Dolar (USD)
32.16
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2471.43
BIST 100
10158.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Şubat 2023

​Okullara zorunlu afet dersi konulmalı

Uzmanlar bundan 13 milyon yıl önce bile bu topraklarda depremlerin olduğunu ve bundan sonra da olacağını söylüyor. Milyonlarca yıldır Afrika kıtası ve Arap levhası ülkemizin de üzerinde bulunduğu Avrasya’yı kuzeye doğru itmeye devam ediyor.

Tam da bu noktada ülke nüfusunun yüzde 66'sı ve topraklarımızın yüzde 70'e yakını deprem bölgesinde bulunmaktadır. Anlayacağınız bizler deprem gerçeği ile yaşayan bir milletiz.

Öyle ki yaşanan bir '”deprem” görüldüğü gibi neredeyse ülkemizin tamamını etkilemektedir.

Milletimizde deprem bilincinin oluşturulması ve depremlere karşı daima hazırlıklı olunması amacıyla her yıl 1-7 Mart tarihleri arasındaki haftayı, “Deprem Haftası” olarak ilan etmişiz.

Ne var ki bu hafta kapsamında okullar başta olmak üzere birçok kurum sadece tatbikat yapar. Ardından kurum amirleri bir konuşma yapar ve “görev tamamlandı” raporları bir üst makama iletilir. Hepsi bu kadar!

Fakat 2010 yılında MEB ile JICA arasında imzalanan protokol kapsamında “Okul Afet Yönetim Sistemi” adlı önemli bir proje yürürlüğe konulmuştu. Bu proje ne kadar yürütüldü hala devam ediyor mu etmiyor mu bilmiyorum.

Bildiğim bir şey varsa, depremle iç içe yaşayan bir ülkenin okullarında hala yeterli deprem bilinci geliştirilemiyor. Oysa bu bilinç daha ilkokul sıralarında verilmelidir.

Tek bildikleri, “çök, kapan, tutun” şeklinde yılda bir ya da iki defa yaptıkları bir tatbikat.

Bakınız, 1923 yılında Japonya’da Büyük Kanto Depremi diye bilinen 7,9 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu depremde yaklaşık 100 bin kişi ölmüştü.

Yılda yaklaşık 1500 depremin meydana geldiği Japonya işte bu büyük yıkımdan büyük dersler çıkardı.

Öyle ki deprem eğitimi daha çocuklar okula adım atar atmaz verilmeye başlanıyor. Çoğu kent ve kasabada, acil durum bilgilerini duyurmak için kurulmuş hoparlör sistemleri var.

Bazı kırsal bölgelerde ise, vatandaşlar yerel idareler tarafından dağıtılmış radyolardan tahliye talimatlarını dinleyebiliyor.

Çocuklar, okul yılları boyunca en yakın tahliye merkezlerinin neresi olduğu biliyor.

Japonya’da herkes deprem anında itfaiye ile birlikte koordineli olarak kurtarma çalışmalarına katılıyor. Bu da aldıkları eğitimin bir parçası.

“İlk 24 saat yapılacak müdahaleler çok önemli” diyor Yoshinori Moriwaki ve ekliyor; “Deprem, bu kadar önemli noktaların ne kadar yanlış bir şekilde yapıldığını da gösterdi. Yollar uyarılar dikkate alınarak düzgün bir şekilde yapılmalıydı.”

Bir de şöyle bir bilgi paylaşıyor Moriwaki, “Japonya’da mimar ya da mühendis olmak içi diplomayı almanızın bir önemi yok. Önce iki yıl staj yapmalısınız ve ardından devletin açtığı zorlu sınavı kazanmanız gerekiyor. Öyle bir sınav ki bu, girenlerin ancak yüzde 5’i ya da 7’si başarılı olabiliyor.”

Bizdeki müteahhitlerin durumu ortada!

Benim önerim, okullarda afet dersi zorunlu dersler arasında olmalıdır. Bu alan için de işinin ehli insanlara kadro açılmalıdır. Öyle ki bu eğitim, yalnızca okulla sınırlı tutulmamalı aynı zamanda aile ve toplumun da bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.

Covid döneminde nasıl bilim kurulu oluşturulduysa -ki her dedikleri yapıldı- deprem için de işinin ehli uzmanlardan bir kurul oluşturulmalıdır. Bunların öneri ve tavsiyeleri siyasetçiler tarafından dikkate alınmalıdır

Fakat en önemlisi nedir biliyor musunuz? Eğitim kurumları insan hayatına değer veren, dürüst ve ahlaklı insanlar yetiştirmelidir. Zira bizim temel sorunumuz, dürüst insan eksikliğidir.

İnsan eğitimi robot üretimi değildir. Yıllardır söylediğim bir şey var; Bir insanın aldığı eğitim onda kişi onurunun kıymetini idrak ettirmiyorsa ahlakın, erdemin ve dürüstlüğün kapısını aralamıyorsa o eğitimin de eğitimi alanın da hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.