Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Aralık 2021

​Ödül cezadan üstündür

Eğitim, en basit ve klasik tabirle bireyde istendik yönde davranış değişikliği oluşturma eylemidir. Eğitim uzun soluklu bir süreçtir ve olumlu yönde davranış değişikliklerinin kalıcı olmasını esas alır. Eğitimin amacı kısa mesafeli koşulardan ziyade maraton koşusudur. Bu açıdan eğitime baktığımız zaman günü kurtarmak yerine ömrü kuşatmayı hedefler. Eğitimci de bu tabirle olaya baktığımız zaman bireye veya öğrenciye ulaşabilmek için hedeflerini uzun soluklu olarak belirlemelidir.

Klasik yöntemle eğitim olgusunun amacına ulaşabilmesi için de genellikle ödül veya ceza yöntemleri kullanılmaktadır. Bireyde veya öğrencide olumlu yönde bir davranış değişikliği oluşturabilmek için genel öğretim yöntemlerini kullandıktan sonra ilgili davranışın pekişmesi için olayın sonunda ödül veya ceza yöntemine başvururuz. Burada amaç ise ortaya koyduğumuz çalışmanın nihayetinde başarıya ulaşıp ulaşmadığını ölçümleyebilmektir. Bir dersin öğrenilip öğrenilmediğini anlayabilmek için sınav yapmak bunun en basit örneğidir. Buna dönüt de diyebiliriz.

Dönütlerin alınabilmesi ve gösterdiğimiz çabanın başarıya ulaşıp ulaşmadığını anlayabilmek adına konunun muhatabına yüklediğimiz sorumluluk ve imtihan bir bakıma kendimizi de değerlendirmek adına bize yol gösteriyor. Böylelikle kullandığımız eğitim materyallerinin ve yöntemlerinin kullanılabilir ve güvenilirliğini de gözlemlemiş oluyoruz. Bir bakıma bireyi imtihan ederken kendimizi de test etmiş oluyoruz. Bu noktada ödül ve ceza ölçeklendirmesi ile kendimizi de ölçümleyebiliyorsak ortaya koyduğumuz eylem eğitim olgusu adına güzel işler yaptığımızın işareti olacaktır.

Peki, bir eğitimci olarak geri bildirim adına ortaya koyduğumuz eylemlerde en faydalı dönüt aracı olarak ödül mü daha etkili yoksa ceza mı? Diğer bir tabirle soralım, sevdirerek öğretmek mi daha kalıcı oluyor yoksa cezalandırarak öğretmek mi? Herkesin tek ayak üzerinde durduğu bir eğitim modelinde mi daha başarılı oluruz yoksa olumlu davranışların pekiştirilerek bütüncül bir katılımla ortaya konulan eğitim modelinde mi?

Soruları okuyunca bile hangi cevabın daha doğru olduğunu anlamak gayet mümkün. Aslında cevabı hepimiz biliyoruz ancak cevabı bile bile ısrarla diğer yolu tercih ediyoruz. Klasik savunmamız da belli: Biz böyle yetiştik!

Yazının başına tekrar dönüp eğitimin klasik tanımına baktığımızda bireyde istendik yönde davranış değişikliği oluşturma gayretini zorunlu ve ceza uygulayarak ortaya çıkarmaya çalışmak ne kadar istendik olacaktır? Bunu kendimize sormamız gerekiyor.

Bu durumu sadece eğitim için değil de hayatımızın geneline yaydığımız zaman durumun vahameti farklı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Öğrenciye öğreneceği konunun onun için ne kadar önemli ve faydalı olacağını ona anlatabilirsek eğitimi de o denli rahat ve kolay hale getirecekken, öğrenciye konuyu öğrenemezse dersten kalacağını ve hayatta hiçbir zaman başarılı olamayacağını ısrarla anlattığımız zaman o konuyu öğrenecekse de sadece sınavı geçmek için öğrenecektir. Sonrası ise onu pek de ilgilendirmeyecektir.

Eğitim uzun soluklu bir süreç ise bizim de bu konuda bireyde kalıcı ve istendik yönde davranış değişikliği sağlamamız gerekiyor. Bunun yolu da cezadan ziyade ödülden ve sevgiden geçiyor. Ceza caydırıcı olabilir ancak ödül kabullendiricidir. Kırmızı ışıkta geçen bir şoför ceza yedi diye bu yanlış davranışından vazgeçmez. Parası varsa o kırmızı ışıktan tekrar geçmek isteyecektir. Ancak kural ihlali yaptığı zaman bir cana mal olacağını ve bir canlıyı sevmenin paradan daha önemli olduğunu ona öğretebilirsek daha kalıcı bir davranış kazandırmış oluruz. Aksi takdirde ceza ile sadece günü kurtarmış oluruz. Bize dünyayı ve insanlığı kurtaracak kalıcı çözümler lazım. Bu da ödül ve sevgiden başka bir şey değildir. Bu yönüyle ödül her zaman cezadan üstündür.

Olaya dini açıdan baktığımız zaman da durum aynıdır. Hep cehennem ve ceza ile korkutulmuş birisinin Allah sevgisi de korku temelli olacaktır. Ancak cennetin güzellikleri ve Yüce Allah’ın nimetlerini anlatarak sevgi ve ödül temelli bir kabulleniş daha kalıcı olacaktır.

Vesselam.