Dolar (USD)
32.35
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2405.31
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Haziran 2019

Nusaybin’in asırlık projesi…

İmkân ve kabiliyetlerinizi değerlendirmezseniz, siz onlardan mahrumsunuz demektir. Batıda birçok küçük ilçe hatta beldede yüksekokulları hatta fakülteler mevcuttur, bu küçük ilçe ya da beldelerde sanayi tesisleri, fabrikalar ve lüks otel zincirleri mevcuttur. Bu vesileyle işsizlik neredeyse sıfıra yakındır bu yerlerde. Doğudan milyonlarca göçün sebebi bu imkânların olmayışı mıdır, yoksa imkanlarımızdan habersiz oluşumumuz mudur ya da bu imkanları bilip de harekete geçemememiz midir..!

İnsanın imkân ve tasarrufuna sunulan doğa, beraberinde muazzam fırsat ve zenginlikler barındırmaktadır. Önemli olan bunu bilmek, ardından bunu fark edip harekete geçmektir.

Nusaybin… Tarihi İpekyolu üzerinde, ulaşımın kavşak noktası, gün yüzüne çıkmayan tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu, yüz binin üzerinde nüfusu olan, otuz binin üzerinde öğrencisi, Suriye sınırına sıfır, Irak sınırına çok yakın, gelişmekte olan çok özel bir yer. Maalesef işsizlik vd. sorunlarla kendi imkân ve kabiliyetini harekete geçiremeyen bir şehirdir Nusaybin. Nusaybin, tarihi ve kültürel zenginlikleri ortaya çıkarılıp turizm pastasına katılabilirse, iddiayla söylüyorum Nusaybin Ülkemizin en gözde yerlerinden birine dönüşecektir. Ancak Nusaybin’in gelişimi için, aslında dikkat çekmek istediğim husus şudur: Yıllardır bir tek fabrika açılmadığı için dert yanılır ve bu dert gönüllerde kalır ama fiiliyata dökülmez ve doğal olarak işsizlik hep yüksek olur. Bizim aslında fabrikadan daha büyük, daha iyi ve daha köklü çözüm imkânlarımız vardır. Yalnız yukarda da belirttiğimiz gibi imkânları kullanmazsanız o imkân nimet olmaktan çıkıp, sırtınızda yüke dönüşmüş olur.

Nusaybin’den başlayıp Midyat’a kadar 30 km. boyunca uzanan bir cennet mevcuttur. Ortadoğu’nun kavurucu sıcaklarında neredeyse 50 derecenin üzerindeki hava sıcaklıklarında insanların akın ettiği ama profesyonelce işletilemeyen âdete derme çatma imkânlarla kıt hizmetler sunulan bir zenginlik kaynağını ilkel yöntemlerle heba ediyoruz. Bakınız, hayal ettiğimiz, düşündüğümüz proje gerçekleştiğinde hakikaten 100 yıllık bir projeyi evvela Nusaybin’e daha sonra Midyat, Mardin ve Güneydoğu’ya kazandıracağımız bu alan önce Türkiye’de dikkat çekecek, akabinde uluslararası bir turizm ve tatil alanına dönüşecektir…

Nusaybin… Çağ Çağ Deresi… Beyza Su… Eğer hayal ettiğimiz konuma getirebilirsek, yukarda saydığımız imkânların tamamı gerçekleşecektir. Beyza Su Vadisi akla ziyan bir zenginliği barındırmaktadır. Profesyonel ellerden geçirilerek, yatırımcılar tarafından turizm tesisleri bina edilir, bu tesis ve otellerde misafirlere-müşterilere-turistlere geniş imkânlar sunulacak olunursa Beyaz Su Vadisi bir cennete dönüşecektir. Dinlenme, tatil, balayı ve diğer maksatlarla turizme açılacak olunursa işsizlik sıfıra iner, bölgemizin katma değeri kat be kat artar… Kurumların konferenas, eğitim ve seminerlerini verdiği imkânlarla donatırsak, nasıl bir merkeze dönüşeceği bizim hayalimizi bile aşabilir. Yaz mevsiminin 50 dereceyi aşan kavurucu sıcaklıklarından kaçan insanlar için eşsiz bir uğrak noktasıdır Beyaz Su Vadisi, bölgenin ortasında yer alan ve Ortadoğu ülkelerinden milyonlarca ziyaretçi ve turistin akın ettiği ülkemizde Nusaybin Çağ Çağ Dinlenme Merkezi olarak herkesin kaçıp, dinlenme alanı olarak göreceği bir yer olacaktır.

Arazilerin çok büyük bir kısmı Nusaybinlilere ait olduğu, herkes kendi arazisini değerlendirme imkân ve kapasitesine sahiptir. Yapılacak tek şey ne yaptığını bilen, profesyonel ekiplerin çizdiği projelerle 30 km.lik bir Cennet havzasında herkesin ya da en azından birilerinin bu projeyi kendi arazisinden pilot proje olarak görüp değerlendirmesi. Golf sahaları, tenis kortları, basket sahaları, yürüyüş ve koşu alanları, doğal alanlarda ve taştan yapılmış mini amfiler ve birçok spor, sanat ve dinlenme kompleksinin olduğu otellerin sunacağı diğer imkânlarla haftalık, hatta aylık rezervasyonların yapılabileceği bir alandır bu bölge…

Beş milyona yakın turistin sadece Mardin’i ziyaret ettiği göz önünde bulundurulursa, Doğu ve Güneydoğu’ya yapılan tur ziyaretlerinin en zirvesini gördüğümüz şu dönemde, bizler Nusaybinliler olarak yukarda saydığımız hizmet ve kalite standardının yüksek olduğu otel ve komplekslerle işsizliği minimize etmekle kalmaz, kentimizi ve bölgemizi bambaşka bir düzeye getirebiliriz. Bu mümkündür, yeter ki inanalım. Yeter ki el ele verip, güç birliği ederek yaşadığımız yeri inşa ve ihya etme dirayetini gösterebilelim.

Biz Nusaybinliler olarak evvela bu büyük ve eşsiz projeyi fark edip, konuşup, anlatıp, idrak edip, daha nasıl geliştirilir diye tartışırsak, paylaşırsak, sadece 3-5 yıl sonra muazzam bir hayale imza atmış oluruz. Bu konuya sahip çıkmamız gerek. Bu konuyu değerlendirmemiz gerek. Yaşadığımız yere, aynı havayı beraber soluduğumuz insanımıza borcumuzu ödeyerek, evlatlarımıza, torunlarımıza kendi memleketimizde aydınlık bir gelecek bırakabiliriz. Söylenenler eksik olabilir, noksan kalabilir tam da söylemek istediğim budur. Biz hep beraber el ele vererek üstüne bir şeyler koyabilir ve bu hayali gerçekleştirenler olabiliriz.

(((Bu projeden sonra, Marin yerleşkesi eğer kapsamlı bir proje olarak değerlendirilip sit alanına dönüştürülürse, diğer kültürel ve tarihi zenginliklerimiz gün yüzüne çıkartılıp tarih ve inanç turizmine katılabilinirse, kentin içinden akıp Suriye’ye ulaşan Çağ Çağ deresi işin ehli ellerden geçirilerek adeta bir Venedik’e dönüştürülebilinir.))) ((( Nusaybin, dünyada bilinip tanınan bir yere dönüşebilsin diye plan proje ve çalışmalarımın mentel hazırlıkları mevcuttur; ama öncelik 30 km.lik Zenginliğimizi değerlendirip nimet olarak görmemiz.)))