Öfke
“Adalet, intikamımızdır. ”diyor, Bosna’nın mücahitleri.
Allah düşmanlarına karşı öfke de imandandır.
Öfke olmadan dava olamaz.
Ehli küfür, saldırmaya, katliama devam ediyor. İsrail’in Gazze’deki Anadolu Ajansına ait binayı bombalaması Ramazan’da katliama hazırlandığının habercisi.
İslam dünyası Ramazan’a yine gözü yaşlı giriyor.
Filistin, Afganistan, Irak ve Suriye’yi işgal ettiler.
Türkiye işgale direniyor…
Bursa’yı 8 Temmuz 1920′de Yunanlıların işgali üzerine Mehmet Akif Ersoy Bülbül şiirinde:
“Ne heybettir ki: Vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me’vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânümanlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüzbinlerce doğransın!” der.
Bugün de durum aynı.
“ Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi.”: denildiği Cahiliye dönemi bugün çağdaşlık adı altında sürdürülüyor.
Ebu Cehiller dünyayı yönetiyor. İstedikleri ülkelerde iç savaşalar çıkartıyorlar, darbeler yapıyorlar, istedikleri ülkeleri işgal ediyorlar.
Ülkelerin önce inanç ve zihin dünyalarını işgal ediyorlar.
İstanbul Küçükçekmece’deki ahlaksızlığın üzerinden saldırıya devam ediyorlar. 2013’te Gezi teröristleri de Kabataş İskelesi’nde başörtülü bir hanımın üzerine işemişler, kendisini ve çocuklarını darp etmişlerdi. FETÖ’nün elemanları kamera görüntülerini silmişler, silindiğinden emin olan malum şeflik artığı zihniyetinin genel müdürü de kamera görüntülerinin olmadığını söyleyerek tecavüzü perdelemeye çalışmıştı.
‘Çağdaş Yaşam’…
"4 yaşındaki çocuğun yeri annesinin yanıdır. Bakamıyorsan doğurmayacaksın. Ayrıca bize kötü gibi görünen durumlar belki de bizi daha kötüsünden korumak için öyledir. Yani ilahi adalet var. Yılanın başı küçükken ezilmelidir. O çocuğun ailesi AK Parti'nin yemlediklerinden ise ve bir gün ortalıkta gezinip bilinçsizce AK Parti'yi destekleyenlerden biri olacaksa bugün bunu yaşamış olması daha iyidir. Değmez bu insanların çocukları için bile olsa..." diyen çağdaş yaşamcı Mesude, Tek Parti zihniyetinin ete kemiğe bürünmüş halidir.
Tecavüzü ‘ilahi adalet’ olarak gören bu Siyonist beslemeler, yıllardır bu tecavüzlerini kılık-kıyafet yasakları üzerinden sürdürdüler. ‘Yılanın başı küçükken ezilmelidir’i Tek Parti ve darbeler döneminde acımasızca uyguladılar.
Şahsi menfaatlerini müstevlilerin(işgalcilerin) siyasî emelleriyle tevhit edenler( birleştirenler) Arzı Mevud masalını dillendiriyor, Ermeni yalanlarını savunuyorlar.
Cumhurbaşkanı, Aile Şurasında ailenin önemini vurguladı. Çünkü aile büyük bir tehdit altında.
28 Şubat darbe sürecinde 12 yaşından küçüklere - beyinleri yıkandığı gerekçesiyle - kuran öğretimini yasakladılar. Kur’an- ı Kerim dersinin laiklik ilkesini aşındırdığını ileri sürerek kaldırılmasını istiyorlar.
Öfke…
Bunlara karşı öfke insanlık görevidir.
Üstat Necip Fazıl, Gençliğe Hitabe’sinde bunlara karşı öfkeyi şöyle ifade ediyor.
“Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik...”
(…)O'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik...”
Üstat, bir başka eserinde öfke ile ilgili şu kıssayı anlatıyor:
“ Bir zat ki bütün hayatında tek emri ihmal etmemiş… Öldükten sonra azap ediliyor.
“ – Yarabbi! diyor; “ ben her emrini yaptım, niçin azaba müstahak oluyorum?”
Ve şu nida geliyor: “ Şunun için müstahak oluyorsun ki ömrün boyunca yalnız benim amelimi yaptın, fakat benim için bir kere öfkelenmedin!”
Kıssadan hisse: “ Bakın Allah için kızmak ne büyük bir şey…”
İçinde bulunduğumuz devrin Allah düşmanlarına karşı nefret, gayz ve hiddet 100 bin sene namazdan üstündür!... Namazı geri bırakmadan!” ( Hesaplaşma, b.d. yayınları,1985,s.86, İstanbul)
"Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler." (Mü’min 35)
Öfke, bileyidir.
