Dolar (USD)
32.44
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2433.57
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Nisan 2024

​Netanyahulaşmak

Soykırım yapmak…

Kendinden başkasını yok saymak…

31 yıl önce bugün:

17 Nisan 1993…

8’inci Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL vefat etti…

Zehirlendiğiyle ilgili iddialar nedeniyle mezarı açıldı, zehir tespit edildi fakat ölümün zehirden olup olmadığı netleştirilemedi.

FETÖ, kabir açılmadan zehirin adını bile açıklamıştı, halbuki…

İflah olmaz millî irade hazımsızları, aylar öncesinden Özal’ın öleceğini açıklamışlardı(?)

“Alışamadılar”; “Çankaya şişmanı” diye yaftaladılar. Davetlerine icabet etmediler. Kahır ekseriyetle seçimleri kazanıp tek başına hükümet kurmasına rağmen Makam’a layık görmediler.

1990’da Körfez krizinde Musul ve Kerkük’e asker göndermek istediğinde Genel Kurmay Başkanı istifa etmişti. Başkomutan’ın Görev Emri’ne uymayan askeri bürokrasi vardı.

Demirperde ülkelerden farksız bir Türkiye vardı.

6 Kasım 1983’te yapılan milletvekili genel seçimlerinde yüzde 45 oy oranıyla 211 millet vekili ile TBMM’de temsil hakkı elde etti. Tek başına hükümeti kurdu.

Ülkeyi dünyaya açtı.

Orta sınıf oluştu…

Amma…

Tenekelerin “otomobil” diye satıldığı, karaborsanın ekonomiyi esir aldığı tekelci, faşist zihniyet fena halde kızgındı, üstelik bu Başbakan namaz kılıyordu. Resmi tarihi sorguluyordu.

“Benim Sevgili Vatandaşlarım” hitabıyla halkıyla gönül köprüleri kuruyordu.

Başörtüsü yasağını kaldırmak için çok mücadele etti ancak “ecinniler” Netanyahulaşmışlıklarıyla millete tam manasıyla siyasi, ekonomik ve sosyal soykırım uyguluyorlardı.

Başörtüsü ve düşünce yasaklarının kaldırılması için Anayasa’nın maddeleri değiştirilse de AYM, değişikliğin başörtüsü yasağının kaldırılamayacağı yorumuyla kıskacın devamından yana tavır alıyordu.

Düşünceyi zapt u rap altına alan 141,142 ve 163’üncü maddelerin kaldırılması da mümkün olmadı.

Türkiye’nin heba edilmiş yılları, Netanyahuların takozluğu…

Haziran 1988’de Genel Kongre’de suikast düzenlediler.

Fail yakalandı.

Ne ilginçtir ki bugün 15 Temmuz’a “tiyatro” diyen zevat o gün de bu suikasta “tiyatro” demişti.

Çok satan bir gazetenin olduğu iddia edildi, sadece iddiada kaldı.

17 Nisan 1993’ten sonra ülke, cinnetin kıyısına getirildi.

Koalisyonlu yıllar…

Terör…

28 Şubat…

“Yüzde 95’le de seçim kazansanız size iktidarı vermezler.” diyen bu cesareti nereden alıyordu?

Soykırım değil mi?

Gazze ya da Türkiye’deki Duygular…

Netanyahulaşmak…

*

İri sanatçılardan, toplumsal duyarlığı tavan yapmış, demokrasi ve insan haklarının yılmaz bekçisi ve cumhurbaşkanına idam sehpasını ima Metin AKPINAR…

AKPINAR’ın evlilik dışı ilişkisinden doğan ve mahkeme kararıyla kesinleşen kızı Duygu Nebioğlu, feryat ediyor, ne kadın derneklerinden ne de barolardan duyan var. Bir çürümüşlük, arsız bir vurdumduymazlık süregidiyor. Sürdürülebilirlik bu olsa gerek.

Duygu Hanım diyor ki:

“Babam kendinin filozof olduğunu söylüyordu. 2 kamyon kitap okudum diyordu. Bize bu yaşattıkları nerede yazıyor? Dilekçede yazdıklarını okuyunca Akpınar'ın vicdansız ve merhametsiz bir insan olduğunu daha iyi anladım. Yaşadıklarımı öğrendikten sonra zaten vicdanı olsaydı bizi el üstünde tutardı. Toplumun Metin Akpınar'ı tanıdığı, kendisi gösterdiği şekilde bir Metin Akpınar tanımadım. Beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Bana görüşmelerimizde de çok üzücü ifadeler kullandı. Mesela, Yunan adalarını tekneyle tatile çıktığı dönemde annemle birlikteymiş. Bundan dolayı da bana 'Yunanistan'a tohumlarımı serpmeye gidiyordum, ananı gördüm ona da serptim' dedi. Bunu duyunca hem çok üzüldüm hem de çok kırıldım. Bu sözünü senelerce kaldıramadım. Bir kadın için bu söylenmez. İşte benim tanıdığım Metin Akpınar böyle bir adam.”

İbretlik…

“2 kamyon kitap okudum diyordu. Bize bu yaşattıkları nerede yazıyor?”

“Okumaktan murat ne

Kişi Hak'kı bilmektir

Çün okudun bilmezsin

Ha bir kuru emektir.”

İnsanın kıymeti nedir “çağdaş yaşamda”?

Soy bağını yok etmek: Netanyahulaşmak…

Duyguları duyan var mı?

*

Turgut Özal’ı rahmetle anıyoruz.