Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2399.97
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Ekim 2023

​Nefis muhasebesi- 3

İnsanoğlu, bu fâni dünyada devamlı olarak kendisini kötülüğe ve günaha iten nefsinin bitmek bilmeyen istek, arzu ve ihtiraslarının menfi etkisindedir. İnsanoğlu, fıtratında bulunan bu köklü arzular ve bu derin ihtiraslar sebebiyle, bazı şeyleri kazanmak ve bazı konularda başarılı olmak için gecesini gündüzüne katarak durmadan çalışıp çabalar. Ancak insan, vahyin aydınlatıcı rehberliğinden uzak olarak nefsinin bu ardı arkası kesilmeyen istek, arzu ve ihtiraslarının peşinden körü körüne giderse, sonu felaket olabilir.

Bu büyük felaketten kurtulabilmek için çok çok gayret sarfetmek gerekir. İşte biz bu sa’yü gayrete; kişinin kendisiyle yüzleşmesi ve kendini kontrol etmesi anlamında nefis muhasebesi diyoruz.

Nefis muhasebesi işi, insanın nefsinin kötü arzu ve ihtiraslarının olumsuz tesirinden kurtulup Rabbine gerçek mânâda kul olması hedefine yöneliktir. Nefis muhasebesi yapan kişi, yaşayış tarzını Allahü Teâlânın istediği şekilde düzenleme gayreti içine gireceği için bütün söz, fiil ve davranışları yaratılış gayesine uygunluk sağlamaya başlar.

Peki yaratılış gayemiz nedir? Bu mühim sorunun doğru cevabını kimden öğrenebiliriz? Elbette diğer bütün konularda olduğu gibi bu mevzuda da hüküm Allahü Teâlânındır. Çünkü bütün kâinatı ve küçük kâinat sayılan insanı yaratan yani yoktan var eden O’dur. Yüce Yaradan’ımıza kulak verelim: O celle celalüh Kuran-ı keriminde mealen şöyle buyuruyor: “Ben, cinleri ve insanları, ancak Bana ibadet etsinler, diye yarattım!..” (Zâriyat 56)

Evet insanın yaratılış gayesi; Allahü Teâlâyı tanımak, O’na ibadet etmek ve O’nun istediği tarzda yaşamaktır. Bu önemli hakikati anlatan başka âyet-i kerimeler de vardır. Onlardan birkaçı mealen şöyledir:

“Hüküm yalnız Allah’ındır. O size, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir.” (Yusuf 40)

“Ey insanlar! Hem sizi hem de sizden önceki insanları yaratan Rabbinize ibadet edin!” (Bakara 21)

“O’ndan başka ilah yoktur. Herşeyi yaratan O’dur. O halde yalnız O’na ibadet edin!” (En’am 102)

“Allah’a ibâdet edin ve hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayın!” (Nisa 36)

Ayrıca her gün kıldığımız namazlarda defalarca; “ancak Sana ibâdet eder ve ancak Senden yardım dileriz,” mealindeki âyet-i kerimeyi okuyoruz. (Fâtiha 5) Yine bir hadîs-i kudsîde: “Ben, gizli bir hazine idim. Tanınmak için muhlükatı yarattım,” buyuruluyor. (Keşf’ul-hafa)

Yüce Rabbimiz Allah celle celalüh, insanın asla başıboş olmadığını, onun mesuliyet ve vazifelerinin olduğunu bildirmektedir: “Sizi boş yere yarattığımızı ve sizin artık huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?”? (Müminun 115) ve “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyame 36)

Dolayısıyla insan, yapıp ettiklerinden sorumludur. Hatta bu âlemde, sorumluluk bilincine sahip tek yaratık insandır: “Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zâlim, çok bilgisizdir.” (Ahzâb 72)

Bu durumda, asıl vazifemiz, yüce Yaradanımız Allahü Teâlâya ibâdet ve kulluk etmektir. Diğer işler, ibâdetten sonra gelir. Dünya işleri; ibadetlerimizi rahat bir şekilde yerine getirmeye yardımcı olmakla, en azından ibadetlerimizi engellememekle bir mânâ ifade edebilir. İbadetler, bütün işler yapıldıktan sonraya bırakılmaz, bilakis evvela ibadetler yapılır. Çünkü yukarıdaki âyet-i kerimelere göre Allahü Teâlâ, bizi bu iş için yani ibadet etmek için yaratmıştır ve asıl görevimiz de budur.

Unutmayalım biz, belli bir gaye ile yaratılmışız ve bu gayeye ne kadar uygun yaşadığımızı göstermek için bu dünyaya imtihan için gönderilmişiz. Bu önemli imtihanda başarılı olabilmek için, “en güzel davranışı sergilemek” kriterine uygun yaşamamız lazımdır. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O güçlüdür, çok bağışlayıcıdır.” (Mülk 2)

Bu âyet-i kerimede; insanların dünyada güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak; kimlerin daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayat ve ölümün yaratıldığı bildirmektedir…

(Devamı haftaya…)