Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Haziran 2022

Net ihracatın büyümeye katkısı 3,5 puan

TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,3 oranında büyüdü. Yıl sonu büyüme tahminleri ise yüzde 3-3,5 aralığında. Küresel salgından önce ülkemizin potansiyel büyüme hızı yüzde 5,5 düzeyindeydi. Potansiyel büyüme, bir ülkenin kendi kaynaklarıyla erişebildiği en yüksek büyüme oranı olarak nitelendiriliyor.

Son iki yıldır ise pandemi nedeniyle ülke ekonomileri küçüldü. O dönem büyüyebilen iki ülkeden biri Çin diğeri de Türkiye idi. Ancak ülkemiz kapalı bir ekonomi olmadığı için özellikle ihracat yaptığımız ülkelerin ekonomik görünümleri bizi de etkiliyordu. Buna rağmen üretim sektörünün kısıtlamalardan muaf tutulması ve verilen destek-teşvikler sayesinde Türkiye, pek çok ülkeye göre pozitif yönde ayrıştı.

Yıl sonu tahminleri potansiyel büyüme oranının altında açıklanıyor. Ancak küresel çapta resesyon riskinin artacağı önümüzdeki dönem yüzde 3,5 büyüme bile büyük başarı sayılır.

Büyüme verisinde iki önemli unsur öne çıkıyor. Birincisi büyümenin sürdürülebilir olması. Elbette potansiyel büyüme oranının çok üzerinde artan gayri safi milli hasılamızın aynı ivmeyle devam etmesi çok zor. Nitekim bir önceki çeyreğe göre değişim oranlarına bakıldığında; mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 arttı. 2021 yılı son çeyreğinde bu artış yüzde 1,5, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 2,8 idi. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere çeyrekten çeyreğe bir yavaşlama olduğu görülüyor. Ancak bu yavaşlamayı normalleşme olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Büyümenin kompozisyonuna bakıldığında; yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 19,5, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 0,9, gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 1,1, mal ve hizmet ihracatı yüzde 16,8, ithalatı ise yüzde 2,3 arttı.

Net ihracatın büyümeye katkısı 3,5 puan, hanehalklarının tüketiminin katkısı ise 11,6 puan oldu. Kamu tüketimi ve yatırımların katkısı sınırlı kalırken, stok değişimi ise büyümeyi 8,2 puan aşağı çekti.

Özel tüketimdeki artış, yılbaşında yapılan ücret zamlarıyla artan tüketim harcamaları ve enflasyondaki yüksek seyirden kaynaklandı. Buna ilaveten bozulan enflasyon beklentileri neticesinde öne çekilen talep de harcamaları arttıran diğer bir etken oldu. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde harcamalarda bir yavaşlama olacağı tahmin ediliyor. Makine teçhizat yatırımlarının yüzde 10,5 artması da yatırım iştahının devam ettiğini gösteriyor.

İkinci önemli husus da toplumun geniş kesimlerinin bu büyümeden pay alabilmesi. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 35,5 iken bu oran 2022 yılında yüzde 31,5 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 45,6 iken yüzde 47,6 oldu. Geçmiş verilere bakıldığında, işgücü ödemelerinin GSYH’den aldığı pay, 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 39,3 iken bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 31,5’e gerilemiş. Gelir dağılımı adaleti için bu oranın mutlaka artması gerekiyor.