Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2400.26
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Ekim 2023

Nefis muhasebesi- 4

Bu dünyada insanoğluna akıl ile beraber verilen nefis, hesaba çekilmekten asla hazzetmez ve hiç hoşlanmaz. Çünkü onun fıtratında kendini beğenme, kendini üstün görme ve daima istek, arzu ve ihtiraslarını haklı ve güzel görme duygusu vardır. Bundan dolayı o, en ufak bir eleştiri karşısında hemen savunmaya geçer ve kendini haklı çıkarmak için sebepler uydurur.

Yine bunun içindir ki birçok insana; yanlış yolda olduğu ve hatalı iş yaptığı hatırlatıldığı zaman, hiç düşünmeden hemen kendini haklı çıkarmak için gerçek ve realite ile hiçbir şekilde bağdaşmayan açıklama ve yorumlara başvurur.

Bu, insanın kendi istek ve arzularını güzel görme hali, başkaları ile tartışırken olduğu gibi yalnızlık hâlinde ve iç dünyasında da olur. Nitekim kişi nefsiyle baş başa kaldığında, yaptıklarını haksız ve mantıksız görmeye başlayınca, hemen bu sıkıntıdan kurtulmak için bahaneler üretmeye ve kendini temize çıkarmaya başlar.

Allahü Teâlâ’nın emri olduğu halde Şeytan, Âdem aleyhisselam önünde secde etmedi. Çünkü kendisini O’ndan üstün gördü. Dolayısıyla; “niçin bütün melekler secde ettiği halde, kendisinin bundan imtina ettiği” sorulduğunda hemen kendini savunmaya başladı. İblis’in bu hali, nefsi her şeyden üstün görme sakat anlayışının pratiğe yansımasıdır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Hani Rabbin meleklere demişti ki: ‘Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Ona tam şeklini verip ruhumdan da üflediğim vakit hemen onun için secdeye kapanın.’ Bunun üzerine meleklerin hepsi secde ettiler. Yalnız İblîs hariç; o, kibir duygusuna kapılıp kâfirlerden oldu. Allah; ‘Ey İblîs’ dedi, ‘Kendi ellerimle yarattığım şu varlığın önünde secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü taslıyorsun yoksa ululardan mısın?’ İblîs, ‘ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın,’ diye cevap verdi. Allah, ‘O halde çık oradan,’ dedi: “Sen artık kovuldun! Kıyamet gününe kadar rahmetimden uzak kalacaksın!” (Sad 71-78)

Başka bir örnek de şöyledir. Musa aleyhisselamın akrabası olan Karun’a, “Allah’ın sana lütfettiği zenginlik karşılığında, insanlara iyilikte bulun,” denildiği vakit; hemen savunmaya geçti. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Karûn Mûsâ’nın kavmindendi. O, gücüne dayanarak onlara haksızlık etmekteydi. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki sadece anahtarlarını güçlü kuvvetli bir ekip bile zor taşırdı. Halkı ona şöyle demişti: ‘Sakın şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez. Allah’ın sana verdiğinden âhiret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma! Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.” (Kasas 76-77)

Karun da tıpkı İblis gibi bu haksız ve batıl düşüncesinden dolayı helak olup gitti. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:

“Sonunda biz onu (Karun’u) ve evini barkını yerin dibine geçirdik. Artık Allah’a karşı ona yardım edecek adamları olmadığı gibi, kendi kendini kurtarabilecek durumda da değildi.” (Kasas 81)

Bu âyet-i kerimeler ışığında düşündüğümüz zaman; kişinin ilim sahibi bile olsa, kendisini nefsinin kötü yönlendirmesinden koruyamayabileceği, tam tersine ilmi sebebiyle arzularına yenilebileceği anlaşılmaktadır.

Hikmet ehli diyor ki: “Hubbeke’ş-şey’e yu’mi ve yusimm!” Yani; bir şeyi çok sevmen seni kör ve sağır edebilir. Zira bu anlayışa sahip kişilerin önünde hevâ ve hevesleri, gerçekleri görmeyi engelleyen yüksek ve kalın bir duvar gibidir. Bunun için filozoflar ve dünyaya düşkün birçok âlim denilen kişi, bu şekilde helak olmuştur. Gerçek âlimler ise, tamamen farklıdırlar. Seyyid Abdülkadir-i Geylanî hazretleri buyurdu ki: “İsyanınız nefsinize, itaatiniz Rabbinize olsun.”

Evet âlim olsun olmasın hakiki ve nasipli mümin; asla istek, arzu ve duygularının esiri ve uydusu olmaz. O, bu fâni dünyada imtihan için bulunduğunun bilinci ile daima mütevazı ve alçak gönüllü davranır, kendisini hiç kimseden asla üstün görmez. Dolayısıyla o, hep aklını çalıştırır ve dinin emri ışığında hareket eder…

(Devamı haftaya…)