Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2405.66
BIST 100
10170.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Aralık 2023

​O bir an kendinizi tutun

Hepimizin hayatında olmasını istemediğimiz, asla yaşamak istemediğimiz olaylar olmuştur. Kimi zaman yanlış bir tercih, kimi zaman ani bir refleks, bazen sinirimize hâkim olmamak/olamamak gibi durumlardan dolayı pişmanlıklar yaşamayanımız yoktur.

Ömür dediğimiz sayılı yıllardır. Ve bu yılların bir bölümü ömrünüzün omurgasını oluşturuyor zira belli bir yaştan sonra geçen yılların acı ya da tatlı meyveleri ile meşgul olarak ömrümüzün kalan kısmını tüketiriz. Allah muhafaza kimi dönemlerde öyle hatalara imza atarız ki ömrümüzün yaşanan kısmını da “keşke yaşamasaydık” diye anabiliriz. Bazen de ömrümüzün baharında yapacağımız bir yanlışla ömrümüzün geri kalan kısmını yaşanamaz kılabiliriz.

Evet, hatalarımız, yanlış kararlarımız, lafın altında kalmayayım duygusuyla ani ve sonu hesaplanmayan reflekslerimiz bizi doğduğumuza pişman edebileceği gibi bu yanlışlarımızla hayatını bizimle paylaşanlara; ailemize, eşimize, çocuklarımıza, yakınlarımıza bin kere “ah!” çektirebiliriz.

Ne gibi mi?

Gelin yaşanan bir hadiseyi dinleyelim ki meramımızı anlatabilelim.

Bir gün trafikte selektör yapma kavgası yüzünden girdiği cezaevinden, 13 yıl sonra çıkan bir vatandaşımızın yaşadıklarını dinleyelim:

2008 yılında trafikte seyrederken arkamdan gelen aracın iki de bir selektör yapması beni çok rahatsız etmişti. Sinirlendim, derhal aracımı yolun ortasında durdurdum, arkamdan gelen aracın sürücüsü de aracından indi, elinde sopa vardı. Onunla tartışmaya başladık. Önce küfürleştik, sonra aracımdan aldığım keseri adama salladım. Kendimi kaybetmişim ve elimdeki keserle kavga ettiğim sürücünün kafasına vurmuşum. Sürücü orada yere yığılmış. Vurduğum sürücü kaldırıldığı hastanede 8 saat komada kaldıktan sonra vefat etmiş.

Kendime geldim, dünyalar kadar pişman olmuşum ama olan olmuş. Karakol, yargılama ve hapis yılları başladı.

O an o değmez münakaşaya girmeseydim, yoluma devam etseydim ve bir müddet sonra biri bana 'Sen bundan şu kadar süre önce trafikte böyle bir tartışma yaşamışsın.' deseydi asla olayı hatırlamazdım bile. Ama gel gör ki akılda yer bile tutmayacak bir mesele için 13 yılımı dört duvar arasında geçirdim ve ömrüm gitti…

O gün o olaydan sadece birkaç dakika önce okula bıraktığım oğlum şimdi üniversiteye gidiyor. Ben ise onun en güzel zamanlarında, en çok yanında olmam gereken zamanlarda, bir anlık öfke sebebiyle yanında olamadım. Onu ve ailemi yıllarca yalnız bıraktım. Ömrümü kapalı duvarlar arasında heba ettim. Bu olaydan dolayı ailemde başlayan geçim sıkıntısı eşim ve çocuğuma da dünyayı zehir etti. Herkesi bir anlık tahammülsüzlüğüm yüzünden sefalete mahkûm ettim. Hala ekonomik sorunlarla boğuşuyoruz. Her gün arıyorum iş de bulamıyorum.

Karşı tarafa da evlatlarından mahrum kalmanın dayanılmaz acısını yaşatmışım. Gencecik bir canı birkaç saniye tutamadığım öfkem yüzünden toprağın altına gömdüm. 13 yıl boyunca hapishanede bu ızdırapla yaşadım. Bir yandan perişan olan ailem, bir yandan da evlatlarını öldürdüğüm ailenin acısı… dayanılır gibi değildi.

Özetin özeti olacak şekilde anlattığım hadise bir anlık sinir, bir anlık tahammülsüzlük, bir anlık öfkeden kaynaklı bir olay ama hayatları karartan bir olay.

İnan bu olayın yaşanmaması için benden ömrümün yarısını isteselerdi verirdim ama oldu, bir anlık tahammülsüzlüğüm yüzünden oldu.

Siz, bu yazıyı okuyacak olan kardeşlerim,

Lütfen ama lütfen başkalarının hayatına mal olacak, özgürlüğünüzü elinizden alacak şeylerden uzak durun. Bir kötülük görmüş iseniz, hukuki yolları tercih edin. Hem başkalarına zarar vermezsiniz hem de üç günlük ömrünüzü de parmaklıkların arkasında geçirmezsiniz.

Hata yapan yapsın; sizin dövmenizle ne hatalar düzelir ne de trafik düzene girer.

Trafikte kimseyle kavga etmeyin. Mesele dayak atmak, ya da kavgadan korkmak meselesi değil; haklı ve güçlü de olsanız sonu hüsran olabiliyor.

Evinizden içeri girdiğinizde çocuğunuzu, annenizi, babanızı, eşinizi özgürce görebilme keyfîni hala yaşıyor olmanın güzelliği trafikte haklı olmaktan çok daha keyiflidir.

Öfkenin kurbanı olmak yerine, Sabrın Cennetine girmek daha hayırlıdır.

Huzur dolu ömürleriniz olsun.