası; maalesef
daha önce şeytana uyup işlediğimiz günahlardır. İnsanın günah işlemesinin temel
sebepleri; âhiret hayatının unutulması, gaflet, nefsin heva ve heveslerine
uyulması, zamanın boşa harcanması, Allahü Teâlânın âyetlerinden yüz çevirilmesi
gibi şeylerdir. Bütün iş ve davranışlarımızın Allahü Teâlâ tarafından görüldüğü,
melekler tarafından kaydedildiği ve hayatta yaptığımız her şeyin en ince
noktasına varıncaya kadar bir gün sorgulanacağı bilinmelidir. Âyet-i kerimelerde
buyuruldu ki:
“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer
işlemişse onu (karşılığını) görür.” (Zilzal 7-8)
“İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde
yüz çevirdiler.” (Enbiya 1)
“(Ey
insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır
gizli kalmaz. Kitabı sağ tarafından verilen: ‘Alın, kitabımı okuyun, der.
Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.’ Artık o, hoşnut
kalacağı bir hayat içindedir. Meyveleri kolayca devşirilebilir yüce bir
cennettedir.” (Hâkka 18-23)
“Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik. Kıyamet
gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap (amel defteri) çıkaracağız. Oku şimdi kitabını!
Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter!” (İsra 13-14)
(Devamı haftaya…)